24.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ Ankara
Hatay’da yaşayan V.F.K. adlı vatandaş TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurarak, “PKK ve FETÖ adına suç işlediği ve casusluk yaptığı” iddiasıyla İzmir’de tutuklu yargılanırken sağlık sorunlarını gerekçesiyle tahliye edilip ev hapsine alınan Rahip Brunson’ın “persona non grata” (istenmeyen adam) ilan edilmesini istedi. Brunson üzerinden Türkiye ile ABD ilişkilerinin geriye gittiği ve doların yükselmesi başta olmak üzere ekonomiye olumsuz etkilerinin olduğunu savunan V.F.K., Brunson’ın bir daha Türkiye’ye girmeyecek şekilde ABD’ye gönderilmesini istedi. Başvuruyu işleme alan Dilekçe Komisyonu, inceleme sonunda konunun yargı mercilerinin görev alanına girdiği kararını verdi. Türkiye’de mahkemelerin bağımsız olduğunu dile getiren Dilekçe Komisyonu yasama, yürütme ve yargı erklerinin kuvvetler ayrılığına dayalı olarak birbirinin görev alınana giremeyeceğini belirtti.
Kararda, Anayasa’nın ‘Mahkemelerin Bağımsızlığı’ başlıklı 138’inci maddesinde, “Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez’ hükmü hatırlatıldı.