01.02.2022 - 20:01 | Son Güncellenme:
Caner ÜNVER / DHA - İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik, "Bizim bu görevlere getirdiğimiz arkadaşlar, böyle bir zamanda kalkıp da bir balıkçı restoranına gidip orada kafayı bulmaz. Zaten biz arkadaşlarımızı seçerken bu tür görevlere getirirken buralarda seçiciyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'un Akçaabat ilçesinde restore edilen ilçe kütüphanesinde gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, ziyaret ettiği illerde gençlerle buluşmaya, duygu ve düşüncelerini bizzat kendilerinden dinlemeye gayret gösterdiğini söyledi. Gençlerle buluşmalarda uzun uzun konuşmak yerine gençleri dinlemeyi arzu ettiğini belirten Erdoğan, 18 yılda yapılan hizmetlere değindi. Erdoğan, Trabzonlu gençlere başta Karadeniz Sahil Yolu olmak üzere yapılan yatırımları özetledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere "Giresun'un Keşap ve Espiye ilçeleri arasında bulunan 600 metre rakımdaki virajlarıyla ve dar yollarıyla meşhur bir geçit olan Armelit geçidini aranızda bilen var mı?" diye sordu. Yanıt gelmemesi üzerine Erdoğan, "Burunlu otobüsleri bilen var mı?" diye sorusunu yeniledi. İki soruya da cevap gelmemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Armelit Dağı, yazları babam bizi memlekete Rize'ye getirirdi. Tabi burunlu otobüslerle Rize'ye geliş bir alemdi, Rize'den dönüş bir alemdi. Çünkü o Armelit Dağı'ndan geçerken bir kere otobüsün camından aşağıya bakamazsın. Çünkü virajları alırken bile 'Acaba nasıl yuvarlanacak, virajı alabilecek mi?' diye düşünürdük. Biz ne yaptık? İşte o Armelit Dağı'nı deldik. Biz orada tünel açtık. Şimdi bir başka güzel oldu. Şimdi tünellerden geçiyorsun ve geçerken de o yemyeşil dağları görüyorsun. Buralara geldik, nereden nereye."
'BU MAKAMA MİLLET SAHİP ÇIKACAKTIR'
Bazen yakın arkadaşlarının "Artık eskiyi anlatmasak mı?" diye serzenişlerini duyduğunu aktan Erdoğan, "Halbuki nereden geldiğimizi bilemezsek nerede durduğumuzu fark edemeyiz. Böyle olunca da nereye gideceğimizi de kestiremeyiz. Üstelik biz eski Türkiye'yi anlatmasak bile eski Türkiye zihniyetinin mensupları sık sık ortaya çıkıp kendilerini zaten hatırlatıyorlar. Kimi zaman eserlerimize ve hizmetlerimize karşı sergiledikleri çirkin yaklaşımlarla bunu yapıyorlar. Kimi zaman insanlarımızın hak ve özgürlüklerine olan nefretlerini göstererek yine yapıyorlar. Kimi zaman nasırlaşmış kalplerinin, köhneleşmiş zihinlerinin, zehir saçan dillerinin ürünü hakaretleri ile bunu yapıyorlar. İşte geçtiğimiz günlerde tam bir 5'inci kol faaliyeti elemanı olarak çalışan gazeteci kılıklı biri çıktı. Bize ve bizim şahsımızda milletimize ağır hakaretlerde bulundu. Milletimiz de yargımız da bu kişinin terbiyesizliğini yanına kar bırakmadı, gerekeni yerine getirdi. Fakat asıl önemli olan bu hakaretin sergilendiği programı yöneten kişinin ve tek parti siyaseti artığı kimi siyasetçilerin hala çıkıp ifade özgürlüğü kılıfı ile yapılan alçaklığı savunmaya kalkmasıdır. Halbuki bize yapılan hakaret kendilerine söylense dünyayı birbirine katarlar. Tayyip Erdoğan'ın kendisine yapılan hakaret benim için önemli değil. Fakat bu kardeşiniz, ağabeyiniz, bu büyüğünüz neyse, bir makamı temsil ediyor. Bu makam Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Bu makamı korumak da benim görevimdir. Cumhurbaşkanlığı makamına bırakın benim sahip çıkmamı 'Cumhur' diye ifade ettiğimiz bu millet sahip çıkacaktır" diye konuştu.
'BUNLARI 1980 DARBESİNE ÇANAK TUTTUKLARI YILLARDAN BİRİLİRİZ'
"Biz bunların cemaziyülevvelini iyi biliriz. Biz bunları 1960'ta ülkenin seçilmiş Başbakanı'nı idam sehpasına gönderenleri alkışlamalarından biliriz" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz bunları 1970'li yıllarda sapkın ideolojileri uğruna gençlerimizi birbirlerine kırdırdıkları dönemlerden biliriz. Bunları siz bilemezsiniz ama biz biliriz. Biz çünkü o dönemleri yaşadık. Biz bunları 1980 darbesine çanak tuttukları yıllardan biliriz. Biz bunları 28 Şubat'ta milletimizin inancına hak ve özgürlüklerine yapılan saldırılara verdikleri destekten biliriz. Biz bunları geçtiğimiz 20 yıl boyunca her konuda ülkenin ve milletin aleyhine saf tutuşlarından biliriz. Dolayısıyla bugün yaptıkları da bizi pek şaşırtmıyor. Ne devletimize yaptıkları husumet bizi şaşırtıyor, ne milletimizin inancına, tarihine, kültürüne, değerlerine olan azgınca düşmanlıkları bizi şaşırtıyor. Ne kendi çıkarları ve ajandaları uğruna, ülkemize verdikleri zararlar bizi şaşırtıyor. Ama siz gençlerimizin bunları çok iyi tanımaları gerekiyor." Gençlerin bunları bir kenara yazmalarını ve vakti saati geldiğinde karşılarındakinin kimler olduğunu çok iyi bilmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkat edersiniz ki bunlar sadece demokrasi başlığı altındaki konular. Bir de kalkınma meselesi var ki bunların o hususta ülkemize ve milletimize en küçük bir hayırlı bir hizmetleri, kalıcı eserleri, göğüslerini gererek gösterebilecekleri yatırımları zaten yok. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal desteklere hangi alana bakarsanız bakın gördüğünüz hemen her eser ve hizmetin altında bizim imzamız vardır." ifadelerini kullandı.
"Bil Oğlum" türküsünün dizelerini okuyarak sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vakti geldiğinde karşınızdakilerin kimler olduğunu çok iyi bilin" dedi.
Trabzonspor ve futbol üzerine de gençlerle sohbet eden Erdoğan, şehre kazandırılan spor tesislerini anlattı. Gençlerin soru ve taleplerini alan Erdoğan, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarındaki internet sıkıntısıyla ilgili şikayetler üzerine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasaploğlu'na seslenerek, "Mehmet Bey bu cevap sana yakışır" dedi. Erdoğan'ın beraberinde bulunan Bakan Kasapoğlu ise "Zaten Cumhurbaşkanımıza konuyu arz ettik. İnşallah önümüzdeki dönem itibariyle internet kotasıyla ilgili artırım yapıyoruz" cevabını verdi. Erdoğan da "Evelallah, inşallah en güzel şekliyle internette öğrencilerimizi rahatlatacağız, bugüne kadar olduğu gibi" ifadelerini kullandı.
Daha önce İstanbul'da yaşayan Rizeli bir öğrencinin İstanbul'daki son yaşanan karla mücadele çalışmalarına yönelik "Şu an İstanbul'da olan nedir?" sorusuna Erdoğan, "Yani İstanbul'da bizden sonrakilere kalan bir şey olmadı ki ne yaptıysak biz yaptık. Olmayan bir şey vardı, Sarıyer Kahraman'nda balık yemek. Çünkü bizim öyle bir derdimiz yoktu. Bizim tek derdimiz İstanbul'un neresinde bir eksik var onları süratle gidermekti" açıklamasında bulundu.
'BUNLARIN AŞKI VE HEYECANI YOK'
İstanbul'da metrobüs hizmetinin kendileri ile başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu andaki yönetim bir metrobüs dahi yapmış değil. Halbuki metrobüs olayı zor bir şey değil. Onun için ayrı bir hattı inşa ediyorsunuz. Bu hatta da lastikli sistem getiriyorsunuz. Bu sistemde körük ve lastik var, bunlar var. Ya bunu bile yapmaktan bunlar aciz ve düşünün bizim yapmış olduğumuz tünelleri kapatıyor bunlar. Mesela Sancaktepe'de tünel açıldı. Baktık bu gitmiş tünelleri kapatıyor. Halbuki bu tüneller, metro Üsküdar'dan oraya kadar insanları rahatlatacaktı. Buna bile fırsat vermediler. Bunların böyle bir aşkı ve heyecanı yok. Marmaray'ı bize zindan ettiler, bizi mahkemeler ile uğraştırdılar. Buna rağmen biz 5 yılda burayı bitirdik. Bir de otomobillerin geçişi ile ilgili bir de Avrasya'yı yapalım. Bir de Avrasya tünelini yaptık. Bir de İstanbul'da iki altın bilezik biri Şehitler Köprüsü biri Fatih Sultan Mehmet. Bir de üçüncü Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Bu bile bu CHP'lileri rahatsız etti. 'Adını niye Yavuz Sultan Selim koydunuz?' Ula Fatih Sultan Mehmed'un adının olduğu yere Yavuz Sultan Selim yakışmaz mı?" diye konuştu.
Rizeli bir öğrencinin şu ana kadar cep telefonu numarasını değiştirip değiştirmediği ile ilgili soru üzerine Erdoğan, "İşletenlerin sayısı arttığı zaman numarayı mecburen değiştiriyoruz. Artık bakıyor ki bu iş aldı başını gidiyor, hemen özel kalemin 'Başkanım bunları değiştirmemiz lazım' diyor. Çünkü telefonlar elden ele dolaştığı gibi bir de maalesef işletenlerin sayısı arttıkça bizde tabi değiştirmek durumunda kalıyoruz. Bunun dışında hamdolsun bütün telefon diplomasisini çok dikkatli çok hassas kullanmaya gayret ediyoruz" dedi.
'DOST KAZANMANIN GAYRETİNDE OLDUK'
Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim üzerinden dış politika stratejisinin sorulmasına ise Erdoğan, şöyle dedi.
"Dış politika noktasında özellikle bizim hedefimiz daha çok düşman üretmek değil dost kazanmak. Bugüne kadar da biz gerek yakın komşular olarak Rusya ile gerek Ukrayna ile tabi diğer tarafta doğuda İran olsun bunun yanında özellikle Avrupa ülkeleri ile münasebetlerde olsun hep dost kazanmanın gayreti içerisinde olduk. Tabi Rusya ile münasebetler tarihinden bu yana bizim bu dönemimizdeki kadar hakikaten bir dostluk içerisinde yürümedi. Çok daha da önemlisi ticaret hacmi itibariyle de çok ciddi bir ticaret hacmine bu dönemde ulaştık. Bunların içerisinde stratejik ürünlerde bizim Rusya ile münasebetlerimiz iyi bir konuma geldi. Bunların en önemlisi doğal gaz konusunda, şu anda doğal gazla olan ilişkimiz çok çok ileri derecede. Hele yeni attığımız bir adım biliyorsunuz Rusya ile nükleer enerji. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali yapılıyor. Bu da Allah nasip ederse önümüzdeki yıl içerisinde belki bu yıla da yetiştirebilirler. 2023'te bu nükleer enerji santralini inşallah yapıp oradan üretime geçilecek. Biz kendileri ile bu arada ikinci bir adımı daha attık. O görüşmeleri yaptık. O da 'İkinci bir santrale girer miyiz?' diye. Bunları sayın Putin ile konuştuk. Bu konuda da bunun üzerinde çalışalım belki ikinci bir nükleer enerji santralini yine Rusya ile yapma durumumuz da söz konusu. Bu bir defa bizi nükleer enerji bunun yanında doğal gaz bunlar birbirimize bağlama noktasında çok önemli. Dış siyasetin bana göre en önemli ayağı da bu."
'AMERİKA İLE TERS YÜZ OLMAK İSTEMİYORUZ'
S- 400 konusuna da değinen Erdoğan, "Diğer taraftan bizim bu S- 400 konusu Türkiye ve Rusya arasındaki çok önemli bir adım. S- 400 çok önemli bir savunma sistemi. S- 400'leri aldığımız andan itibaren zaten bunu biliyorsunuz uluslararası camia ciddi manada rahatsız oldu. Başta Amerika 'İşte almayın, biz size şöyle yaparız, böyle yaparız' dediler. Biz de 'Kusura bakmayın, bu karar bizim kararımızdır ve biz bu kararımızı verdik.' Rusya ile anlaştık ve NATO noktasında da bu iş herhangi bir olumsuzluk meydana getirmiyor. Çünkü NATO ülkelerinin her biri silahlanmada silahlarını kendi kararını vermek suretiyle alır ve biz de bu kararımızı verdik. Bu şekilde aldık. Tabi Amerika olarak siz bize maalesef parasını verdiğimiz halde vermediğiniz ürünler var bunların içinde en önemlisi de F- 35. F- 35 ile ilgili biz Amerika'ya 1 milyar 450 milyon dolar ödeme yaptık. Ama bize vermeleri gereken F- 35'leri vermediler. Hala oyalıyorlar. Şu anda kendilerine 'Savunma Bakanlığımız bazı görüşmeler yapmak suretiyle bu problemi çözelim' diyoruz. Çünkü Amerika ile biz ters yüz olmak istemiyoruz. Çünkü birçok alanda kendileri ile attığımız adımlar var. Bununla ilgili Savunma Bakanlığımız muhatabı ile bu çalışmayı sürdürüyor. Gerekli F- 16'ların modernizasyonu veya yeni bazı F- 16'lar bize vermek suretiyle bunu da çözmenin gayreti içerisinde olacağız. Tabi bu arada Şubat'ın 3 veya 4'ünde bir Ukrayna ziyaretim olacak. Ukrayna ile Yüksek Düzeyde Stratejik Konsey Toplantısı için inşallah günübirlik bir Ukrayna'ya gideceğiz. Ardından da sayın Putin'in bize bir ziyareti olacak. Bizim tabi bütün derdimiz, Ukrayna ile Rusya arasındaki bu sıkıntının giderilmesi. Bu konuda sürekli konuşulan savaş filan biz Rusya ve Ukrayna arasında böyle bir savaşın olmasını asla arzu etmiyoruz. Bu bölge için hayra alamet bir gelişme değildir. Bir NATO ülkesi olarak da böyle bir şeyi istemiyoruz, kabullenmiyoruz. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, o da zaten açıklamaları ile bizim de önümüzü açmış oluyor. Temennim odur ki inşallah bunu da barış ile çözmüş oluruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, öğrencilerden adaşı olan bir gencin 2002 yılında kendisiyle çektirdiği fotoğrafı göstermesi üzerine, "4 yaşındayken babasının kucağından gelmiş benim kucağıma. Aferin hatıralara iyi sahip çıkıyorsun" diyerek gence teşekkür etti.
'BU TÜR İNSANLARLA YÜRÜMEYİZ'
Bir öğrencinin "Kar fırtınasının yaşandığı gün balıkçıya giden AK Parti'li bir belediye başkanı olsaydı tepkiniz ne olurdu?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Şunu çok rahat gönül huzuru ile söyleyebilirim. Bizim bu görevlere getirdiğimiz arkadaşlar böyle bir zamanda kalkıp da bir balıkçı restoranına gidip orada kafayı bulmaz. Zaten biz arkadaşlarımızı seçerken, bu tür görevlere getirirken buralarda seçiciyiz. Onun derdi ne olacak sadece hizmet olacak. Çünkü her zaman konuşmalarımızda benim söylediğim bir şey var. 'Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik' diyoruz. Bırakın sadece karı, karın dışında da meydanda yok. Deprem oluyor depremde neredeyiz arazideyiz. Bingöl depremi oldu gece yarısı arkadaşlarımla beraber Bingöl'deydik. Simav depremi oldu aynı şekilde. Van'da bütün oradaki yıkımlar bitene kadar ilgili arkadaşlarım bakanlarımızla beraber Van'daydık. Bakıyorsun afetler oldu, bunlar meydanda yok. İstanbul'u sel bastı beyefendi Bodrum'da. Bunlarda hayat böyle devam ediyor. Burada neyi anlatacaksın. Ama Genel Başkan'ın bunlara yönelik en ufak bir operasyonu yok. Bizim bir defa bu tür insanlarla yürümeyiz. Gereği neyse onu yaparız. Bunlarla ilgili konuşmak bile bize zül geliyor. Ama artık diyoruz ki 'ya sabır inşallah 2023, 2024'de benim milletim gereğini yapar' diyoruz."
"BU YILIN EN FAVORİ ŞEHRİ SAMSUN"
Samsunlu bir genç, TEKNOFEST 2022’nin Samsun’da yapılacak olması dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. Bunun üzerine de Erdoğan, “TEKNOFEST’in başında bizim damat Selçuk Bayraktar var. Selçuk Bayraktar nereli? Sürmeneli. Diğer damat da Çaykaralı. Dolayısıyla bu yıl ki TEKNOFEST’i nerede yapalım diye istişareyi benimle yapınca, bu yılın en favori şehri olsa olsa Karadeniz’de Samsun olur dedik. Samsun’da yapılacak olan TEKNOFEST’te istiyoruz ki Doğu Karadeniz’i ve batıyı tamamen Samsun’da inşallah toplayalım. Muhteşem bir organizasyonu Samsun’da sağlamış olalım. Onlar da bütün imkanlarını seferber edecekler. Samsun’da inşallah muhteşem bir TEKNOFEST gerçekleştirmiş olacağız” açıklamasında bulundu.
Buluşmada, 'Kesişme; İyi ki varsın Eren' filminin müziğini seslendiren lise öğrencisi Akçaabat Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü öğrencisi Ceren Ece Öksüz de yer aldı. Erdoğan, Öksüz'den film şarkısını canlı dinlemek istediğini söyledi. Ceren Ece Öksüz, yöre kadınlarının imece usulü çalışırken seslendirdikleri 'He Yamo' türküsünü söyledi.
İyi ki varsın Eren… pic.twitter.com/i5HbPTeeK2
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) February 1, 2022