30.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Kandil’deki beş baronun Türkiye’deki siyaseti beş parti aracılığıyla şekillendirdiğini savunan MHP lideri, “Türkiye’yi beş barona peşkeş çekmeye kimsenin hakkı yok” dedi. Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yıkmak isteyenlerin Erdoğan’sız bir Türkiye projesini hedeflediklerini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün akşam katıldığı ATV/A Haber ortak yayınında özetle şunları söyledi:
DEMOKRATİK İMTİHAN: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kabulde zorlananlar Türkiye üzerinde önemli oyunlar oynamak isteyenler, bu sistemle yeni tanışma içinde oldukları için nasıl sonuç vereceği endişesiyle bazı gayretlerin içine girdiler. Önemli dönüm noktasını yaşıyoruz. Yerel seçimler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için demokratik bir imtihandır. Bu imtihandan başarıyla çıkmak lazım. Bu seçim millet açısından beka seçimidir.
MEYDANLAR CANLI: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bağlı mahalli idareler seçimlerin daha disiplinli, olaysız, demokrasiye yakışır şekilde geçmesinden hareketle meydanlar canlandı, hareketlendi. Üçü büyükşehirde AK Parti ile ortak olmak üzere 19 ilde açık hava mitingi yaptık. 2 de kapalı salon toplantısı yaptık. Meydanlar çok canlı. Bu anlayış yeni heyecan yarattı. Toplumsal diriliş ve yükseliş var. Sayın Cumhurbaşkanı bir yandan devlet yönetiminde olağanüstü çaba gösterirken, diğer yandan 60’a yakın ilde miting düzenledi. Bunlar üstüste konulduğunda mahalli idareler seçimlerinin ötesinde bir heyecan yüklenmiş, çetin bir seçim mücadelesi başlamıştır.
YALAN RÜZGÂRI: (Kılıçdaroğlu’nun ülkücüyüm sözü üzerine) Brezilya’nın yalan rüzgarı dizisi vardı. Bu şimdi Türkiye’de oynanmıyor ama siyasilerin bir kısımına tesir etmiş durumda. Türkiye’de yalan rüzgarı var. 10 Mart’tan itibaren şimdiye kadar Kılıçdaroğlu’nda bir ülkücülük ruhu gelişmeye başladı. Bunun tesiri nedir acaba, kim bunun kulağına fısıldıyor. İP’li zillet ittifakından geçmişi ülkücü olan arkadaşlarımızın tesiri altında kalıyorsa yarın herkesin tesiri altında kalıyor. 1 Nisan’da kalkıp 1 nisan şakası yaptım diyeceğine inanıyorum.
ERDOĞAN’DAN KURTULMA PROJESİ: Son günlerde bir profesör parlamenter sistemi cumhurbaşkanlığı sistemiyle savaşa davet ediyor. Geçmişte Meclis başkanlığı yapmış, parti genel başkanlığı yapmış biri, parlamenter sistemle cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden intikam alınmasını söylüyor. Bu sözlerin altı boş değil, hedefi vardır. Nedir bu hedef? Birincisi Erdoğan’dan Türkiye’yi kurtarma projesini değişik kavramlar kullanarak ifadeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle güçlenecek cumhurbaşkanı kimliğini ortadan kaldırmak için geriye dönüşü arzuluyorlar. Neyin intikamını, nasıl alacak. Bunlarla siyaseti akıllarınca yönlendirmeye çalışıyorlar insanların zihnini kurcalamaya çalışıyorlar. Senin etrafında toplananlarla PKK gibi dağa çıkıp intikam mı alacak. Bunlar yanlış ifadelerdir. Bunlara iltifat etmemek lazım.
5 PARTİYİ AKILLARINCA KULLANIYORLAR: Trump Kürtçe konuşan kardeşlerimi benden daha fazla sevebilir mi? ABD’nin bu oyunlarına düşmemek gerekiyor. Kürtçe konuşan kardeşlerimizin MHP’de ne kadar olduklarını biliyorlar mı? Parti yönetiminde var. Milletvekillerinde var, yöneticilerimizde teşkilatlarımızda var. O teşkilatlarımıza PKK ile çatışma ortamına girmemek için sabırlı olmalarını söylüyoruz. Tavsiyemizin oradaki örgütümüzün, yiğitlerin olmaması anlamına gelmez. PKK ayağını denk alsın. Onun için HDP’yi bütün Kürtleri kucaklayan partiymiş gibi göstermek, demokrasinin unsuru gibi bir aldatmacayla 5 barona, İmralı canisine Türkiye’yi peşkeş çekmeye kimsenin hakkı yok. Kandil’de beş baron Türkiye’deki siyaseti şekillendiriyor. 5 partiyi akıllarınca kullanıyorlar. 378 değişik partilerde PKK, FETÖ unsuru taşıyanları listeye alınca ne olacağını zennediyorsunuz. Akıllarınca üstün zeka, ama akılsızlığın ta kendisi.
Anket şirketleri demokrasiyi katlediyor
“El altında toplumdaki kanaatleri zedeleyecek farklı noktalara sürükleyecek çabaların olduğunu görüyoruz. Seçimlere dört gün kala bir gazetede manşet 51-49 şeklinde zillet ittifakının önde olduğu yorumları sunuluyor. Kararsızlar üzerinde etkileme yapılmak isteniyor. Kamuoyu araştırması yapanlar bu kalabalıkları görmüyorlar mı. Bu kadar deneği nasıl bulacak ne yapacaklar hiç düşünmeden araştırma yerine kamuoyu oluşturma çabasıyla ortalığı karıştırıyorlar. Demokrasiyi katleden bunlar. Yasa teklifi verdik. Kamuoyunu kandırma yerine gerçeği vermeyi düşünen araştırma şirketlerinin nasıl olacağını seçimden sonra TBMM’de belirlemek lazım.”