27.07.2017 - 17:23 | Son Güncellenme:
VAN (AA)
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında yakalama kararı verilen ve yurt dışında olduğu belirlenen HDP'li Öztürk'ün "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "Terör örgütü propagandası yapmak", "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemek, yönetmek ve bunların hareketlerine katılmak", "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" gibi suçlardan açılan davalarda yargılaması devam ediyor.
Haklarında dosya bulunan milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yolunu açan Anayasa değişikliğinin 20 Mayıs 2016'da TBMM'de kabul edilmesi sonrasında da Öztürk hakkında, terörist cenazesine ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için düzenlenen yürüyüşe katıldığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 2 fezleke de bir süre önce dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti.
Teröristlerin taziyesine gitmişti
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Öztürk hakkında 1 Eylül 2015'te Tunceli'de etkisiz hale getirilen terörist Sıdıka Yıldız'ın cenazesine katılarak tabutunu taşıması, 28 Kasım 2015'te Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından gerçekleştirilen eylemde ve terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesine tepki amaçlı 15 Şubat 2016'da düzenlenen gösteride sarf ettiği sözler, Ankara Merasim Sokak'ta 17 Şubat 2016'da 29 kişinin şehit olduğu bombalı saldırıyı gerçekleştiren PKK'lı teröristin taziyesine katılmasıyla ilgili soruşturma başlatmıştı.
Cumhuriyet savcılığınca hazırlanan ve Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Öztürk'ün "Terör örgütü propagandası yapmak", "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemek, yönetmek ve bunların hareketlerine katılma", "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 48 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Öztürk'ün Ankara'daki saldırıyı gerçekleştiren Abdulbaki Sömer için organize edilen taziyeye katılmak amacıyla Hacıbekir Mahallesi'ne gittiği belirtilen iddianamede, "Şüphelinin, Abdulbaki Sömer'in gerçekleştirdiği terör eylemine olan desteğini göstermek, saldırıyı kutsamak amaçlı milletvekilli sıfatı ve sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekilde bilerek ve isteyerek hareket etmek suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlemiştir." değerlendirmesinde bulunulmuştu.
Mahkeme, terör soruşturması kapsamında ifade vermeye gitmeyerek Atatürk Havalimanından yurt dışına çıktığı tespit edilen Öztürk hakkında yakalama kararı vermişti.
Sözde "öz yönetim" ilanına katıldı
Öztürk hakkında ikinci dava da 12 Ekim 2015'te Erciş'te yapılan sözde "öz yönetim" ilanına ilişkin açıklamaya, 6 Kasım 2015'te güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen Azad Günay ve 22 Ocak 2016'da Cizre'de etkisiz hale getirilen 3 teröristin cenazesine katıldığı gerekçesiyle açıldı.
Van'ın Erciş ilçesinde 12 Ekim 2015'te terör örgütü PKK'nın çağrısı doğrultusunda yapılan "öz yönetim" ilanına ilişkin basın açıklamasına katılan Öztürk hakkında hazırlanan iddianamede, şu ifadeler yer almıştı:
"Eylemi gerçekleştiren kişilerin milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, siyasi parti yöneticileri olduğu nazara alındığında, sözde 'öz yönetim' konulu açıklamanın halk üzerinde etki ve yönlendirme gücünün bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Bu açıklama, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez ve açıklamanın içeriğinde yer alan hususlar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırılık teşkil ettiğinden Türk Ceza Kanunu'nun 302. maddesinde yer alan 'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçunu oluşturmaktadır."
İddianamede, milletvekili Öztürk'ün temsil ettiği güç ve makam itibarıyla yapılan "öz yönetim" açıklamasına müdahale etme imkan ve kabiliyeti bulunmasına rağmen müdahale etmek yerine eylemin her aşamasında grupla hareket ederek, ölen teröristler için saygı duruşunda bulunduğu bildirilmişti.
Öztürk hakkında ayrıca 28 Kasım 2015'te Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından yapılan basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Hakkında yakalama kararı bulunan Öztürk, terör örgütü PKK yandaşlarınca Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen gösterilerde görüntülenmişti.