11.01.2018 - 10:14 | Son Güncellenme:
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan AA Editör Masası'nda soruları yanıtlıyor. Güney Amerika ülkelerinde ölümlere neden olan ve son dönemde Türkiye'de görülmeye başlanan Zika virüsü ile ilgili konuşan Bakan Demircan'ın satır başları şöyle:
ZİKA VİRÜSÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMA BAŞLATILDI
Zika, Türkiye'de yeni görülen virütik bir rahatsızlık. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığımız gerekli çalışmaları yapıyor, gerekli tedbirler de alınacak.
MEVSİMSEL GRİP
Mevsimsel grip noktasında, şu anda geçmiş yıllara göre olumsuz bir noktada değiliz, aşırı bir yaygınlık, bir tehdit altında değiliz hatta biraz daha iyi durumdayız.
ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar olumlu netice verdi. Reçetelerde antibiyotik oranı geçtiğimiz yıllara göre düşüyor ve düşmeye devam ediyor. Bu konuda başarılıyız. Akılcı antibiyotik kullanımı kampanyamız da var. Bu konuda medya da bize destek veriyor ve destekçi oluyor. Medyanın da katkısıyla yüksek de başarı sağlandı.
ÇOCUKLARINA AŞI YAPTIRMAYAN AİLELER
Aşı, toplum sağlığı üzerinde fevkalade koruyucu bir önlem, buna karşı çıkmak fevkalade sakıncalı.19 yıldır bizim çocuk felci vakamız yok. Çocuk felciyle, rahatsızlığıyla düçar olmuş çocuğumuz yok. Bu, fevkalade sevindirici bir şey.
AŞIDA AMÜMİNYUM İDDİASI
Aşının etkisini artırmak için bir miktar alüminyum kullanılır ama bu alüminyum DSÖ’nün kabul ettiği düzeyde, sürekli izlenen, etkileri takip edilen bir miktardır. Alüminyum gerekçe gösterilerek aşıyı reddetmek fevkalade sakıncalıdır. Aşılarımızın etkileri, yan etkileri ve riskleri tümüyle DSÖ ile birlikte takip edilip izlenmekte ve bir şey olduğunda derhal tedbir alınmaktadır. Alüminyum gerekçesi spekülatif bir gerekçedir, bilimsel hiçbir tarafı yoktur. Bizim aşı uygulamalarımızın hepsi bilimsel denetim altındadır.
'YOĞUN BAKIM YATAK SAYISI
Yoğun bakım yatak sayısını artırmaya devam edeceğiz, personel sayımızı da artırmak istiyoruz. 27 bin ebe hemşire ve sağlık personeli alınacak. Bu, yüksek bir rakam. Her sene yaklaşık 9 bin civarında hekim kadroya dahil oluyor. Ediyor 36 bin. Bizim bu seneden alacağımız kadro miktarı var, taşeron sistemi kalktığı için, bu alımı yapmadık. 2017'den 2018'e aktarılan bir 10 bin işçi çalışan alacağız. Ayırca 2018 için de 9 bin kontenjan verildi. Yaklaşık 55 bin doktor, ebe hemşire, sağlık personeli ve çalışan alacağız.
'ÇALIŞANLARIN ŞARTLARINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞMA YAPIYORUZ'
Sağlık çalışanlarımızın şartlarını iyileştirmek için bir yasal çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili ocak ayı içerisinde Başbakanımıza bir sunum yapacağız. Bu bekledikleri yıpranma payı, emekli maaşlarındaki düşüklük ve performanstaki ölçütler, bunlarla ilgili çalışmalarımız bittikten sonra paylaşacağız.
UYGUN PERSONEL RAJİMİ OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ!
Taşeron sisteminin kalkmasından sonra bundan sonraki sistemi yeniden gözden geçireceğiz. Herkesin statüsünü belli bir standart içine getirmemiz lazım. Sağlığın kendi gerekliliğine uygun bir personel rejimini oluşturmak zorundayız.
ŞEHİR HASTANELERİNDE FARKLI ÜCRET ÖDENMEYECEK
Adı farklı olmakla farklı ücret sistemine dahil olacaklar anlamında değil. Farklı ücret ödenmeyecek
GÜVENLİK SORUŞTURMASI ŞART!
15 Temmuz gibi bir olaydan sonra kamunun daha hassas davranması doğaldır. Güvenlik soruşturmalarının neticelerine göre hareket ediyoruz. Yoksa bizim için hekim açığımızın olduğu bir dönemde atama bekletmemiz, bir gün fazla bekletmemiz mevzubahis olmaz. Soruşturma gelince hemen işlem yapıyoruz, sakınca yoksa atıyoruz. 12 bin 500 hekimin kuraya dahil oldu. Aralık ayı itibarıyla 11 bin 233'ü atandı ve bin 200 civarında hekimin ise güvenlik soruşturmaları sürüyor.
TAM GÜN YASASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Meseleye bütüncül yaklaşıyoruz. 80 milyonluk büyük bir ülkeyiz. 10 bin kişiye 191 hekim düşüyor. Hekimlerimiz insan gücü. Bu insanlarımız 80 milyona hizmet için varlar. Biz de Sağlık Bakanlığı olarak bu hizmetin en verimli şekilde yapılmasıyla yükümlüyüz. Bu insanları en verimli bir şekilde çalıştırabilecek modeli geliştirmek bizim görevimiz. Tam gün yasası katı bir şekilde uygulanarak, birtakım sorunlar çözülmek istendi ve bir kısmı çözüldü de... Ama bu gün dönüp baktığımızda veya ileriye dönük baktığımızda da hala hekim açığımız var. Bu açığı, hekimleri daha verimli çalıştırarak kapatma imkanımız var. Başarılı hekimlerin daha fazla çalıştırılmasına da imkan sunmanız lazım. Ve yaptığı hizmetin karşılığını alması lazım. Esnek çalışma modeli dediğimiz şey bu. Hekimlerimizi daha verimli çalıştırmanın yollarını arıyoruz, mevcut kalıpları biraz esneterek, örneğin, hastanede görevini yapmış, zamanı da var. Diğer hastanede çalışmak istiyor. Sözleşmeyle çalışabilsin.Devlet, üniversite veya muayenehanelerde çalışılabilir, tartışılır. Karara bağlanmış değil, tartışmaya açık. YÖK ile görüşüyoruz, hastanelerle görüşüyoruz. Meşru, makul, yasal bir çözüm üretmek zor bir şey ama bunu asgariden başlatıp, bunu yola koyarsak inanıyorum ki bundan çok iyi bir netice çıkaracağız. Çünkü sağlıkta yetişmiş insan gücü fevkalade önemli