SiyasetSohbet Odası'nın konuğu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina

Sohbet Odası'nın konuğu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina

22.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yine seçileceğim

Sohbet Odasının konuğu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina

İzmire dört yıl hizmetten sonra DSPden CHPye geçtiniz, 2004 Nisanında yeniden aday olacak mısınız? CHPye geçişle yeniden aday olmayı beraber düşünmek gerekiyor. İzmirde yerel yönetimi üstlenirken İzmirin turizm, ticaret merkezi, kültür - sanat, kongreler şehri olmasını hedeflemiştik. Buna ulaşmak için özellikle altyapı projelerini gerçekleştirmeliydik. Göreve geldiğimizde İzmirin kanal sistemi tamamlanmamıştı, Körfez kullanılmaz hale gelmişti. Kentin ulaşımı yetersizdi. Bir kent dönüşümüne ihtiyaç vardı. Avrupada, özellikle İspanyada başarılı kent dönüşümü örnekleri var. Barcelona, Valencia... İzmir, Türkiyenin ABye dönük, çağdaş yüzü. Geleceğin İzmir vizyonunu oluşturmak için öncelikle 1970lerden sonra kentin aldığı büyük göçün günümüze taşıdığı sorunları çözmek gerekiyor. Örnek aldığınız kentler oldu mu? Adaylık mutabakatı var Hepsini gerçekleştirdik diyemeyiz. İşte bir dönem daha belediye başkanlığı düşüncesinin altında da bu kaygı yatıyor. İzmiri dönüştürecek önemli projelerin uygulanması açısından gelecek seçimle ilgili bir karar vermek durumundaydık. Büyük projelerin ne kadarı tamamlandı? Genel olarak bir dönem daha belediye başkanlığı yapmamda bir mutabakat oluşunca ikinci kez aday olmaya karar verdim. İzmirlilerin size bakış açısı nedir? 1970lerde Alyanak ve daha önce de Osman Kibar ikişer defa seçildiler. 12 Eylülden sonra büyükşehir statüsüne geçildikten sonra Burhan Özfatura iki kez belediye başkanlığı yaptı ama üst üste değil. Arada Çakmur var. İzmir ve Ege, 1950lerde Demokrat Parti hareketine rüzgâr vermiş, 1970lerden itibaren solun kalesi olmuş. Özal döneminde de ANAP etkindi. İki dönem üst üste kazanan var mı? AKP ile yarışırız 1980den sonra üst üste seçilen ilk belediye başkanı olacağım. 2004te kazanırsanız... Elbette bunun prosedürü var ama bazı gelenekler de var. Parti yönetimi, henüz karar aşamasına gelmeden kendi siyasi sorumluluk ve yetkilerini kullanarak adaylık yolunu açtılar. CHPye geçtiniz, parti adaylık konusunda nasıl bir yöntem izleyecek, İzmirde büyükşehir adaylığı garanti mi? CHP yönetiminin, önümüzdeki yerel seçimler için bizzat sayın genel başkan tarafından yapılmış adaylık tanımı var: Seçimlerde başarılı olacak, sonra kent yönetiminde uygulamalarıyla partiyi mahcup etmeyecek kadrolar aradıklarını beyan ettiler. Bu tanım çerçevesinde CHP yönetimi, milletvekilleri ve sayın genel başkanıyla çok sıcak ilişkimiz var. Sevgiyle karşıladık birbirimizi. Adaylık sözü aldınız. Bu sürecin doğal akışı budur. Sayın Baykal size İzmir adayımızsınız dedi mi? CHPye geçişte bu söz verilmiş olmalı... 3 Kasım seçimlerinde CHP, Türkiye genelinde ikinci parti olmasına karşın İzmirde yüzde 30la birinci partiydi. Benim aday olmamla birlikte ciddi bir sinerji yaratılacağını düşünüyorum.Normal şartlarda bugün seçim olsa yerel yönetimlerde İzmirde CHP zorlanmaz. AKP ile yarışırız. İktidar partisi İzmirde çok iddialı olacaktır. İzmirde sol güçlü ama, 1999da DSPnin oyları yüzde 40 dolayındaydı, CHP 3 Kasımda bu oyların hepsini toplayamadı, DSPden AKPye ve Genç Partiye kayma oldu. İmar Bankası skandalı ardından Uzan güç kaybediyor, İzmirde yarış CHP, AKP arasında geçecek gibi... Ekonomide son yıllarda belki Anadolu Kaplanları öne çıktı. Süper ligde İzmirin futbol takımı yok. Ancak bu geçici. Sektörel bazı zayıflıklar olabilir. Ancak İzmir her zaman güçlü bir kent. Gelecek için umut veriyor. Batıya açılan pencere. Egenin en büyük limanı. Sanayi bölgeleri açısından Türkiyeye örnek olacak durumdayız. Kentin siyasetteki, ekonomi ve ülke yönetimindeki ağırlığı 1960 - 70lerde olduğu gibi değil, özellikle işadamları bundan yakınıyor. Buna katılıyor musunuz? Fonlar hazır Balçova bağlantısı tamamlandı, Karşıyaka - Çiğli arasında sıkıntı var. Siyasi iktidardan talep etmek ve arkasında durmak doğru bir şey. Belediyenin de bazı projeleri var. Aliağa - Menderes arasındaki hattı metro standardına çıkarmak. Bizim Üçyoldan Bornovaya kadar giden 11.5 kilometrelik hattımız var. Hafif metro. 600 milyon dolara maloldu. Günde 70 bin yolcu taşıyor. Oysa 100 - 150 milyon dolar yatırımla 80 kilometrelik Aliağa - Menderes hattı yapılacak. Yolcu kapasitesi günde 550 bin kişi. İzmirde kent içi ulaşımı kökünden çözecek. Havaalanından Karşıyakaya kadar. Bunun için her şey tamam, Avrupa Yatırım Bankasından fonları hazır, 25 milyon dolarlık ilk ihalemiz 25 Eylülde çıkıyor. İzmir çevre yolu da ağır ilerliyor... Ecevitle konuşmadan ayrıldım Siyasete devam edeceksek, CHP benim için çok doğal bir disiplin, siyasi örgütlenme... Sayın Ecevite olan sevgi ve saygıyla DSPde siyaset yapılır. Bu gerçekten baktığınız zaman eğer DSPden ayrılma noktasına gelmişseniz Sayın Eceviti gözardı ederek bir karar veremezsiniz. 1991 yılından beri 12 yıl görev yaptığım bir siyasi hareketten ayrılırken Sayın Ecevitin konumuyla ilgili de değerlendirme yapmak zorundaydım. Çok net olarak genel merkez yöneticileri, o günlerde İzmire yaptıkları ziyarette kasım ayında kongre yapılacağını, Sayın Ecevitin genel başkanlığı bırakacağını ifade etmişlerdi. Benim için geçerli bir beyandı. DSPden CHPye geçiş nasıl oldu? Sayın Ecevitin siyaseti bırakacağına ilişkin duyumlar nedeniyle partiden ayrıldınız ama Bülent Bey hâlâ görevinin başında! TİP üyesiydim Hayır. Bunlar çok kolay şeyler değil. Konuşması insanı üzen şeyler. Ecevitin çekileceğini duyunca istifa ettiniz. Ama bunu kendisiyle konuşmadınız. Hep soldaydım. 1980 öncesi Türkiye İşçi Partisine (TİP) üyeydim. Yüksel Çakmurun belediye başkanlığı döneminde TANSAŞ Genel Müdürlüğü yaptım. Aktif siyasete 1991de DSPden milletvekili adayı olarak girdim. Ecevitle geçmişiniz 1980 öncesine mi uzanıyor, hep CHP üyesi miydiniz? Konak Pierin açılışını biz engellemiyoruz... İzmirin kanalizasyonu, Körfeze akıtmak yerine, bir ana kuşaklamayla kentin bütün kirliliğini dört pompa istasyonuyla Çiğlideki arıtma merkezine gönderiyoruz. Oradan derin deşarj yapılıyor. Benden önceki belediye başkanları dönemlerinde Sayın Özfatura, Çakmur tarafından bazı ihaleler yapılmıştı. Bizim burada gösterdiğimiz keramet, projeyi masaya yatırıp revize etmek oldu. 500 milyon dolar para harcanmıştı. Eğer projeyi aynen uygulasak o kadar daha para harcayacak ve 20 yıllık süreye ihtiyacımız olacaktı.Teknolojiden yararlanarak, polietilen borulardan akışkanlık sağlayarak, bazı hatları yeniden düzenleyerek kirliliğin tamamını bu sistem içinde Çiğliye göndererek günde 600, 700 ton çamuru arıtıyoruz.Şu anda 100 milyon dolar kanal sistemi için harcadık. Yağmur sularıyla ilgili de 40 milyon dolar kullandık. Körfezin temizliği çok konuşuldu. Kordonda balık tutuluyor. İzmir mucizesi nasıl oldu? Bilim adamlarımız, eğer Körfeze giden kirliliği durdurursanız canlanma başlayacak, canlı türleri geri dönecek diyorlardı. Gerçekten bu oldu. Körfezde canlanma başlayacak mı? Sonuçta o balçıklar deniz dibini kaplamış durumda. Büyük haksızlığa uğruyoruz Belediyenin hiçbir engel çıkarmadığı, tam tersine yapılması için katkıda bulunduğu bir olayda büyük haksızlığa uğruyoruz. Anıtlar Kuruluna verilen proje onaylanmamış ve mülkiyet sorunu çözümlenmemişti. Üçte birlik bölümü Deniz Kuvvetlerine tahsis edilmişti. Ruhsat aşamasına gelindiğinde Maliye Bakanlığı bize yazı yazdı. Belediyeye devredilen alanı geri istediler. Yürütmeyi durdurma kararı aldılar.Belediyenin çözebileceği hiçbir şey yok. Biz taraf değiliz. Deniz Kuvvetleri, buradan ayrılmak için liman yapılmasını istiyor. Liman yapımını firma belediyeye taahhüt ediyor. Bu olmayınca Deniz Kuvvetleri yerini geri istedi. Biz orayı Milli Emlaka geri vereceğiz. İzmir denilince son dönemde akla gelen olaylardan biri de Konak Pier savaşı... Oradaki alışveriş merkezi niye açılmıyor? Siz de eleştiriliyorsunuz. Yoğun göç alıyoruz Donanmaya başka liman yapılacak. Açılmasını biz de istiyoruz. Ama mülk bize ait değil ki. Durduran Maliye Bakanlığıdır. Bakanla konuştuk, çözüme yaklaştık. Kordon ve çevresindeki düzenlemeyle Körfeze bir gerdanlık taktık. Meles havzasındaki bataklığı kuruttuk. Bugüne kadar kimsenin önermediği bir çözüm bulduk. Çok özgün bir proje geliştirildi, jeotekstil diye suyu geçirgen bir malzeme serildi, üzerine hafif toprak atarak o bataklık kapatıldı. İzmire gelişte o herkesi çarpan koku gitti, iki yıldır orada 9 Eylül resepsiyonu yapıyoruz.Körfezin çevresinde 1 milyon 350 bin metrekare yeşil alan yarattık. Narlıdere Güzelbahçedeki eski plajları açtık. Merkez dışındaki semtlerde de aynı büyüklükte yeşil alan açtık. 159 kilometre dere ıslah ettik. Su şebekesi yenilendi. Sorun nasıl çözülecek? Doğru, daha çağdaş bir kent yaratma uğraşındayız. Yoğun göç alıyoruz. İzmirde gecekondulaşma ve betonlaşma gözleniyor.

KEŞFETYENİ
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali

Cadde | 26.04.2025 - 07:18

Fahriye Evcen oğulları Kerem ve Karan ile birlikte yer aldıkları kareleri Instagram'dan paylaştı.

Yazarlar