16.11.2008 - 10:51 | Son Güncellenme:
Nüfusu 2 binin altında olduğu gerekçesiyle kapatılan belediyelere umut ışığı doğdu. Anavatan Partisi’nin eski grup Başkanvekili ve hukukçu Süleyman Sarıbaş ile TBMM eski Genel Sekreteri ve hukukçu Rauf Bozkurt, kapatılan belediyelerle ilgili ilginç bir iddiada bulundu. Sarıbaş ve Bozkurt’un Türk siyasetini ve 29 Mart’ta yapılacak yerel seçim sürecini derinden etkileyecek iddialarına göre, Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda herhangi bir zamanda ve herhangi bir dava açan belediye seçime katılabilecek.
Hükümetin geçen yasama yılında çıkarttığı ve 2009 Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde büyük tartışmaya yol açan nüfusu 2 binin altına düşen 862 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin tüzel kişiliğinin kaldırılması ve 43 yeni belediye kurulmasına yönelik Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar da tartışmaları sona erdirmedi. Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvuru üzerine ilgili yasanın iptali istemiyle açılan davayı geçtiğimiz günlerde sonuçlandırırken, Mahkeme yasanın sadece Geçici 1’nci Maddesi’nin kısmi iptaline karar verdi. Yüksek Mahkeme’nin iptal kararı aralarında turizm yörelerinde bulunan belde belediyeleri de olmak üzere bazı belediyeleri kapatılmaktan kurtarırken, Anavatan Partisi eski Grup Başkanvekili ve hukukçu Süleyman Sarıbaş ile TBMM eski Genel Sekreteri ve hukukçu Rauf Bozkurt ilginç bir iddiada bulundular.
“SADECE YASAL SÜREDE DEĞİL HERHANGİ BİR ZAMANDA DAVA AÇANLAR DA SEÇİME KATILABİLİR"
Konuya ilişkin ANKA’ya değerlendirmede bulunan Sarıbaş ve Bozkurt, nüfusu 2 binin altında olduğu gerekçesiyle kapatılan belediyelerin yerel seçimlere girip girmeyeceklerinin “arapsaçıöna döndüğünü belirtirken, Anayasa Mahkemesi’nin ilgili yasanın geçici 1’nci maddesini iptal ve yürürlüğünü durdurması ve bunun Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açma şartına bağlanmasıyla olayın daha da karışık bir hal aldığını dile getirdiler. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının henüz yayınlanmamış olmasının kafaları daha da karıştırdığını ifade eden Sarıbaş ve Bozkurt, Yüksek Mahkeme’nin 5747 sayılı yasanın geçici 1’nci maddesinde belirlenen belediyelerden, süresinde Türkiye İstatistik Kurumu’na dava açanlar yönünden iptal kararı verdiğini hatırlattılar. İdari davaların idari işlemlere karşı açılabileceğini, Türkiye İstatistik Kurumu’nun Adrese Dayalı Veri Tabanı oluşturmasında ise idari bir işlemin söz konusu olmadığını ifade eden Sarıbaş ve Bozkurt, şu görüşü dile getirdiler:
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun adrese dayalı veri tabanı oluşturmasında istatistiki bir işlem söz konusudur. İstatistiki işlemler kullananlar açısından önemlidir. Tebliği ve tebellüğü söz konusu olmadığından dava açma süresi de bu istatistiki işleme dayanarak yapılan idari işleme karşı dava açabilir. Oysa olayda idari bir işlem değil, bir yasama faaliyeti söz konusudur. Anayasa Mahkememizin kararı doğrultusunda herhangi bir zamanda ve herhangi bir dava açan belediyenin seçime girmesi gerekir. Bu kargaşanın önlenmesi için yapılması gereken şey yeni bir yasal düzenlemedir."
ANAYASA MAHKEMESİ NE KARAR VERMİŞTİ?
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin başvurusu üzerine görüştüğü davada, nüfusu 2 binin altına düşen 862 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin tüzel kişiliğinin kaldırılması ve 43 yeni ilçe kurulmasını öngören 5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un Geçici 1’nci maddesinin iptal isteminin kabulüne, diğer hükümlerinin iptal isteminin reddine karar vermişti. Anayasa Mahkemesi, Kanun’un geçici 1. maddesinin 1’nci fıkrasını ‘Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar, yasanın yürürlüğe girdiği 22 Mart 2008 tarihinden önce 5393 sayılı Yasa’nın 8’nci maddesi uyarınca yapılan katılma işlemi ile nüfusu 2 binin üzerine çıkanlar, ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilmiş turizm bölge, alan ve merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri’ kapsamında kalanlar ile ‘Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca saptanan 2008 yılı turizm öncelikli yöreler’ listesinde yer alanlarö yönünden iptal etmişti. Yüksek Mahkeme, 862 belediye arasında yer alan 4 belediyenin başka belde belediyeleriyle birleştiğine, 122 belediyenin de nüfusunun 2 binin üzerinde olduğuna yönelik tespit davası açtığına dikkat çekmişti.