26.12.2008 - 00:37 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Danıştay’ın, nüfusu 2 binin altında olduğu gerekçesiyle kapatılan belediyelerin lehinde aldığı kararın ardından Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) da bu belediyelere seçim vizesi vermesiyle başlayan hukuki tartışmaları değerlendirirken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “örneği görülmemiş” şekilde açıklama yaptığını belirtti.
Baykal, “Anayasa Mahkemesi içinde, bu mahkemeyle Danıştay ve YSK kararları arasında kaos var. Hukuk mekanizması işlemiyor. Temelinde de Başbakan’ın değerlendirmesi var” dedi. Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından, belde belediyeleriyle ilgili çeşitli kurumların aldığı kararlarla ülkenin bir büyük hukuk krizine sürüklendiğini söyleyen Baykal, şöyle konuştu:
ÇOK GARİP BİR ŞEY: YSK, kapatılan belediyelerin belediyeliklerinin devam ettiğini ve seçime katılabileceklerini açıkladı. Bunun üzerine çok garip bir şeye tanık olduk; Anayasa Mahkemesi Başkanı, alınan bir yeni kararı açıklar gibi değerlendirme yaptı. Sonra böyle bir yeni kararın olmadığı, başkanvekilinin açıklamasıyla ortaya çıktı. Bunun üzerine Başkan, ‘Biz, eski karara destek veren insanlar bu düşünceyi açıkladık’ dedi. Bugüne kadar hiç hukuk sistemimizde tanık olmadığımız bir açıklama yaptı.
TEK TARAFLI AÇIKLAMA: Yargı organları kararlarını yorumlayarak değil, kararlarının kendileriyle konuşurlar. Böyle iken birden bire, “Biz o kararda şunu demek istedik” diye YSK kararına karşı Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın tek taraflı bir açıklama yaptığına tanık olduk. Örneği görülmemiş bir şey.
ACI BİR MANZARA: Danıştay kararıyla ilgili sorun varsa, bunun nasıl çözüleceği hukuk sistemimizde bellidir. Bu karara karşı Dava Daireleri Genel Kurulu’na itiraz edilir. Bu çok nettir. Buna başvurmayıp, “Hayır biz öyle demek istemedik” diye bir açıklamaya hukuk sisteminde yer var mı? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Çok acı bir manzara.
HUKUKA YAKIŞIR MI?: Anayasa Mahkemesi içinde kaos var, Anayasa Mahkemesi kararı ile Danıştay ve YSK kararları arasında kaos var. Bu kaos karşısında hukuk mekanizması işlemiyor. Bütün bunların temelinde Başbakan’ın ‘2. Anayasa Mahkemesi’ değerlendirmesi yatıyor. Başbakan bunu söyledikten sonra, Anayasa Mahkemesi Başkanı bunu yorumluyor. Böyle bir şey var mı, hukuka yakışır mı? Anayasa’yı yorumlamak konumunda olan bir kuruma yakışır mı? Karar ortada, isteyen istediği gibi yorumlar. Yanlış varsa yolları, yöntemleri var, bu ne biçim iş?