Haluk Koç: Zamane neronlarına karşı uyanık olalım

Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları anımsattı.

Haluk Koç, "Bu iklimi aslında sizler yarattınız. Keşke bunu vakti zamanında o muktedirin, toplumu ezmek için planlar yaptığı dönemde yüzüne karşı söyleyebilseydiniz. Keşke sizler kin ve nefret tohumu atılmasına, bu toplumun kamplaştırılmasına, kutuplaştırılmasına, siyasi ağırlıklarınızı koyarak karşı çıkabilseydiniz. Maalesef çizdiğiniz tablo doğru" ifadesini kullandı.

Haluk, "İtiraflar, yolsuzluğu, rüşveti örtme dayanışmalarını, her alandaki suç ortaklıklarını, ihanet boyutuna varacak dış politika yanlışlarını örtmeye yetmez. Büyük Atatürk'ün şu sözleri, bu yaşadığımız süreçle de ilgilidir. 'İhanetin nedeni olmaz, er veya geç bedeli olur' diyor Atatürk. İhanetin nedeni olmaz, er veya geç bir bedeli olacak, o bedeli de bu kadrolar ödeyecek" değerlendirmesinde bulundu.

Dolardaki artışa değinen Koç, "Gezi olayları sırasında 10 kuruş arttı diye 'Faiz lobisi, kemirgenler, çapulcular'... Demediğini bırakmamıştı birisi. Şimdi her gün konuşuyor. Her gün konuşuyor, dolar 2,51 dikkat edin. 10 kuruş arttığında yeri göğü inletmişti. Kim bu işin sorumlusu? Türkiye iyi yönetilmiyor. Bu kötü yönetim ekonomideki riskleri giderek artırıyor. Bunun en somut göstergesi dolar kurunun rekor üzerine rekor kırması" diye konuştu.

Reel sektörün döviz borcunun 179 milyar dolar olduğunu, dolar kurundaki her 1 kuruşluk artışın, reel sektörün 1,8 milyar lira kur zararı yazmasına neden olduğunu belirten Koç, Türk lirasının son iki ayda yüzde 12,6 oranında değer kaybettiğini söyledi.

Türkiye'nin günlük devalüasyon yaşanan bir ülke haline geldiğini savunan Koç, son bir haftada dolardaki artışın şirketlerin borcuna 7,2 milyar lira eklediğini ifade etti.

Bu durumun, şirketlerin ürünlerine zam yapma, işçileri çıkarma ve yatırımdan kaçma gibi seçeneklerle karşı karşıya bıraktığını belirten Koç, "Her üç durumda da fatura kime çıkacak? Ayda 24 lira zam alan emekliye çıkacak, asgari ücretle ezilen işçiye çıkacak, köylüye, çalışana çıkacak, hakkıyla bu ülkede, namusuyla, onuruyla ekmek parası kazanıp ayakta durmaya çalışan yurttaşa çıkacak, halka çıkacak. Bir kişinin kaprisi" dedi.

Ekonomide güvenin son derece önemli olduğunu ve risk algısı artığında ülkedeki yatırım ortamı ve ikliminin süratle bozulduğunu iddia eden Koç, "Türkiye, hedeflediği büyüme rakamına, dolayısıyla onunla orantılı istihdamı hiçbir zaman tutturamayacak gibi gözüküyor" görüşünü dile getirdi.

Koç, "Güveni kaybettiren bir başka unsur da her türlü yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık iddiasının bizzat bu ülkenin Meclis'inde aklanır olması. Bu da güven kaybıdır, bu da risktir Türkiye üzerinde. Yani 'Ben sarı ineği kaptırmam. Sıra bana gelecek' diyorsun ama ülkedeki yatırım iklimini bozuyorsun, risk algısını artırıyorsun" değerlendirmesinde bulundu.

-"Kim bu bakan?"

İsviçre'deki bir bankada yabancıların açtırdığı hesapların açıklandığını, 3 bin 105 Türk'ün de burada hesabının olduğunun öğrenildiğini hatırlatan Koç, bunların kim olduğu sorusunu yöneltti.

Haluk Koç, şu görüşleri ileri sürdü:

"Bunlar arasında acaba bizim siyaseten tanıdıklarımız var mı? Türkiye'de siyaseten tanınan kaç kişinin, İsviçre'deki bankalarda hesabı var? 2004 yılında bavulla İsviçre'den Türkiye'ye dolar getiren AKP'li bakan kimdir? Kim bu bakan? Bu yatırma, getirme, götürme işlemleri devam ediyor mu? Yoksa İsviçre'nin güvenli bir liman olmadığını hissedip Malezya, Singapur, Dubai, Katar tarafına mı kaçıyorsunuz? Bunlar hep verilecek hesaplar. İşte onun için saray karantinaya alınıyor, onun için siyaseten tecrit ediliyor saray. Hesabı ödemesi gereken kişinin adresi çıkartılıyor. 'Biz yokuz bu işte' diyor alttakiler."

Milletvekili aday adaylığı için kamuda görülen istifalara değinen Koç, "AKP döneminde devlet bürokrasisi, liyakatten, tarafsızlıktan, kıdemden uzaklaştırıldı, bir AKP bürokrasisi haline getirildi. Bir parti devleti yaratıldı. Şimdi o parti devletinin yarattığı bürokratlar, belki onlar da gelecek olan sağanaktan kaçarak, her biri kendilerine ait sorumluluk alanlarında hesap vermemek adına nereye kaçıyorlar? Meclis'teki siyasi dokunulmazlığa" diye konuştu.

Aday adayları arasında birçok üniversite rektörünün de bulunduğuna dikkati çeken Koç, "Anlı şanlı üniversiteler. Yakıştıramadığım isimler de var, tanıdığım isimler de var. Bütün rezaletleri görüyorsunuz, bütün yaşananları görüyorsunuz. Sizin, şu anda edindiğiniz akademik sıfata yazık. Demek ki sen bağımsız, özerk bir üniversitenin rektörü değil, bu hükümdarlığın, bu AKP parti devletinin üniversitesinin rektörüydün demek" iddiasında bulundu.

-"Bunlar zamane Neron'u"

"Ya sıkı yönetim altında seçim ya da silahların gölgesinde seçim. Haziran seçimlerini böyle tarif ediyorlar" ifadesini kullanan Koç, "Halkımızı bir kez daha, kendi iktidarları için Türkiye'yi ateşe atmaktan bile çekinmeyecek olan bu zamane Neron'larına karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. Bunlar zamane Neron'u. Yakar giderler kendilerinden sonra. Söylemleri o, eylemleri o, kafaları o" dedi.

CHP'nin, Haziran seçimlerine, adaylarını mevcut tüzük çerçevesinde, örgütlerinin ve üyelerinin en geniş demokratik katılımıyla belirleyerek gireceğini dile getiren Koç, "Bir yerde İmralı, Kandil vesayeti, talimatı aranıyor, bir yerde saray, Başbakanlık arasındaki güç dengelerinden adaylar doğuyor. Ama herkesin aklı CHP'de" diye konuştu.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, değişik toplum kesimleriyle görüşmeler gerçekleştirdiğini ve bu kesimlerin talepler de gözönüne alınarak, CHP'nin seçim bildirgesinin hazırlanacağını aktardı.

Şu anda verilen sosyal yardımların iki katını verilmesini öngören bir planlamanın partide yapıldığını belirten Koç, "Ben sesleri duyar gibiyim. 'Karşılığı var mı, nereden vereceksiniz?' Ayakkabı kutularını boşaltacağız, hırsızlığı, arsızlığı, yolsuzluğu, yandaşlığı, ihale kayırmacılığını önleyeceğiz" ifadesini kullandı.

Her kuruşun hesabını verecek bir yönetim anlayışı kuracaklarını belirten Koç, "Bugün yaşadığımız ve yarın ülkenin başına çöreklenebilecek baskıcı, kara faşizmi, halkla beraber, hep beraber dağıtacağız Haziran'da. Bunun için var gücümüzle uğraşacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Koç, "Hırsızların, rüşvetçilerin ve dikta özlemcilerinin, ülkenin başından halkın oylarıyla defedileceği bir seçim olacaktır Haziran 2015. CHP, böyle bir Türkiye'nin güvencesi olarak halkın karşısına çıkacaktır" dedi.

-"Tek başına tecrit edilmeye çalışılan bir yapı var"

"Hakan Fidan'ın adaylığının bir danışıklı dövüş olduğunu iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Koç, "Yaşayıp göreceğiz. Ben 'Osmanlı' derken, Bizans'a gittiler dedim. Bizans nesiyle tanınır. Entrikalarıyla tanınır. Ben sadece bir siyasi gözlemimi ifade ettim. Bu bir muhalefet partisi sözcüsünün ya da mensubunun yaptığı bir gözlem değil. Bir siyasi kimlik taşımayan, bağımsız siyasi gözlemcilerin de yaptığı bir tespit" yanıtını verdi.

"Tek başına tecrit edilmeye çalışılan bir yapı var. 'Sen kendi işine bak' denen bir yapı var ve altta önümüzdeki dönem hesap verme noktasında, o kişiyi tek başına bırakma gayretleriyle etrafının boşaltılması var" değerlendirmesinde bulunan Koç, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmelerinin ardından partilerinde yaşananları örnek gösterdi.

Koç, "Yani siz ne kadar baskıcı, ne kadar kendinizi 'reis', ne kadar bilmem ne tarif edersen et, sen yolsuzluklarla malul bir kişisin. Herkes senden kaçmaya çalışıyor. Herkes senin bu sorumluluklarla tek başına kalmanı istiyor" diye konuştu.

Aday adaylığı başvurularının nasıl yapılacağı ve tarihinin ne olduğu sorusu üzerine ise Koç, başvuruların parti genel merkezine yapılacağını belirterek, "Kafamızda bir tarih var. Ama bizim yönetmeliğimiz, tüzüğümüz gereği bu tarihi belirleme Parti Meclisi'nin yetkisinde. MYK sadece başvuru formatını, ücretler bazında belirleme hakkına sahip. Pazar günü tarih belirlenecek. Ama önümüzdeki hafta içinde olacak. 7 ile 10 gün arasında da bir süre verilecek" yanıtını verdi.