11.01.2019 - 11:21 | Son Güncellenme:
AA
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'nin 10 milyon 337 bin üyesinden 504 bininin seçmen kütüklerinde kaydını ne yazık ki bulamadık." dedi.
Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen 129. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, seçimlerden önce yaptıkları son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı olacağını söyledi.
Bundan sonra seçim bitene kadar gece gündüz sahada olacaklarını, çalışacaklarını belirten Erdoğan, bugüne kadar Ankara, İstanbul, İzmir, Denizli ve Sivas'ta ilçeleriyle tüm adayları millete takdim ettiklerini hatırlattı.
Büyükşehirlerin bir kısmını bizzat açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, bugün Trabzon'da aday tanıtım toplantısını gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle geçmiş dönemde Erzurum milletvekilimiz, daha önceki siyasi hareketlerimizde beraber olduğumuz yol ve dava arkadaşlarımız Muhyettin Aksak kardeşimiz rahmetli oldu. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Bugün Ahmet Hamdi Akseki Camisi'inde cenaze namazı kılınacak. Ondan sonra Erzurum'a götürecekler. Hep birlikte birer Fatiha okuyalım." diye konuştu.
"6 İLDE BİZZAT KATILACAĞIM"
Cumartesi Kocaeli, pazar Sakarya'da aday tanıtım toplantılarına devam edeceklerini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki hafta sonu iki ilimizde, bir sonraki hafta sonu yine iki ilimizde daha aday tanıtım toplantısına bizzat katılacağım. Diğer illerdeki tüm aday tanıtım toplantıları Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimiz tarafından gerçekleştirilecek. Süratle iki hafta içerisinde aday tanıtım toplantılarını bitirelim ve artık adaylarımız arazide çalışmalarını süratle devam ettirsinler. Bu arada da adaylarımızla birlikte il genel meclisi üyelerimiz, belediye meclisi üyelerimiz, bunların da belirlenmesi süreci olacak. Bunlar da belirlenerek araziye hep birlikte hakim olmamız gerekecek. Son toplantımızda görevlendirmeleri yaptığımız gibi bütün arkadaşlarımıza da nerelerden sorumlu olduklarını bildirdik. Yarından itibaren arkadaşlarımız illere dağılmaya başlıyor. Bazı yerlerde ertelemeler olabilir. Bunları Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız kendilerine bildirecekler."
AK Parti Genel Merkezi'nin il başkanlarına verilmek üzere il aday tanıtım programı rehberi de hazırladığını belirten Erdoğan, 31 Ocak'ta yapılacak büyük aday tanıtım ve manifesto toplantısına kadar bu süreci tamamen bitirmiş olacaklarını ifade etti.
Bu ay sonunda Ankara Kapalı Spor Salonu'nda tüm adaylarla bir araya geleceklerini, manifestoyu da açıklayacaklarını anlatan Erdoğan, tüm belediye başkan adaylarının ülkeye ve şehirlere hayırlı olmasını diledi.
"DAVA ADAMLIĞI DA SİYASETTE BUNU GEREKTİRİR"
Aday belirleme sürecinde yaşanan her şeyin artık geçmişte kaldığına dikkati çeken Erdoğan, "Ne aday adaylarımızın ne de adaylarımızın bu dönemdeki rekabeti seçim çalışmalarına yansıtmayacaklarına canı gönülden inanıyorum. Dava adamlığı da siyasette bunu gerektirir. Aksi yönde davrananlar olursa, zaten bunlar hiçbir zaman AK Parti'li olmamış, olamamış, dava adamı da siyasetçi de olmamış demektir. 'Eğer benim istediğim olursa eyvallah, benim istediğim olmazsa yallah' derseniz, bu AK Parti'li değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonra tüm vaktin ve enerjinin milletin gönlünü kazanmaya verilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ehliyet ve liyakat, çizilen kendilerine ait belli çerçeveye oturmaz. Böyle bir şey yok. Ehliyet ve liyakatte aranan bellidir. İller vardır ki orada şartlar değişir. İller vardır ki orada çok daha kısıtlı şartlar içerisinde adayınızı belirlersiniz. Tabii bütün bunlarla beraber Türkiye maruz kaldığı tüm saldırılara ve tuzaklara rağmen demokratik hukuk devleti niteliğinden asla taviz vermemiş bir ülkedir ve taviz de vermeyeceğiz. Demokratik hukuk devleti ilkesinin en sağlıklı ve güçlü şekilde işlediği alanlardan biri de milli iradenin tecellisine vesile olan seçimlerimizdir.
Seçimlerle ilgili kurumlarımız, yargı teminatı altında işlerini başarılı bir şekilde yapmaktadır. Buna rağmen bazı kesimlerin kendi başarısızlıklarını seçimleri yürütmekle görevli kurumlarımıza yükleme gayretlerine her dönemde şahit olduk. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde avukat ordusuyla seçim kurullarımızı tehdit eden bir adayı hala unutmuş değiliz. 'Yüksek Seçim Kurulunun önünde oturacağız' diyenleri unutmuş değiliz. Ne oldu, nerede oturdunuz? Hala oturuyorsunuz. Artık esameleri bile yok."
Seçmen kütükleriyle, sandık tutanaklarını birleştirme yazılımıyla ilgili iddiaların her başarısızlığın ardından dile getirildiğine dikkati çeken Recep Tayyip Erdoğan, "Bunun üzerine biz de arkadaşlarımıza, 'acaba buralarda bir sorun olabilir mi veya var mı siz de bir bakın' talimatını verdik. Ortaya çıkan tablo, ortada kasıtlı bir sorun bulunmadığı ama sistemden kaynaklanan sıkıntıların asıl mağdurunun da AK Parti olduğunu gösteriyor." dedi.
AK Parti'nin 10 milyon 337 bin üyesinden 504 bininin seçmen kütüklerinde kaydını bulamadıklarını aktaran Erdoğan, "Partimizin üyesi olan, dolayısıyla sandık başına gittiğinde zaten oyunu alacağımız yaklaşık yüzde birlik bir seçmen kaybımız var baştan. 24 Haziran'da seçmen listelerinde yer aldığı halde 2019'da kaydı olmayanların sayısı 924 bine yakındır. Bunların 234 bini vefat, 205 binden fazlası askerlik, 63 bini hükümlü veya kısıtlı, 63 binden fazlası da yurt dışına gitmiş olmaları sebebiyle listelerde bulunmuyor." bilgisini paylaştı.
Burada bir sıkıntı olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak MERNİS'te adres kaydı olmadığı için listelerde yer almayan 375 bin kişi var ki bu konuda teşkilatlarımıza önemli görevler düşüyor. Bu kişilere teker teker ulaşıp adres bilgilerini düzelttirmemiz ve seçmen kütüklerine kaydettirmemiz lazım." uyarısında bulundu.
"YAKIN MARKAJA ALACAĞIZ"
24 Haziran seçimlerine göre, ilçe değiştiren 1,5 milyona yakın seçmen bulunduğunu üstelik bunların 222 binden fazlasının AK Parti üyesi olduğunu belirten Erdoğan, "Öyleyse yakın markaja alacağız. İşte 'Buradan taşınalım, kaydı taşıyalım da muhtarlığı alalım, taşıyalım da il genel meclisi üyeliğini alalım, belediye meclis üyeliğini alalım veya belediye başkanlığını alalım', AK Parti bu tür bir yanlışın içerisine kesinlikle girmemelidir. Bu konuyu siz kontrol altına alacaksınız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu kişileri gittikleri ilçelerde bulup, AK Parti ile irtibatlandırmanın da yine parti teşkilatlarına düştüğünü vurguladı.
Bu yıl ilk defa oy kullanacak yaklaşık 1 milyon seçmenin varlığının çok önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Seçim İşleri Başkanlığımızda tüm bu kayıtlar detaylarıyla mevcuttur. Onun için ana kademe kadın kolları ama özellikle de gençlik kolları bu işi çok yakından takip etmek durumundadır ki bu 1 milyon ilk defa oy kullanacak olanları yakın markaja alalım ve onların inşallah oy kullanmada herhangi bir yanlışa düşmesini baştan engelleyelim." diye konuştu.
"31 MART SEÇİMLERİ 25 YILLIK BİR TECRÜBENİN ZİRVE NOKTASI OLACAK"
Parti teşkilatlarından, üyelerden başlayarak seçmen kütüklerinden çıkan ve giren herkesi takip etmesini isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ilçeye yerleşen kişiye teşkilatımızın hoş geldin ziyareti yapması seçme ve seçilme hakkı elde eden gençlerimize partimizi tanıtması ve hatta partimizde siyasete davet etmesi, adres kaydı olmayanların kayıtlarını yaptırmasını sağlaması bizlere güç kazandıracaktır. Görüldüğü gibi bu rakamların hepsi de önemlidir ve seçimlerde bize lazım olan farkı ortaya koymamızda çok ciddi katkı sağlayabilecek büyüklüktedir. İl ve ilçe başkanlarımızdan bu konuları detaylıca çalışmalarını istiyorum.
AK Parti olarak bizim için 31 Mart seçimleri belediyecilikte 25 yıllık bir tecrübenin zirve noktası olacaktır. Milletimiz 25 yıldır şehirlerini ve hayatlarını bu kadroların belediyecilik anlayışına teslim ediyorsa elbette bunun bir sebebi var. Durup dururken bunu yapmıyorlar. Bir memnuniyet var. Bundan dolayı da AK Parti ile beraber bu yolda yürüdük, yürüdüler. Hep söylediğim gibi kimsenin AK Parti'ye oy vermek gibi bir mecburiyeti, mahkumiyeti, borcu yoktur. Milletimizin her bir ferdini AK Parti'ye oy vermeye davamızla, ahlakımızla, duruşumuzla, mütevazılığımızla, hizmetlerimizle, projelerimizle, vizyonumuzla biz halkımızı ikna edeceğiz."
"HAKİM OLMAK DEĞİL HADİM OLMAK ÜZERE YOLA ÇIKMIŞ KADROLAR"
Kendini milletin üzerinde gören, oy sandığından çıkacak sonucu çantada keklik sanan teşkilat yöneticisi, milletvekili, belediye başkanı veya adayı kadar AK Parti'ye zarar veren kimse olamayacağını dile getiren Erdoğan, "Siyaset, milleti kendinden nefret ettirme değil kendini millete sevdirme, benimsetme kabul ettirme sanatıdır. AK Parti milletimize hakim olmak değil hadim olmak üzere yola çıkmış kadroların partisidir. Bugüne kadar kazandığımız her başarının ardında işte bu şuurla çalışıyor olmamız vardır." dedi.
Siyasette hiçbir görevin kimseye zorla verilmediğini, göreve talip olanlar arasından seçim yapıldığını anlatan Erdoğan, "Şayet AK Parti'nin millete hizmetkarlık esasına dayanan siyaset anlayışını kendi yapısına, tarzına, konumuna uygun bulmayan varsa zaten yanlış yerdedir." diye konuştu.
"Halka hizmetin Hakk'a hizmet olduğu ilkesi bizim medeniyetimizin siyaset ve yönetim anlayışının temelini oluşturur." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçmişte 70 yaşındaki ak sakallı amcalarımızla 17-18 yaşındaki fidan gibi delikanlılarımızın bayrak asmak için yan yana direklere, çatılara çıktıklarını, balkonlara tırmandıklarını biliyoruz. Biz oralardan geldik. Kimi alnının teriyle kazandığı parayla kazandığı son model otomobilini, kimi ekmek teknesi aracını hiç düşünmeden taşlı, tozlu yollara vuran fedakar dava adamlarını biliyoruz. Sabah namazıyla evden çıkıp gece yarısından sonra yatağa giren, bazen ağzına bir lokma yiyecek dahi koymadan gün boyu fisebilillah koşturan nice gizli kahramanlar biliyoruz. Bu şekilde haftalarca, aylarca çalışan hayatını davasına adamış abide isimler biliyoruz. Ve şu anda bunların büyük bir kısmı ahirete irtihal etmiş olan kardeşlerimiz ve biz işte onların bu gayretlerinin semeresi olarak buralardayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin, evinde ailesine, mahallesinde esnafına, cami bahçesinde veya mahalle kıraathanesinde sohbet ettiği arkadaşlarına, dolmuşta, otobüste birlikte yolculuk ettiği insanlara, iş yerinde mesai arkadaşlarına, temas ettiği herkese samimiyetle davasını anlatan gönül erleri bulunduğunu belirterek, bugünlere büyük dava insanlarının verdikleri samimi ve akıllı mücadeleyle geldiklerini söyledi.
"HER ŞEY İNSANLA BAŞLIYOR VE İNSANDA BİTİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Günümüzde gelişen teknolojinin etkisiyle siyasetin teknik araçları farklılaşmış olabilir. Artık bayrak asmak için direklere çıkmak gerekmiyor da olabilir. Daha çok insana ulaşmak için sosyal medya gibi alternatif mecralar gelişmiş olabilir ama unutmayınız hala her şey insanla başlıyor ve insanda bitiyor." dedi.
İnsanlara değerli hissettirmenin yolunun, hangi kanal kullanılırsa kullanılsın onlarla doğrudan iletişime geçmek olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun için her fırsatta çalmadık kapı, sıkmadık el, almadık gönül bırakmayacağız diyoruz. Bunlar sanal ortamda veya sanal unsurlarla olacak şeyler değil. İnsanın eliyle insanın gözü, kulağı, dili hiçbir zaman sanal ortamda gerçekleşmez. Ama insanoğlunun o gülücüğü, insanoğlunun o gözlerindeki bakış, ifade tarzındaki o kullandığı kelime, kelam, bütün gönülleri buraya çeker. Onu sanal ortamda yapamazsınız, sanal malzemelerle olmaz. Onun için de çok yoğun, çok geniş kapsamlı çalışmayı teşkilat olarak yürütmemiz lazım. 10 milyonu aşkın üyelerimizi nasıl çalıştıracağız? Bunun üzerinde durmamız lazım. Hiçbir siyasi partide böyle bir üye yok. Bu üye bizde. Ama çalışmamız lazım. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları yoğun bir çalışmanın içerisinde olmamız lazım. Mahalle, köy ve sandık temsilcileriyle bu çalışmaları yürüteceğiz. Diyoruz ya sandık esaslı bir çalışma."
Millet adına görev yapan emanetçiler olduklarına dikkati çeken Erdoğan, millet görev verdiği sürece emaneti ne kadar iyi temsil edebilirlerse kendilerini o derece başarılı sayacaklarını vurguladı.
Erdoğan, salondakilere, "Her bir arkadaşımın işte bu şuurla hareket edeceğine inanıyorum. AK Parti, her seçimi bir imtihan olarak görür, böyle değerlendirir. Kolay imtihan olmaz. Esasen AK Parti kurulduğu günden beri sürekli imtihan içindedir. Bu bakımdan milletimizle irtibatımız seçimden seçime değil, süreklidir, her andır." diye seslendi.
Seçimden seçime millete giden partilere dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, bu partilerin hiçbir zaman bulundukları yerin ötesine geçemediklerini belirtti. Erdoğan, iktidara ulaşmayı, milletin gönlüne girerek başaramayacaklarını görenlerin uzun süredir uyguladıkları bir taktiği bulunduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Bunlar kendi politikalarını, projelerini, vizyonlarını anlatarak milletin desteğini almaya çalışmak yerine sadece ve sadece AK Parti'yi ve onun temsilcisi olarak gördükleri şahsımızı hedef alıyorlar. Hatta işi Türkiye'ye zarar verme pahasına bu hedeflerine ulaşmayı kendilerine meşru görecek kadar ileri götürdüler. Özellikle geçtiğimiz 5-6 yılda yaşadığımız hadiseler bize yerli ve milli duruş sahipleriyle günübirlik politikaları için ülkenin ve milletin sırtına hançer vurmayı göze alabilenlerin farkını çok daha iyi göstermiştir. Seçim ittifakları da işte bu yaklaşımlar çerçevesinde şekillendi, şekilleniyor. Bir yanda terör örgütlerine karşı dimdik duranlar, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kazanımlarına darbe vurmaya çalışanlara geçit vermeyenler var. Diğer tarafta ise terör örgütleriyle kol kola girenler, kendi çıkarları için feda edemeyecekleri hiçbir değeri olmayanlar var. Bunlar amaçları uğrunda her türlü yalana, iftiraya, çarpıtmaya başvurmaktan da çekinmezler."
"YAPTIĞI İŞİN ADI EN BAYAĞISINDAN BİR TETİKÇİDİR"
Mevlana'nın "Bozuk olunca maya, ne ar tanır ne haya." sözünü anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Maalesef mayası bozuk bir kesim adeta tüm hayatlarını ülkenin ve milletin aleyhine işler yapmaya adamıştır. Şimdi size bunun çok basit bir örneğini vereceğim. Türkiye malum olduğu üzere geçtiğimiz aylarda yurt dışı kökenli ciddi bir kur ve faiz saldırısına maruz kaldı. Böyle bir durumda ülkesini ve milletini sevenlerin yapması gereken, ekonomilerine dört elle sarılmaktır. Bizde ne yapılıyor? Eskiden beri belli muhalefet partisinin borazanlığını yapan bir gazete, Türkiye ekonomisini hedef alan yalan yanlış birçok şeyle bu saldırılarını sürdürüyor. Manşetlerde de güya habercilik yapıyor. Ama aslında yaptığı işin adı en bayağısından bir tetikçiliktir. Güya ekonomimizin 2019'da daha kötüye gideceğini ima ederek kendince ülkemize kurşun sıkıyor. Türkiye ekonomisi üzerinde kara bulutlar toplamaya çalışanların daha önceki tahminleri ve gerçekleşenler de ortada."
Erdoğan, 2017'de Türkiye'nin yüzde 3-3,5 büyüyeceğinin söylendiğine değinerek halbuki 7,4 büyümenin yaşandığını vurgulayarak "Kur, faiz, enflasyon üçgeninde ülkemize kurulan tezgaha rağmen 2018 büyümesi de yine tahminlerin üzerinde olacak. İlk üç çeyrekte yüzde 4,5'lik bir büyümeyi yakaladık. 2019 yılı için de ilkelerini dengeleme, disiplin ve değişim diye ifade ettiğimiz yeni ekonomi programımız çerçevesinde zaten gayet gerçekçi büyüme hedefleri koyduk. Açıkçası şahsen bu hedeflerin çok üzerine çıkacağımıza inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"16 YILIN ORTALAMASI 9,5"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi batmış, bitmiş, yerle yeksan olmuş bir ülke gibi göstermenin gayretiyle yanıp tutuşanlara Allah'ın izniyle bir kez daha derslerini vereceklerini dile getirdi. İhracatta ve turizmde rekorlar kırılan bir yılı geride bıraktıklarını belirten Erdoğan, sosyal güvenlik açığının, öngörülenin yarısının bile altında kapatıldığına dikkati çekti.
Erdoğan, üzerinde ısrarla durulan konunun "enflasyon" olduğunu aktararak şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşlarıma, ana muhalefetin sözcüsü filan bunlar çıktılar bir şeyler konuşuyor. 'AK Parti dönemi, enflasyonda en yüksek oranlara çıkılan dönem' diyorlar. Ben bunu iki programda açıkladım ama bir de bugün ekranları başında bizi izleyen tüm milletimle tekrar paylaşmak istiyorum. Özellikle de teşkilatımın bunu çok iyi bilmesi gereğine inandığım için sizlerle de tekrar paylaşmanın isabetli olacağına inanıyorum.
Şöyle bir 14 yıl, ardından 16 yıl...14 yıla baktığımızda ilk 3 yıl Anavatan Partisinin tek başına iktidarı var. Enflasyona bakıyoruz sene 1989 enflasyon oranı 64,3. 1990'a bakıyoruz enflasyon 60,4. 1991'e bakıyoruz yine Anavatan iktidarı enflasyon 71,1. Geliyoruz koalisyon, fakat şu anda CHP, 'SHP'nin bizimle alakası yok' demeye başladı. Bunların birbirinden farkı var mı? Biliyorsunuz biz kargayı sesinden tanırız. Ve DYP-SHP sene 1992 enflasyon 66. 1993'te enflasyon oranı 71,1. 1994 yılında, 30 yılın rekoru, enflasyon 120,3. 1995'te enflasyon 76,1."
Refah-Doğru Yol iktidarında enflasyonun 79,8 olduğunu hatırlatan Erdoğan, enflasyonun 1997'de 99,1; 1998'de 69,7; 1999'da 68,8; 2000'de 39; 2001'de 68,5; 2002'de 29,8 olarak gerçekleştiğini belirtti. Erdoğan bu 14 yılın ortalamasının, 70,3 olduğuna işaret etti.
Erdoğan, AK Parti iktidarındaki enflasyon verilerine de değinerek şunları kaydetti:
"Şimdi bizim dönemimize geliyoruz, tamamı zaten tek parti iktidarı. 2003 enflasyon 12,7; 2004 enflasyon 9,4; 2005 enflasyon 7,7; 2006 enflasyon 9,7; 2007 enflasyon 8,4; 2008 enflasyon 10,1; 2009 enflasyon 6,5; 2010 enflasyon 6,4; 2011 enflasyon 10,5; 2012 enflasyon 6,2; 2013 enflasyon 7,4; 2014 enflasyon 8,2; 2015 enflasyon 8,8; 2016 enflasyon 8,5; 2017 enflasyon 11,9; 2018 enflasyon 20,3. Yani bizim iktidarımızda, 2018'de enflasyon en yüksek seviyeye çıkmış 20,3. Bunun dışında belli bir dönemde zaten tek haneli olarak yapıyormuşuz. Peki bu 16 yılın ortalaması nedir? 9,5."
Bir uluslararası ekonomi kuruluşunun Türkiye'nin 2030'da satın alma paritesine göre 5'inciliğe kadar yükselebileceğini aktaran Erdoğan, bunların, felaket tellallığından başka bir şey bilmeyen gazetelerde okunamayacağını, o siyasetçilerin ağzından duyulamayacağını belirtti.
Erdoğan, iftira ve karamsarlık simsarlarına karşı kendilerine düşen görevin, 16 yılda yapılanları millete tekrar anlatarak, yapılacakları da her fırsatta ifade ederek mücadeleyi sürdürmek olduğuna işaret etti.
"Sahayı boş bıraktığımız anda bunların iftiraları her tarafı kaplar." diyen Erdoğan, sahayı asla boş bırakmayacaklarını, söylenen her yalana, atılan her iftiraya gerçeklerle cevap verileceğini dile getirdi.
Kimsenin milleti umutsuzluğa sürüklemesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, 2023 hedefinin gelecek umudunun somut verileri olduğunu bildirdi.
"KALE İÇERİDEN FETHEDİLİR"
Hedeflerine sıkı sıkıya sarılacaklarını vurgulayan Erdoğan, 2053 ve 2071 vizyonlarının gelecek nesillere bırakılacak en değerli miras olduğunu, gençleri bu yönde sürekli teşvik edecekleri söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hanımlar AK Parti siyasetinin temel direğidir. Yaptıklarımızı en iyi onlara anlatabilir, yapacaklarımızı en iyi onlarla paylaşabiliriz ve onlar da muhataplarına bunu etraflıca anlatma zenginliğine kavuşabilir. İster evinde ister dışarıda çalışıyor olsun tüm hanımlarımıza ulaşacak ve onları AK Parti'nin gönüllü seferberliğine dahil edeceğiz. Unutmayın, kale içeriden fethedilir."
Tüm çalışmaların teşkilat başkanlarının öncülüğünde, koordinasyonunda yürüyeceğine dikkati çeken Erdoğan, üstlenilen sorumluluğun ağır ve bir o kadar da şerefli olduğunu anlattı.
"Gönül belediyeciliği" vurgusu yapan Erdoğan, belediyecilikte hizmetin esas olduğunu söyledi. Hizmetin de yeterli olmadığını, aslolanın gönülleri fethetmek, gönüllere girmek olduğunu ifade eden Erdoğan, "Eğer gönüllere giremezsiniz, istediğiniz kadar en üst düzeyde yatırım yapın vatandaş seni kabul etmez." dedi.
Vatandaşa tepeden bakışın her şeyi bitireceğine işaret eden Erdoğan, tevazu ve tebessümün önemli olduğunu belirtti.
"BEZ TORBALARLA MEYDANLARA İNECEĞİZ"
AK Parti'nin çevreci bir parti olduğunun altını çizen Erdoğan, "Şu anda ana muhalefet yine naylon poşetlerle sokağa dökülebilir ama biz naylona, naylon poşetlere karşı savaş ilan ettik. Bu seçimlerde bez torbalar ve kenevirden yapılmış olan filelerle inşallah meydanlarda olacağız." diye konuştu.
Annesi Tenzile Erdoğan'ın dokuduğu filelerle alışveriş yaptıklarını günleri hatırladığını anlatan Erdoğan, yeniden o döneme dönüleceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milyonlarca bez torba ve fileyi hazırlıyoruz. Bunları inşallah bu kampanyada milletimize promosyon olarak dağıtacağız. Belki söylemekte acele ettim ama söyleyeyim ki birileri, bu işi alıp götürmesin. Ana muhalefet varsın naylon poşet dağıtıversin, kim çevreci millet görecek. Yüzlerce yıl doğanın eritemediği bir ürün bu, böyle berbat bir şey. Biz doğayla, toprakla bütünleşecek olan bez ve fileyle bu yola çıkacağız. Öyle kampanyalar yapmışlar ki kenevirin üretildiği bir ülke keneviri üretemez olmuş. Ben Rizeliyim. Rize'de kenevir üretilirdi, hatta ondan fanila ve atlet yapılırdı. Rahmetli babam hep onu giyerdi. Şimdi inşallah buraya döneceğiz ve bunun üretimini de süratle... Önümüzdeki dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın kampanyaları bunu üst düzeye çıkaracak. Çevrecilik adına bu işi başarmamız lazım ve başaracağız."