26.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet - CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, MYK gündemiyle ilgili Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi:
VATANDAŞIN CEBİYLE KAVGA EDİYOR: Türkiye tekrardan bir kur şokuyla karşı karşıya. Ucube başkanlık sistemine geçtikten sonra bu kur şokları, krizler artık üst üste düzenli olarak Tükiye’yi sıkıntıya sokar hale geldi. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı zaten sorgulanıyordu, iyice tartışılır hale geldi. Erdoğan daha önce de Merkez Bankası’na müdahale ediyordu, faizin indirilmesi konusunda telkinde bulunuyordu, şimdi bir kez daha Erdoğan’ın talebi yerine getirildi ve yeniden Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kaybetmeye başladı. Bu yanlış işler vatandaşımızın cebini yakıyor. Öyle bir iktidar var ki sanki vatandaşa garezi var, vatandaşın cebiyle kavga ediyor.
MASAL DEĞİL SANDIK: Bize artık masal değil, sandık lazım. Sen halka masal anlatmayı bırak bize sandığı getir. Seçimin biran önce yapılması gerekiyor. Şu anda hiç kimse önünü göremiyor. Merkez Bankasına müdahale eden saray iktidarı fiyat istikrarını bozma konusunda görevlendirilmiş gibi çalışıyor. Türkiye, Mali Eylem Görev Gücü tarafından Gri Listeye alındı. Bunun maalesef sonuçları olacak. Türkiye’yi en büyük 10 ekonomi arasına sokma masalı anlatanlar bu gerçeği görüyor mu acaba? Önümüz kara kış. Bu beceriksiz politikalar nedeniyle bu kış hepimiz için zor geçecek. Bu kara kış sizin anlattığınız masallarla geçmez.
AFRİKALILAŞTIRMA ÇABASI: Erdoğan muhalefetin, Afrika’da attığı adımlardan rahatsız olduğunu söyledi. Biz Sayın Erdoğan’ın Afrika’ya gitmiş olmasından rahatsız değiliz. Ama Türkiye’yi Afrikalılaştırma çabası içinde olmasından rahatsızız.
TEZKERE MESAJI: (Irak ve Suriye tezkeresine yönelik CHP’nin tutumunun sorulması üzerine): Ortada iki yıllık bir tezkere var. Neden iki yıllık? İki yıl sonra Türkiye’de başka bir siyasi iktidar olacak. O siyasi iktidarın ve yeni oluşacak olan Meclis’in iradesine ipotek koyma çabası olarak görüyoruz. Doğru bulmuyoruz. Ortada bir İdlib meselesi varken, Türkiye’nin yeniden 3.5 milyonluk bir sığınmacı akınıyla karşılaşması tehlikesi varken ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu sorunu çözmeye dair bir yol haritası da yokken, dolayısıyla Türkiye’nin güvenliği yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz varken daha önceki eştirilerimizi de tekrar ederek, ama İdlib konusundaki bu ağır tarihi sorumluluğu da gözeterek bir karar vereceğiz.
BAŞ YARGIÇ: (10 büyükelçinin açıklamasıyla başlayan tartışma) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü diplomatik teamüllere uygun bir açıklama yaptı. Bizim de onayladığımız diplomatik teamüllere uygun arkasında duracağımız bir söz. Peki, Sayın Erdoğan hafta sonu ne dedi? ‘Selahattin Demirtaş’ı çıkaramayacaksınız’. Tekrardan bir talimat veren Erdoğan ile karşı karşıyayız. Biz bu talimatları Rahip Brunson’da da gördük. Dönüp uluslararası medyanın önünde tüm dünyanın gözü önünde kendi yargısına talimat vermekten çekinmeyen bir tür baş yargıç görevi gören bir Erdoğan var.
SAHTE KABADAYILIK: Ekonomiyi batırdı, ülkeyi yoksullaştırdı ama sahte kabadayılıklardan geri durmuyor. Türkiye’nin egemen devlet olarak hiç kimsenin dış müdahalesine, tavsiyesine ihtiyacımız yok.