16.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERİÇ TAFOLAR Ankara
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında açılan kapatma davasında, dernek lehine aldığı kararının gerekçesinde, “Kişilerin dini inançlarını açığa vurmak için kullandıkları araçların meşru olup olmadığı veya bir ibadet yerinin meşruluğunu belirlemek konusunda devletin takdir yetkisi yoktur” tespitinde bulundu.
Ankara İl Dernekler Müdürlüğü’nün talebi üzeri tüzüğünde, “cemevlerini ibadet yeri olarak” niteleyen Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması amacıyla açılan davada, geçen aylarda oy çokluğuyla dernek lehine karar veren Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gerekçeli kararı yayımlandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ilgili kararlarına atıf yapılan gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: “Vatandaşın inanç özgürlüğü kapsamında bir ibadet yeri açmak amacıyla örgütlenmek istemesi, demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliği, kamu güvenliğinin korunmasını, kamu düzeninin sağlanmasını ve suç işlenmesinin önlenmesini, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehlikeye atacak bir hak olmadığı açıktır.”“Devlet inanç ve inançsızlık özgürlüğünün tam olarak uygulanabilmesi için hareketsiz kalmakla yetinmemeli aynı zamanda vatandaşların inançları doğrultusunda yaşaması için gerekli engelleri kaldırmak, onlara destek vermekte eşit mesafede olmakla yükümlüdür. Aleviliğe inanma hakkı veriliyorsa, bu inançlarının gereğini yerine getirebileceği yerler açmak amacıyla dernek kurmasına da engel olunmamalıdır.
Kişilerin dini inançlarını açığa vurmak için kullandıkları araçların meşru olup olmadığı veya bir ibadet yerinin meşruluğunu belirlemek konusunda devletin takdir yetkisi yoktur. Aksi hal, zaten fiiliyatta ibadethane gibi kullanılan cemevlerinin inşası amacıyla kurulan derneğin yasaklanması toplumsal barışın ve düzenin bozulmasına yol açacaktır.”
‘Açılımı artık yargı yapacak’
Derneğin avukatı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş, karara ilişkin Milliyet’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvası doğrultusunda tüzükte yer alan hüküm nedeniyle dava açılmıştı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, karar vermesi gereken inancın kendi mensuplarıdır. Başka bir otorite onların yerine geçerek oranın ibadethane olup olmadığına karar veremez. Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun önünde de bu konuyla ilgili bir dava var. Bu davaya da bu kararı emsal olarak sunacağız. AİHM kararları da ortada. Açılımı artık yargı yapacak çünkü hükümet ısrarla cemevi ibadethane değildir diyor. Sorun, idarenin keyfi davranışlarından kaynaklanıyor.”