19.11.2022 - 14:44 | Son Güncellenme:
Sevda SARIKAYA- Mehmet CANBULAT / İSTANBUL (DHA)
Yetim Vakfı tarafından, Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla "Yetim ve Kimsesiz Çocuklar Sempozyumu" düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinde gerçekleşen sempozyuma, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rektör Vekili Haluk Alkan, Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz ve çok sayıda izleyici katıldı.
"ÇOCUKLARIN KARŞILAŞTIĞI ONLARCA TEHLİKE BULUNMAKTADIR"
Türkiye ve dünya üzerinde bulunan yetim, öksüz ve dezavantajlı çocukların sorunlarının konuşulduğu sempozyumda TBMM Başkanı Şentop, "Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından geçen yılın sonunda hazırlanan rapora göre günümüzde 150 milyon çocuk yetimdir ve bunlara her gün 10 bin çocuk katıldığı belirtilmektedir. Tabiî çocukların tek sorunu yetim ya da kimsesiz kalmak değildir. Aynı zamanda savaşlar ve çatışmalar sebebiyle yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan ailelerin çocukları da yetim, kimsesiz çocukların mahrumiyetini yaşamaktadır. Geçen yıl 82 milyon insan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldılar. Bu insanların 35 milyonu çocuklardı ve onlar da ya sokaklarda ya da kamplarda yaşıyorlar. Bu çocukların karşılaştığı onlarca tehlike bulunmaktadır. Uyuşturucu satıcılarından, kadın tacirlerine, organ mafyasına, terör örgütü gibi suç yapılarına kendilerini koruma imkanı olmayan bu çocukları istismar edecekleri, kendi amaçlarına hizmet ettirecekleri araç olarak görmektedirler. Bu örgütler tarafından dünyada her yıl 3 milyona yakın çocuk kaçırılarak uyuşturucu ticaretinde kullanılmakta, fuhuş yapmaya zorlanmakta organ mafyasının elinde çeşitli organları alınarak ölüme terk edilmektedirler" dedi.
"400 MİLYON ÇOCUK YETERSİZ BESLENME VE AÇLIK SORUNU YAŞIYOR"
Dünyada, ailesi olan ancak yoksulluktan kaynaklı sorunlar yaşayan milyonlarca çocuğun olduğunu söyleyen Şentop,"Biliyorsunuz günümüzde insanlığın en önemli sorunu paylaşımın adil olmamasıdır. Yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan 1 milyar nüfusun 400 milyonunu da çocuklar teşkil etmektedir. Her beş çocuktan biri savaş ve çatışmalar sebebiyle mağdur olmaktadır. Bu arada Çin'in Doğu Türkistan bölgesinde 2 milyondan fazla çocuğun kültürel asimilasyona tabi tutulmak için ailelerinden alınıp kamplarda tutulduklarını da unutmamamız gerekir. Bu sorunu da sosyal öksüzlük ve yetimlik olarak değerlendirmek gerekmektedir" diye konuştu.
"12 BİNDEN FAZLA ÇOCUK İSRAİL ASKERLERİ TARAFINDAN YARALANMIŞ, 980 ÇOCUK DA HAYATINI KAYBETMİŞTİR"
Şentop, "İsrail'in Filistin'e yaptığı saldırılardan en fazla çocuklar etkilenmektedir. Nitekim son 10 yılda 12 binden fazla çocuk İsrail askerlerinin silahlarından çıkan kurşunla yaralanmış, 980 çocuk da hayatını kaybetmiştir. Afganistan'da, Yemen'de 20 milyona yakın çocuk sağlık ve beslenme yardımına ihtiyaç duymaktadır. Suriye'de yaşanan terör saldırıları ve iç savaş sebebiyle 1 milyondan fazla çocuk yetim kalmıştır. Ülkemizde 23 milyon çocuğumuzdan 270 bine yakını yetim, 82 bine yakını öksüzdür. Ayrıca 5 bine yakın çocuğumuz da hem öksüz hem yetim statüsündedir. Ve onların ruhen ve bedenen sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak hem devletimizin hem toplumumuzun görev ve sorumluluğudur. Hiçbir karşılık beklemeden üstlenilen bu sorumluluklar son derece değerlidir" dedi.
"TOPLUMUN EN SAVUNMASIZ KESİMİ OLAN ÇOCUKLARIMIZ BİZLERE EMANETTİR"
Şentop, "Dünya çapında mazlumların, yetimlerin feryadına, koşarak yüz akı olan İHH yetim makro Kızılay gibi kurumlarımız insanı yaşatarak insanlığı yaşatmanın gereğini yerine getirerek ülkemizin ve milletimizin, insanlığın yarınlarının daha güzel olmasına katkıda bulunmaktadır. Bütün dünyada çocukların yaşama, gelişme, korunma, katılım haklarından hiçbir ayrım gözetmeksizin sahip olması gerekir. Çocukların bu temel haklarla gelişimlerinin sağlanması daha sağlıklı aileler, daha güçlü sağlıklı toplumlar oluşturacaktır. Çocuk hakları eğitimi, şiddet, ihmal ve istismarlar korunmalarında çocuklarımıza çok önemli bir bariyer teşkil edecektir. Toplumun en savunmasız kesimi olan çocuklarımız bizlere emanettir ancak çocuk için değil, çocuk ile birlikte ülkesiyle, çocuğun hayata azami katılımını esas almak gerekir. Özellikle yetim ve kimsesiz çocuklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılarken onların kişilik haklarını ihmal etmeden, hassas kalplerini incitmeden dikkat etmemiz gereken en önemli husustur. Yetimler bizim kendileriyle bereketlendiğimiz şifa kaynaklarımızdır" ifadelerini kullandı.