16.03.2021 - 14:35 | Son Güncellenme:
AA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinin mesafe katedebilmesi için geçmişteki hataların tekrar edilmemesi, AB'nin samimi, stratejik davranması gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Ivan Korcok'la Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirdikleri ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından dönemin Avrupa Birliği (AB) liderlerinin, Türkiye'yi ziyaret etmediklerini ve yeterli destek vermediklerini kabul ederek özür dilediğini belirten Çavuşoğlu, "Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en ciddi tehditte bile AB stratejik önemini biliyoruz dediği Türkiye'yi o zaman yalnız bıraktı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye-AB arasındaki müzakerelerin siyasi saiklerle durduğuna işaret ederek "Elimizde bir tek göç mutabakatı kaldı. Buna baktığımız zaman da 2016'dan bu yana Türkiye bu mutabakat bağlamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdi. AB ise getirmedi, getiremedi, getirmek istemedi." değerlendirmesinde bulundu.
Son 1 sene içinde gerginliklere bakıldığında ise AB'nin kendi değerleriyle çelişme pahasına dayanışma anlayışı çerçevesinde tamamen Türkiye'nin aleyhinde olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "AB üyesi ülkelerin haksız politikalarını ve maksimalist taleplerini desteklemek zorunda kaldı." açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, 2020 Aralık'ta gerçekleşen liderler zirvesinin ardından pozitif bir ortam oluştuğunu belirterek "Türkiye-AB ilişkilerinin mesafe katedebilmesi için geçmişteki hataların tekrar edilmemesi, AB'nin samimi, stratejik davranması gerekiyor." dedi.
Mevkidaşıyla verimli bir toplantı yaptığını aktaran Çavuşoğlu, kendisinin 2020 Ekim'de Slovakya'yı ziyaret ettiğini anımsattı.
Çavuşoğlu, Korcok'u, Antalya Diplomasi Forumu'nun 18-20 Haziran'da hibrit formatta gerçekleşecek oturumuna davet etti.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin salgına rağmen arttığını ve 5 milyar dolar hedefi için umut verici gelişmeler olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki Karma Ekonomik Komisyonu, İş Forumu ve diğer toplantıları gerçekleştirerek yeni bir ivme yakalamak istediklerini söyledi.
Çavuşoğlu, savunma sanayisi alanında da önemli fırsatlar olduğunu belirterek "Savunma sanayisinde müttefikler arasında kısıtlamaları doğru bulmuyoruz. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu konuda bir çalışma yapıyor. Gelecek hafta gerçekleştireceğimiz NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda bunu ele alacağız." bilgisini paylaştı.
Mevkidaşıyla aynı zamanda bölgesel konuları ele aldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, bu çerçevede Türkiye-AB ilişkileri, Doğu Akdeniz'deki son durum, Kıbrıs, Ukrayna, Karadeniz, Libya ve göç meselesini görüştüklerini ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Vişegrad Dörtlüsü'yle ilişkilerinin ise her geçen gün daha iyiye gittiğine işaret etti.
Çavuşoğlu, "Slovakya'ya AB üyelik sürecimize verdikleri destek için çok teşekkür ediyoruz. Üyelik konusunda bizden de kaynaklanmayan bir yavaşlama, adeta bir durma var." dedi.
SURİYE'DE İÇ SAVAŞIN 10. YILI
Suriye'de iç savaşın 10. yılında gelinen noktaya ilişkin değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, "Bugün geldiğimiz noktada iyimser olabileceğimiz konular da var ama halen karamsar olduğumuz konular da var." diye konuştu.
Çavuşoğlu, her şeyden önce insani bir dramın söz konusu olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
"Bugün 13 milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bunların yaklaşık 3,6 milyonu bizde yaşıyor. Bugün Suriye'nin kendi toprakları içinde 6 milyona yakın insan evini terk etmiş durumda. Yaklaşık 5 milyon Suriyelinin barınma ihtiyacı var. Bugün Suriye'de yaklaşık 2,5 milyon çocuk okula gidemiyor. Bizde de 1 milyon civarında okul çağında Suriyeli var. Bunların 700 bini okula gidebildi."
Suriye'nin DEAŞ terör örgütünden tamamen kurtulmadığını ancak onun yerini Suriye'nin kuzey doğusunda terör örgütü YPG/PKK'nın aldığını söyleyen Çavuşoğlu, "Bu terör örgütü de maalesef bazı Batılı müttefiklerimizden destek görüyor. Gerek sahada gerekse o ülkelerde." dedi.
Çavuşoğlu, Suriye'de siyasi çözüme fazla yanaşmayan bir rejimin olduğunu ve bunun Suriye Anayasa Komisyonu toplantılarında da görüldüğünü belirterek siyasi süreç konusunda Türkiye'nin katkılarıyla ve öncülüğüyle bazen Rusya'yla, bazen Rusya-Türkiye-İran olarak adımlar atıldığına dikkati çekti.
Daha önce Suriye konusunda "fikirdaş ülkelerin" ve "Uluslararası Suriye Destek Grubu"nun olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Maalesef bu ülkeler yavaş yavaş elini ayağını Suriye'den çekmeye başladı. Bu çabalarımız sayesinde Cenevre (süreci) bugün canlı, Astana sürecini başlattık ve Anayasa Komisyonu toplantısının altıncısını da ramazandan önce gerçekleştirmek istiyoruz. (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov bu konuda iyimser, geçen gün kendisiyle Doha'da görüştüm. Çünkü rejimle onlar konuşuyorlar. (BM Suriye Özel Temsilcisi Geir) Pedersen da gidiyor."
"ASTANA SÜRECİNE DE CENEVRE SÜRECİNE DE ALTERNATİF BİR GİRİŞİM DEĞİL"
Çavuşoğlu, Suriye konusunda tek yolun siyasi çözüm olduğunu, Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünün kesinlikle korunması; gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşün sağlanması ve dönen insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini söyledi.
Suriye'de YPG/PKK ve DEAŞ terör örgütleriyle, yabancı terörist savaşçılarla mücadelenin de sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, siyasi sürece daha fazla ağırlık vereceklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, sahada insani yardımlara ilişkin adımların atılması gerektiğini de belirterek "Bugün biz, içeride ve Suriye'de yaklaşık 9 milyon insana insani yardım ulaştıran ülkeyiz. Uluslararası toplumun da yardımlarının yüzde yüzü şu anda bizim sınırlarımızdan karşı tarafa geçiyor." diye konuştu.
Türkiye, Katar ve Rusya dışişleri bakanlarının, 11 Mart'ta Doha'da gerçekleştirdikleri toplantı ile Katar ve Rusya ile başlatılan Suriye konulu üçlü istişare sürecinin rolünün ne olduğuna, Astana sürecine bir alternatif olup olmadığına ilişkin bir soruya cevaben Çavuşoğlu, Doha'daki toplantıda da mevkidaşlarıyla Suriye'ye ilişkin bu hususları ele aldıklarını belirtti.
Çavuşoğlu, "Bu, Astana sürecine de alternatif değil, bu aynı şekilde Cenevre sürecine de alternatif bir girişim değil." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Doha'daki toplantıda terör örgütü YPG/PKK'nın Suriye'nin doğusundaki ayrılıkçı politikalarının engellenmesi gerektiğini de konuştuklarını söyledi.
"ARTIK SOMUT ADIM ATMA ZAMANI"
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde gelinen noktada pozitif bir atmosfer ve düzenli diyalog bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Önümüzde önemli bir fırsat var, pozitif atmosferi değerlendirip ilerleme katedebileceğimiz alanlarda somut adımlar atacak mıyız, atmayacak mıyız?" sorusunu yöneltti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB'den beklentilerinin açık olduğunu, Türkiye'nin aday ülke olduğunu ve Türkiye-Batı Balkanlar ayrımını doğru bulmadığını belirtti.
Türkiye'nin şimdiye kadar verdiği tüm sözleri tuttuğunun ve bundan sonra da tutmaya hazır olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Önümüze siyasi engel çıkmasın." dedi.
Çavuşoğlu, somut adımlar hususunda gümrük birliğinin güncellenmesi konusunu ve vize serbestisini örnek gösterdi.
Bugüne kadar tüm zorluklara rağmen işleyen (18 Mart) Göç Mutabakatının güncellenmesi konusunda hemfikir olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, özellikle transit ülkelerin bunu desteklediğini ifade etti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu konudaki teklifini AB'ye ilettiğini ancak AB'den henüz resmi dönüş olmadığını bildirerek aynı şekilde Türkiye'nin teklif ettiği Doğu Akdeniz Konferansı'na ilişkin de henüz bir cevap gelmediğine dikkati çekti.
Bakan Çavuşoğlu, "Pozitif atmosfer iyi ama artık somut adım atma zamanı. Yani AB'nin zamana oynamaması gerekiyor." dedi.
Slovakya gibi dost ülkelerin temsilcilerinin tutumunun bu çerçevede faydalı olacağını belirten Çavuşoğlu, 25-26 Mart'ta gerçekleşecek AB Liderler Zirvesi'nde de ilişkilerin nasıl geliştirilebileceğine odaklanılması gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, birlikte çalışmanın Avrupa kıtasının refahı, güvenliği ve istikrarı için de gerekli olduğunu, Türkiye'nin bu konuda samimi olduğunu belirtti.
Türkiye'de başlatılan yargı reformu, İnsan Hakları Eylem Planı ve ekonomik reformların bu süreci destekleyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Burada da AB çıpasının hiçbir zaman kaybolmaması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin aynı zamanda AB'den terörle mücadele konusunda samimi destek ve iş birliği beklediğinin altını çizdi.
SLOVAKYA DIŞİŞLERİ VE AVRUPA İŞLERİ BAKANI KORCOK'TAN AÇIKLAMALAR
Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Ivan Korcok, Türkiye'nin NATO'da çok önemli bir müttefik olduğunu belirterek, "Sadece ortaklık değil çok önemli bir müttefiklik söz konusu." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Slovakya Dışişleri Bakanı Korcok, ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini dile getiren Korcok, Türkiye ile dostane ilişkilere sahip olduklarını ve gösterilen misafirperverlik için teşekkür ettiğini bildirdi.
Korcok, zengin bir gündemi konuşmak üzere Ankara'ya geldiğini ve Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini ve bazı sorunları değerlendireceklerini aktardı.
"TÜRKİYE NATO'DA ÇOK ÖNEMLİ BİR MÜTTEFİKİMİZ"
"Türkiye NATO'da çok önemli bir müttefikimiz. Sadece ortaklık değil çok önemli bir müttefiklik söz konusu." diyen Korcok, Türkiye'nin aynı zamanda AB'ye üye olmak isteyen üye adayı statüde bir ülke olduğunu ve bunun yanında özelde Slovakya ve Türkiye olarak ikili ilişkileri daha da derinleştirmek istediklerini vurguladı.
Korcok, "Ülkelerimiz ortak olarak birçok şeyi paylaşıyor. Belirsiz bazı konulara ilişkin olarak da ortak bir görüşe sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu hususları da değerlendirmek için bu ziyareti gerçekleştirdim." ifadesini kullandı.
Ankara ziyaretine Anıtkabir'de Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine ve ardından Alexander Dubçek'in anıtına çelenk koyarak başladıklarını belirten Korcok, bu anların son derece duygusal ve önemli olduğunu vurguladı.
Korcok, Çavuşoğlu ile son derece iyi ilişkilerinin olduğuna dikkati çekerek, dışişleri bakanlığı görevine atanmadan önce Çavuşoğlu'nun kendisini aradığını ve görüştüklerini belirtti.
Türkiye'nin insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ekonomi alanında son derece önemli reformlar başlattığını aktaran Korcok, bu reformların Türkiye ile AB ilişkilerini yakınlaştıracağını ve reformları destekleyeceklerini dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Kıbrıs konusunu da görüştüklerini kaydeden Korcok, "Kıbrıs'taki iki toplum arasındaki anlaşmanın aslında kolay erişilebilecek bir şey olmadığını ama çözümler bulunabileceğini ve diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun da mutlaka teşvik edilmesi gerekiyor. Cenevre'de nisan sonunda gerçekleştirilecek 5+1 toplantısının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. BM Güvenlik Konseyi kararları burada değerlendirilecek. Slovakya kendi gücü dahilinde bu sorununun çözümüne katkıda bulunmak isteyen bir ülke." dedi.
"İŞ BİRLİĞİNİN SÜRDÜRÜLMESİ GEREKİYOR"
Korcok, Türkiye'nin mültecilere sağladığı desteği takdir ettiklerini belirterek, "Bu anlamda çok açık bir biçimde çok büyük bir teşekkürü iletmek istiyorum." dedi.
Türkiye'nin 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını ve bunun çok büyük bir sorumluluk getirdiğini vurgulayan Korcok, "Slovakya bu anlamda Türkiye ile AB arasında 2016'daki ortak mutabakatın güncellenmesi dahil olmak üzere bu iş birliğinin sürdürülmesi gerektiğine inanıyor." diye konuştu.
Korcok, Türkiye'nin karşılaştığı güvenlik tehditlerini bildiklerini de belirterek, uluslararası terörizmle mücadele konusunda Türkiye'nin yanında olduklarını söyledi.
"İLİŞKİDEKİ BU NEGATİF DÖGÜ ORTADAN KALKTI"
Görüşmelerinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ve turizm konularını da ele aldıklarını kaydeden Korcok, Slovak halkının Türkiye'ye gelmekten çok büyük memnuniyet duyduğunun altını çizdi.
Korcok, "Bu anlamda ilk dalgada başarılı şekilde oluşturduğunuz Kovid-19 sertifikası çerçevesinde dünyanın her yerinden turistleri ağırlama imkanınız oldu." şeklinde konuştu.
Bakan Korcok, "Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?" sorusuna "Çok daha iyi olmasından başka bir şey dilemiyorum." yanıtını verdi.
AB-Türkiye ilişkilerinde negatif havanın ortadan kalktığına işaret eden Korcok, şunları söyledi:
"İlişkideki bu negatif döngü ortadan kalktı. Masada geçen aralık ayında Avrupa Birliği'nin kabul ettiği zirve sonuçları var. Bu çerçevede pozitif bir gündem belirlenmesi gerekiyor. Bunun çok büyük bir patlamayla her şeyin bir anda çözüleceği anlamına geldiğini düşünmüyorum. Ama bir kez daha Türk tarafında gördüğümüz pozitif yaklaşımdan dolayı teşekkür ediyorum. Çok iyi bir fırsat penceresi var." dedi.
"HEM AB HEM DE NATO İLE İLİŞKİLERİNİ GELİŞTİRME KARARI ÖZGÜR BİR ÜLKENİN ÖZGÜR BİR TERCİHİDİR"
Slovakya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve Kırım Tatarlarına tutumuna ilişkin soruya, "Ukrayna’nın Avrupa’nın güvenliği için önemini dile getirmiştim." yanıtını veren Korcok, Kırım’ın yasa dışı ilhakı konusunda da pozisyonlarının net olduğunu vurguladı.
Korcok, “2014'te gerçekleşen bu olay kesin bir şekilde uluslararası hukukun ihlaliydi. Biz bunu (yasa dışı ilhakı) kesinlikle tanımıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini de tanıdıklarını aktaran Korcok, Ukrayna’nın AB sürecini ve geliştirdiği ilişkiler ve kurduğu ortaklık anlaşmalarını desteklediklerine dikkati çekti.
Korcok, “Ukrayna’nın NATO içerisindeki her türlü bir iş birliği formatını da mevkidaşım ile konuştuğumuz gibi destekliyoruz.” dedi.
Bunun NATO ile bir iş birliği planı olduğunu vurgulayan Korcok, üyeliğin de düşünülebileceğini ancak şu an için iş birliğinin nasıl genişletebileceğine yönelik değerlendirmelere devam etmek gerektiğini ifade etti.
Korcok, “Hem AB hem de NATO ile ilişkilerini geliştirme kararı özgür bir ülkenin özgür bir tercihidir. Bu kimseye karşı alınmış bir karar değildir. Slovakya komşusunu bu anlamda desteklemeye devam edecek.” diye konuştu.
Slovakyalı Bakan Korcok, mevkidaşı Çavuşoğlu'nu Bratislava'ya davet etti.