SiyasetTarihçiler: İnönü’ye Hitler benzetmesi insafsızca

Tarihçiler: İnönü’ye Hitler benzetmesi insafsızca

04.05.2010 - 00:57 | Son Güncellenme:

Erdoğan’ın İnönü’yü Hitler’e benzetmesi için Prof. Turan “Büyük bir insafsızlık”, Prof. Tunçay “Yakıştırma sevimsiz”, Prof. Akşin “Hitler yakıştırması küçük düşürücü. Diktatör benzetmesinden de beter” dedi

Tarihçiler: İnönü’ye Hitler benzetmesi insafsızca

Tarihçiler, Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü Nazi lideri Hitler’e benzetmesini doğru bulmadı.

‘Milli Şef’i parti verdi
Prof. Dr. Şerafettin Turan (Tarihçi):
O yıllarda Türkiye’de herkes o tarz bıyık bırakıyordu. O zaman 10 milyon kişi Hitler’e benziyordu. İsmet İnönü, askerliğinden beri bıyık bırakan birisi. Bu yakıştırmayı büyük bir üzüntüyle karşılıyorum.
Milli Şef söylemini ilk dile getiren, 1938’de, CHP’den önce gazeteci Ali Naci Karacan’dı. Karacan, İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesinden iki gün sonra, “Toplumun büyük çoğunluğunun sevgisini kazanan İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. TBMM yeni Milli Şefi’ni seçti” diye yazmıştı. Sonra CHP aynı yıl içinde bir tüzük değişikliğine gitti. Başbakan Celal Bayar’ın önerisiyle “CHP’nin ebedi başkanı Atatürk’tür” dendi. Ondan sonra bir komisyon kuruldu. Komisyonda, “Parti şefliğinin milli şef vasfını alması doğaldır” dendi ve bu görüş benimsendi. Böylece, “Milli Şef” unvanı kullanılmaya başlandı. İnönü, 1947 çok partili seçimlerinden sonra bu unvanı bıraktı. İnönü’nün Hitler’e benzediğini hiç sanmıyorum. İnönü’nün benzetilmemesi gereken bir kişi varsa, o da Hitler’dir. Bu benzetme büyük bir insafsızlıktır. Türkiye’de maalesef herkes bilir bilmez konuşuyor.

Yakıştırma sevimsiz
Prof. Dr. Mete Tunçay (Bilgi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı):
Bu yakıştırmayı sevimsiz buluyorum. Belki İnönü’nün yarım bıyığı Hitler’in yarım bıyığına benziyor olabilir ama yakıştırma sevimsiz. Bu CHP lideri Deniz Baykal’ın başlattığı bir benzetmeden sonra gelişti. Hatırladığım kadarıyla Baykal, Churchill’in 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’e karşı mücadelesini kendi mücadelelerine benzetmişti. Başbakan da bu benzetmeye tepki gösterdi. Ama, gösterdiği tepki sevimsiz oldu. “Milli Şef”i, Nazi diktatörlüğü ile paralel tutmak yanlış. Evet, bizdeki de tek parti yönetimiydi ama tek parti yönetimleri çeşit çeşittir.

Hitler kana buladı
Prof. Dr. Sina Akşin (Ankara Üniversitesi):
Parti tarafından, Atatürk ölünce ebedi şef, İnönü’nün de “Milli Şef” olması kararlaştırıldı bildiğim kadarıyla. İki dünya savaşı arasındaki yılların bir özelliğiydi güçlü rejimler. Diktatörlükler yaygındı.
1930’lu 40’lı yıllarda Türkiye’nin demokrasi derecesi tek parti rejimi olmasına rağmen Avrupa ortalamasının çok üstündeydi. Hatta bugünkünden de fazlaydı. Tek parti olmasına rağmen, o dönemin bir Silivri’si yoktu. Almanya’dan 142 profesörün burada çalışması bunun en iyi göstergelerinden birisidir. Üstelik yüzde 60’ı Yahudiydi. Bu kişiler Türkiye’yi seçtiler ve pişman olmadılar. Demokrasi denen şey eşitlik ve özgürlüktür.
Hitler yakıştırması çok ağır ve küçük düşürücü bir yakıştırma. Diktatör benzetmesinden de beter. İnönü, ülkeyi savaşa sokmamak için direnirken, Hitler tarihte görülmemiş bir katliama yol açtı. İnönü, barış için uğraşırken Hitler dünyayı kana buladı. Böyle bir benzetme hatalı ve yanlış bir benzetmedir. Gerçekle ilgisi yok.

Haberin Devamı

Kurdukları özelleştirildi
1923-1924, 1925-1937 ve 1961-1965 arasında üç dönem başbakanlık, 1938-1950 arasında cumhurbaşkanı olarak görev yapan İnönü’nün döneminde önemli fabrikalar kuruldu.
* 1936’da Sümerbank Kâğıt ve Karton Fabrikası olarak kurulan, 1955’te ismi SEKA’ya çevrilen fabrika 2005’te kapatıldı.
* Ereğli Demir Çelik Fabrikası 1965’te üretime başladı. 2006’da OYAK’a satıldı.
* 1926’da Alpullu ve Uşak, 1933’te Eskişehir, 1934’te Turhal, 1962’de Ankara ve 1963’te Kastamonu şeker fabrikaları kuruldu. Kastamonu ve Turhal, özelleştirilme listesinde. Alpullu’nun bu yıl satılması öngörülüyor.
* 1 Ekim 1925’te Bursa Dokuma Fabrikası’nın temeli atıldı. 2004’te kepenk indirdi.
* 14 Ağustos 1934’te İzmit Kâğıt Fabrikası’nın temeli atıldı. Fabrika, 17 Mart 2005’te belediyeye devredildi.
* 1938’de kurulan Bursa Merinos Fabrikası 2004’te belediyeye ücretsiz verildi.
* 1938’de kurulan Fiskobirlik, 2006’da özelleştirildi.

Haberin Devamı

İnönü’nün kızı: Çok şaşırdım
İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Erdoğan’ın, babasını Hitler’e benzetmesiyle ilgili olarak, “Çok şaşırdım, kırıldım. Politika değerli insanların ilgilenmesi gereken bir alan. Demokrasi için bu gerekli. Böyle bir şey düşünebilmesini yadırgadım“ dedi. İnönü’nün torunu eski CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan da Erdoğan’ın açıklamalarını yakışıksız ve düzeysiz bulduğunu, açıklamaların asıl amacının Türkiye’nin gündemini değiştirmek olduğunu vurguladı.
Bilgehan, şöyle devam etti: “Benzetmenin en insafsız tarafı, Hitler’in gazabından ülkeyi kurtaran İnönü’ye yapılmış olmasıdır. Özensiz, yakışıksız bir karşılaştırma. Yanlış bir hedef. Yazık. Keşke Erdoğan sinirliliğine yenik düşmese. Ulusal kahramanlarımıza biraz daha fazla özen göstermemiz hepimizin yararına.”

Erdoğan: Atatürk’ün İnönü’ye gönderdiği mektubu inceleyin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün 1931’de Konya gezisi sırasında İsmet İnönü’ye gönderdiği mektubu hatırlatarak şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmet İnönü’ye yazdığı o mektuptaki o incelik var ya... Ah ah, o mektubu iyi incelemek lazım. Hani diyor ya, ‘O camiler, kervansaraylar askerlerden boşaltılsın.’ Sadece o değil, orada daha başka şeyler de var. İşte biz, oraları onlardan temizliyoruz. Ve bu nesile onları kazandırdık, şimdi de geleceğe kazandırıyoruz. Fark bu.” Atatürk’ün mektubu şöyleydi: “Konya’da bilhassa Karatay Medresesi, Alaaddin Camii, Sahipata medrese, cami ve türbesi, Sırçalı Mescid ve İnce Minare derhal ve müstacelen tamire muhtaç bir haldedir. Bu tamirin gecikmesi bu abidelerin kamilen inhirasını mucip olacağından evvela asker işgalinde bulunanların tahliyesinin ve kaffesinin mütehassıs zevat nezaretiyle tamirinin temin buyrulmasını rica ederim.”
Erdoğan’ın mektup diye bahsettiği aslında 19 Şubat 1931 tarihli bir telgraftı.

Haberin Devamı

POLİTİKACILAR DA TARTIŞMAYA KATILDI
Başbakan Erdoğan’ın, İsmet İnönü’yü Hitler’e benzetmesi, TBMM Genel Kurulu’nda şu sözlerle tartışıldı:
Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç: İnönü’nün Yunan’a karşı bağımsızlık savaşı vermesinden Tayyip Erdoğan çok mu rahatsız? İnönü kadar saygın, onurlu bir insanı Hitler’e benzeten adama ben ne diyeyim?
Ak Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş: İnönü, 1950’den itibaren siyasi bir kişilik. Eleştirilebilir.
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek: Erdoğan’ın bu benzetmesi onun seviyesizliğini ortaya koymaktadır. İnönü’nün döneminde kurulan fabrikaları teker teker satan, onun getirdiği yargı bağımsızlığını, hukuk devletini ve demokrasiyi tahrip eden Erdoğan bu saygısız benzetmesinin bedelini ödemelidir.
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural: Türk tarihinde yer almış bir insanın, Hitler’e benzetilmesini yakışıksız buluyoruz. Türk milletine hakarettir.

Haberin Devamı

Şarlo karakteristiği bıyık
Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal’a yanıt verirken, bıyığını da örnek göstererek 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye Hitler benzetmesi yapmıştı. Ancak Hitler’e atfedilen bu bıyık, dünyanın önemli sinema ustaların-dan Charlie Chaplin’in yarattığı “Şarlo” nun en karakteristik özelliklerinden biriydi. Chaplin 1914’te ilk uzun metrajlı filminin ardından “modern palyaço” denilen Şarlo tiplemesini yarattı. “The Kid”, “Altına Hücum” gibi ses getiren yapımlara imza attı. 1920’lerde, henüz Hitler siyaset sahnesinde yer almamışken yarattığı Şarlo dünyaca tanındı. 1940’ta “Great Dictator” (Büyük Diktatör) adlı filmde rol alan Chaplin, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasından bir yıl sonra çektiği bu filmde Nazi liderini yerden yere vurmuş ve tüm dünyanın övgüsünü kazanmıştı.

KEŞFETYENİ
Pankartı görünce dayanamadı! Hemen sahneye çağırdı
Pankartı görünce dayanamadı! Hemen sahneye çağırdı

Cadde | 22.04.2025 - 19:58

Adı gibi her yaptığı olay olan Hadise, yurt dışı konserlerine devam ediyor. Konserde bir hayranının gösterdiği pankarta kayıtsız kalamayan Hadise, harekete geçti.

Yazarlar