21.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
Rusçuk’ta doğan ve 93 Harbi’nden sonra ailesiyle İstanbul’a yerleşen Fahreddin Paşa, Mekteb-i Harbiye’yi birincilikle bitirdi. Balkan Savaşı sırasında Çatalca savunması ve Edirne’nin geri alınmasında rol oynayan Fahreddin Paşa, 1915’te 4. Ordu komutan vekilliğine getirilirken, Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin’deki Ermeni isyanlarını bastırdı.
1916’da Medine’deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atanan Fahreddin Paşa, bu görevi sırasında destan yazarak “Medine Müdafii ve Çöl Kaplanı” lakaplarını aldı. ‘Birkaç haftada teslim olur’ denilen Fahreddin Paşa, İngilizlerin kışkırtmasıyla isyana girişen Şerif Hüseyin’e bağlı birliklere karşı, kısıtlı imkanlara rağmen Medine’yi 2 yıl 7 ay boyunca savundu. Osmanlı Hükümeti ve Harbiye Nezareti’nin ‘teslim ol’ yönündeki emirlerini dinlemeyen Fahreddin Paşa, ‘Hükümet, Medine’nin anahtarlarını bir İngiliz yüzbaşısına teslim et, diyor. Böyle bir şey yapmaktansa dövüşerek ölmek evladır’ diyerek, direnişe devam etti. Erzak ve ilaç sıkıntısının ortaya çıkmasından sonra askerlerine şehri istila eden çekirgeleri yemelerini emretti.
Birliklerdeki son merminin de tükenmesiyle 7 Ocak 1919’da Medine’yi teslim etmek zorunda kalan Fahreddin Paşa, şehrin yağmalanması ihtimaline karşı 30 parçadan oluşan kutsal emaneti 2 bin askerin korumasında İstanbul’a naklettirdi. Kutsal emanetler eline geçmekten kurtulurken, Fahreddin Paşa, savaş esiri olarak önce Mısır’a ardından Malta’ya sürgün edildi. Ankara Hükümeti’nin girişimiyle 8 Nisan 1921’de Ankara’ya getirtilen Fahreddin Paşa, Mustafa Kemal Paşa tarafından görevlendirildiği Güney Cephesi’nde Fransız Ordusu’na karşı savaştı. Güneydeki savaşın sona ermesinin ardından TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği’ne atanan Fahreddin Paşa, 1936’da korgeneral rütbesiyle emekli oldu. 1948’de kalp krizinden vefat eden Fahreddin Türkkan Paşa Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi.
Kâbe’yi bile yıkacaklardı
Tarihçi Prof.Dr.Kemal Arı, Fahreddin Paşa’nın kutsal emanetlerin İngilizler’in eline geçmesini önlediğini vurgulayarak şunları söyledi: “İstanbul’a gönderilen kutsal emanetler, Sakal’-ı Şerif ve Hz.Muhammed’e ait manevi değeri olan eşyalardı. Arap halkına ait ziynet eşyalarının alınması söz konusu bile değil. Zayed, Arapların Osmanlı’ya ihanetini ve binlerce Müslüman Anadolu çocuğunun İngiliz destekli Araplar tarafından nasıl katledildiğini öğrensin. Fahreddin Paşa, kahramanca direnmese, İngiliz destekli Araplar hem Kâbe’yi, hem de Hz. Muhammed’in mezarını yerle bir edecekti. Fahreddin Paşa, sadece bir şehri değil, İslam’ın değerlerini de savunmuştur.”
Zayed ne demişti?
BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Iraklı bir Twitter kullanıcısının paylaşımını kendi Twitter sayfasında paylaşmıştı. Tepki gören paylaşımda şu ifadeler yer alıyordu: “1916’da Türk Fahri Paşa’nın Medinetü’l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam’dan İstanbul’a “Seferberlik” ilan ederek, Medine’deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan’ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu.”