01.09.2012 - 12:37 | Son Güncellenme:
MHP, CHP’nin terör karşısında duruşunu eleştirerek, Cumhuriyeti kuran bir siyasi partinin küresel güçlerin yeni yerel oyuncağı haline getirildiğini savundu. MHP'nin açıklamasında, Sezgin Tanrıkulu’nun CHP’de önce milletvekili ardından Genel Başkan Yardımcısı olduğunun hatırlatılıp son dönemde MHP hakkında yaptığı açıklamalar sert dille eleştirilerek, “Bebek katili teröristbaşının avukatlığını yapan ve kan emicileri savunan bir adam, bağırsağında boncuk var zannedilerek kiralama yöntemiyle transfer edilmiştir” denildi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın’ın imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, CHP’nin terör sorunuyla ilgili adımlarında AKP’nin başarısız açılım yöntemlerini benimsediği ifade edildi. Anamuhalefet partisi olan CHP’den küresel güçlerin ve bölücü terör örgütünün talepleri karşısında milli bütünlüğü ve cumhuriyet değerlerini savunmasını beklediklerini, buna karşın CHP’nin Atatürk çizgisini tamamen terk ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Yeni CHP, yeni bir açılımcı ve teslimiyetçi politikayla malul durumdadır. Bölgedeki kaos ve Türkiye’deki siyasi kriz de, son dönemde Marksistlerin kalesi haline gelen CHP’ye aradığı ortamı sağlamıştır. Türkiye’nin ve bölgenin AKP tarafından içine düşürüldüğü durum, bulanık suda balık avlamayı seven CHP’ye bir başka Marksist örgüt BDP ve işbirlikçileriyle ile bağ kurmak için fırsat yaratmıştır” ifadeleri kullanıldı.
-KILIÇDAROĞLU ALA DAĞDAN ARSA BAĞIŞLADI-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da 12 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde Hakkari’de bazı tavizleri dile getirdiğinin iddia edildiği açıklamada, “CHP lideri, ‘Özerklik vereceğiz’ diyerek bölücülere ala dağdan arsa bağışlamıştır. Bol keseden toprak dağıtan CHP liderinin mesajları, bölücüler nezdinde derhal pozitif algı oluşturmuş ve iki örgüt arasındaki flört dönemi böylece başlamıştır” denildi.
-“BAĞIRSAĞINDA BONCUK MU VAR?”
“Bebek katili teröristbaşının avukatlığını yapan ve kan emicileri savunan bir adam, bağırsağında boncuk var zannedilerek kiralama yöntemiyle transfer edilmiştir” denilen açıklamada, bu kişinin sadece milletvekili olmakla kalmadığı, genel başkan yardımcısı da yapıldığı, böylece CHP’deki yeni açılımcı zihniyetin vitrin süsü ve ana muhalefetin bölücüleri kucaklama stratejisinin bir parçası olduğu ifade edildi. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması ise “CHP’nin uzattığı zeytin dalından fazlasıyla memnun kaldığı içindir ki PKK, bu partinin bir milletvekilini Tunceli kırsalında birkaç gün misafir etmiştir” yorumunda bulunuldu.
-“DİNİME KÜFREDEN MÜSLÜMAN OLSA”-
CHP’de bir süreden beri “MHP fobisi” oluştuğunun belirtildiği açıklamada, “Hatırlanacağı üzere, MHP her defasında terör konusunda ayağı yere basan çözümlere destek vereceğini deklare ettiği halde AKP’lilerin suçlamaları sürmüştür. Akan kanların hesabını veremeyenler, sorumluluğu üzerlerinden atmak için bu rezil yolu seçmişlerdir. Şimdi aynı yola CHP yöneticileri de sıklıkla başvurmaya başlamıştır. Ancak ana muhalefetin hedefi, daha çok, politika yapacak kabiliyetten mahrum olan bazı vitrin süslerini parlatmak, onları tabanlarına beğendirmek ve flört ettikleri çevrelere mesaj göndermektir” denildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun da MHP’yi şehit cenazelerinden nemalanmakla suçladığı belirtilerek, “Buna halk dilinde: ‘Dinime küfreden de bari Müslüman olsa!’ derler” değerlendirmesinde bulunuldu.
-“KİRLİ GEÇMİŞİNİN HESABINI VERSİN”-
Açıklamada CHP’li Tanrıkulu’na yönelik şu ifadelere yer verildi:
“MHP’yi şehit kanından nemalanmakla suçlayacak en son kişi, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu bebek katili bölücübaşının avukatıdır. Kiralık milletvekili Tanrıkulu ve onun gibilere hatırlatırız ki MHP, milletin sesi, milletin vicdanıdır. Sözlerinin ayarını tutturamayıp ‘Bunun hesabını soracağız’ deme cüretini göstermek, haddini bilmezliktir. Tanrıkulu, MHP’den hesap sormak şöyle dursun, kendi kirli siyasi geçmişinin hesabını veremeyecek durumdadır. Kendisinin zaman zaman bölücülerin cenazesine katılarak devlet ve millet aleyhinde yaptığı konuşmalar medya organlarının kayıtlarında mevcuttur. Kiralık vekillerin, şehitlerin mübarek adını ağızlarına almaya bile hakkı yoktur. Bölücü katiller adına yıllarca söz söyleyen ve onların haklarını savunanların, şimdi başka safta görünmesi, yüzsüzlükten öteye pişkinlik ve utanmazlıktır. Böylesi, ancak şeytanın avukatlarına yakışır. Ne acıdır ki Cumhuriyeti kuran bir siyasi parti, küresel güçlerin yeni yerel oyuncağı haline getirilmiştir. Buna rağmen, CHP ile bölücü örgüt arasında siyaset tuğlalarına Marksist riyakarlık sıvası sürülerek kurulmuş bir köprünün ayakları zayıftır ve üzerinden hiçbir ihanet kervanı geçemeyecektir.”