12.02.2013 - 14:59 | Son Güncellenme:
ANKARA (DHA)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cilvegözü Sınır Kapısı’nda yaşana patlama ile ilgili olarak, "21 Temmuz 2012’de gazeteler televizyonlar şu haberleri verdiler. Cilvegözü Sınır Kapısı tek taraflı olarak kapatıldı. Madem kapatıldı nasıl geliyor bu? Suriye tarafı kimin kontrolünde, Hatay tarafında neler oluyor?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasının başında ilk olarak dün Cilvegözü Sınır Kapısı’nda yaşanan patlamaya değinen Kılıçdaroğlu, "Dün Hatay’da acı bir olay oldu. Hemen vekil arkadaşlarım aradılar, gelişmeleri verdiler. Ankara’dan ayrıca bir milletvekili arkadaşımı görevlendirdim. Hurşit Güneş şu an Hatay’da. Olayın ayrıntılarını öğrenmeye çalışıyor" diyerek şunları kaydetti:
"Sabah telefon ettim. Olayın olduğu yerle ilgili kamera kayıtları var. Kayıtları görmek için ilgililere başvuruldu. Önce evet ama sonra gizli olduğu için biz size bunu gösteremiyoruz. Bakanlar gider, kamera kayıtlarını izlerler. Gizlilik yasağı yok. Bizim milletvekilimiz gider, hayır sen göremezsin gizlilik kararı var. Şimdi ben bu HSYK’yı nasıl eleştirmeyeyim? Çifte standart hukukta olmaz. AKP’ye oy veren vatandaşımız da bizim vatandaşımız, CHP’ye oy veren de bizim vatandaşımız. Neden göstermiyorsunuz o kayıtları? Ama ne yaparsa yapsınlar. Suriye politikasında Türkiye’yi bir batağa sürüklediler."
"SEN BÖYLE YAPARSAN BİRİ DE SENİN İÇ İŞİNE MÜDAHALE EDER"
"Bu da sakın ola ki uçak işine dönmesin" diyen Kılıçdaroğlu, uçağın düştüğünü de başka yerlerden öğrendiklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"21 Temmuz 2012’de gazeteler televizyonlar şu haberleri verdiler. Cilvegözü Sınır Kapısı tek taraflı olarak kapatıldı. Madem kapatıldı nasıl geliyor bu? Suriye tarafı kimin kontrolünde, Hatay tarafında neler oluyor? Yabancı bir basın mensubu Hatay’da kimlerin bomba imal ettiğini gösterdi. Sormamız gereken şu. Bu bomba olayını siz Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır şekilde açıklayacak mısınız, açıklamayacak mısınız? Bunu bekliyoruz. Ölen vatandaşlar var, Suriyeliler de var. Ölen insandır. Teröre her yerde her dönemde lanetledik. Sonuç alınamayacağını her zaman söyledik. Terör olayının sonucunda insanlar hayatını yitirmişse o insanlara kimliği ne olursa olsun hepimizin sahip çıkması lazım. Suriye politikası bizim kanayan yaramızdır. Defalarca söyledik yanlış yapıyorsunuz, sizin ne işiniz var Suriye’nin içişlerine müdahale ediyorsun. Sen böyle yaparsan biri de senin iç işine müdahale eder. Uyardık, birilerine haksızlık yaparsan bir gün döner haksızlık seni bulur. Geldiğimiz nokta budur. Suriye konusunda hassasiyetimizi koruyoruz. En son Lizbon’da Suriye konusunda bir komisyon kurulması kabul edildi. Öneriyi de biz yaptık."
"HİÇBİR ŞANTAJ HİÇBİR CHP’Lİ İÇİN GEÇERLİ DEĞİLDİR"
Seçimlerden önce CHP olarak Türkiye’nin çağdaş özgürlükçü bir anayasa sahip olması gerektiğini ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz CHP olarak Anayasa değişikleri konusunda önerilerimizin arkasında durduk. O paralelde önerilerimiz komisyona gitti. Yeni önerilerimiz var. Torba kanunu kaldırmayı önerdik, Kanun Hükminde Kararnameyi kaldırmayı istedik. Birden bire bir itiraz. Ya mart ayının sonuna kadar bitirirsiniz. şantajla bir ülkenin anayasası değişmez. O şantaj belki birileri için geçerlidir ama unutmaması gerekenler var. Hiçbir şantaj hiçbir CHP’li için geçerli değildir" şeklinde konuştu.
"VERDİĞİNİZ ÖNERGE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NDE CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLDUĞU SÜRECE ASLA VE ASLA GEÇEMEZ"
Anayasa ve başkanlık sistemi hakkında görüşmelerin devam ettiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu masaya parlamenter sistemi geliştirmek için, güçler dengesi tam otursun diye oturduk. uzun tartışmalardan sonra onların getirdiğini görüşmüyoruz. Şimdi dayatıyorlar. Anayasalar bir ülkenin temelini oluşturan temeldir. Tarihin normlarında süzüp gelmiştir. O normları siz iki önerge vererek, iki teklif getirerek değiştiremezsiniz. Parlamenter sitem yeni değildir Erzurum, Sivas kongrelerine bakın önce. Niye onlar başkanlık sistemi kurmadılar. Halkın doğrudan iradesine saygı duydukları için. Halk seçecek, güçlen dengesi gelecek. Elinden gelse, ’bütün milletvekillerini, ben tayin edeceğim’ diyecek. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizim rejimimizi kuran irade kurucu iradedir. Bizim rejimizi değiştirecek irade verdiğiniz önerge Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece asla ve asla geçemez. Şimdi bazı önemli düzenlemeler de var bizim önerilerimiz arasında. Örneğin torba kanun ucubesini kaldırıyoruz. Örneğin kanun hükmünde kararname çıkartmaya karşı duruyoruz. Çağdaş bir anayasa olsun istiyoruz. Çalışmalar devam ediyor. Birdenbire bir itiraz. ’Efendim ya Mart ayı sonuna kadar bitirirsiniz ya da biz kendi anayasamızı vereceğiz.’ Ne yaparlarsa yapsınlar. Bizim rejimimizi kuran irade kurucu iradedir. Rejimi değiştirmek için sizin vereceğiniz önerge TBMM’den CHP olduğu sürece asla ve asla geçemez. Demokrasi benim için ayak bağıdır demiştin. Neymiş, yasama yargı yürütme ayak bağıdır. Bunu söyleyen kişi bütün yetkileri kendinde istiyor. Sen kendi tarihini bilmekten aciz bir adamsın. O nedenle söylüyorum. Bir tek CHP’li kalıncaya kadar asla ve asla düşüncelerimizden ödün vermeyeceğiz. "
"KABAHAT SADECE AKP’DE Mİ?"
Kılıçdaroğlu, TÜİK rakamlarından örnekler vererek gelen zamları eleştirdi. Kılıçdaroğlu konuyla ilgili şunları kaydetti:
"Halkın gündemi nedir? O konuda bir iki cümle söyleyeyim. Sevgili gazeteci Güngör Uras’ın tanımladığı bir isim var, Ayşe Hanım teyze. Ayşe Hanım teyzeden bir iki örnek vermek isterim. TÜİK yeni rakamlar yayımladı. Enflasyon yayınları acaba mutfakta durum nedir? Ayşe hanım, tencereyi koydu ateşin üzerine ve başladı yemeği pişirmeye. Öne kuru soğan doğradı ve düşündü. Gelen zam bir ayda yüzde 32. Sonra bir kaçta sivri biber doğrayayım dedi. Bir ayda gelen zam yüzde 46. Döndü birkaç tane de domates doğrayayım dedi. Gelen zam yüzde 51,5. Bunlar korkan medyanın gündeminde yok. Cesurlara eyvallah. Patlıcana gelen zam yüzde 48. Biraz da su ilave edelim dedi, yüzde 4,7 gelen zam. Bu yemeğin tadı tuzu olur mu? AKP yemeğidir bu. Ben yurttaşlarıma sesleniyorum. Ayşe hanım teyzenin tepki göstermesini bekliyorum. Neredeyse en temel gıda maddelerinde zam yüzde 50’yi bulmuştur. Ayşe hanım teyzenin ne oluyor diye sorması lazım. Kocasına senin maaşın ne kadar arttı diye sorması lazım. Recep Tayyip Erdoğan’ın umurunda mı bu? Kesinlikle umurunda değil. Bindiği uçak, içtiği su, oturduğu konut bedava. Ne diyordu? "Aldığım başbakanlık aylığıyla geçinemediğim için şirket kurdum" diyordu. Ayşe hanım teyze hangi parayla hangi şirketi kuracak. Kış aylarındayız. Sadece mutfakta katlandık.
Faturayı ödeyecek halk, neden AKP iktidarı tercih edildiği için. Ama yangın nerede var. Mutfakta var. Kabahat sadece AKP’de mi? Ayşe hanım teyzeye de seslenmek istiyorum. İktidara sen taşıdın, sen kavgasını verdin. Bunlar gelecek, enflasyon fiyatlar düşecek. Şimdi bedelini sen ödüyorsun. Onlar bir bedel ödemiyorlar. Hastaneye de Ayşe hanım teyzenin ve çocukların düşmemesi lazım. Yatak ücretlerine bir ayda gelen zam yüzde 103,7. Hadi yattınız diyelim, tahlillere gelen zam yüzde 210. Allah muhafaza kaydın yere düştün. Röntgene gelen zam yüzde 114,4. Bizim bir sorumluluğumuz var. Bütün bu ayrıntıları halka anlatmak. Yemeyeceğiz içmeyeceğiz. Yatmayacağız Türkiye’yi gezeceğiz ve AKP iktidarını anlatacağız halka. Gazetelerin renkli sayfalarına inanmayın. Herkes mutfağına baksın, herkes gırtlağına kadar borç içinde. Ne yapıyorlar? Efendim yok frendi, gazdı. Yok sen frene bastın o gaza bastı. Böyle ekonomi mi yönetilir. Merkez bankası başkanı ayrı telden, sanayi bakanı ayrı telden, hazineden sorumlu bakan ayrı telden çalıyor. Fatura? Fatura halka çıkıyor. Bizlere çıkıyor."
"İPİYLE KUYUYA İNMEYİN"
Kılıçdaroğlu Bülent Ecevit’in kuruduğu Ekonomik Konsey konusuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Ekonomiyi sağlıklı yönetmek için sosyal demokrat olan Bülent Ecevit, Ekonomik konsey kurmuştu kararname ile. Bu kararnameyle olacak değil, bir bunu anayasal kurum haline getirelim dedi. Yasası var, üç ayda bir toplanması gerekiyor. Ekonomi nasıl yönetilir. En son ne zaman toplanmış 5 şubat 2009. Üç yıl geçti toplanmıyor. Sözde aydınlara bir şey hatırlatmak isterim. Recep Tayyip Erdoğan’ın ipiyle kuyuya inmeyin. Sizi ters köşeye yatırır."
"O ZİYARET AYNI ZAMANDA BİZDEN ÖZÜR ANLAMINA DA GELİR"
Kılıçdaroğlu konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın hafta sonu Ergin Saygun’u hastane ziyaret etmesi ile ilgilide açıklamalarda bulunarak şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan’ın Ergin Saygun’u ziyaret etmesi doğru harekettir. Vicdanı rahatsız artık. Dünyanın neresine giderse gitsin önüne hukuk çıkarılıyor. Jeton biraz geç düştü. Hiç düşmemesinden daha iyidir. O ziyaret aynı zamanda bizden özür anlamına gelir. Bu ziyareti yaptın diye kamu vicdanında temizlendin anlamına gelmez. Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal orada. Gidiyorsun 12 Eylül yasalarının arkasına saklanıyorsun. Onlarına arkasına saklanandan özgürlük çıkmaz. Açık çek verdik, darbe yasalarını değiştirmek için. Geldi mi? Gelmedi. Ben merak ediyorum o gazeteciler ne yazacak şimdi. Biz insan hakları, yanlış dediğimiz zaman, ha Ergenekoncusun. Bekliyorum şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ı ne zaman Ergenekoncu yapacaklar. O ziyaret aynı zamanda bizden özür anlamına da gelir. Yanlış yapıyorsunuz dedik. Bu ziyareti yaptın diye sakın ola ki kamu vicdanında temizlendin anlamına gelmez bu. Fatih Hilmioğlu orada, kanserle mücadele ediyor. Mehmet Haberal , hastaneden zorla çıkarttınız. Diyorsun ki çağdaş demokrasi özgürlükçü bir Türkiye olsun. Ama gidiyorsun 12 Eylül yasalarının arkasına saklanıyorsun. Açık çek verdik. Sen gerçekten Türkiye’yi özgürleştirmek istiyorsan, gel darbe yasalarını değiştirelim dedim. Geldi mi? Gelmedi. Bir demokrasi de aslolan özgürlüktür. Savunma da bunlardan birisidir. Kim olursa olsun. Bütün demokrasilerde kutsal bir haktır. Yargılama da olmaz. İstanbul Barosu’na uygulanan baskıyı şiddetle protesto ediyoruz."