24.12.2014 - 12:15 | Son Güncellenme:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Edirne’nin hızlı trenle önce İstanbul’a ve daha sonra da Balkan ülkelerine bağlanacağını belirterek, “Selanik tekrar canlanacaksa ancak ve ancak İstanbul ile bütünleşirse canlanır. Edirne tekrar canlanacaksa ancak ve ancak Selanik’le, Üsküp’le, Saray Bosna’yla tekrar irtibatları kurulursa canlanır. Onun için Edirne’yi inşallah hızlı trenle önce İstanbul’a sonra da Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden kim nasıl arzu ederse Avrupa içlerine kadar bağlamaya kararlıyız” dedi. Davutoğlu, ayrıca Trakya Üniversitesi’nde Roman kültürünü araştırıma merkezi kurulacağını söyledi.
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen partisinin 100. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “AK Parti güzel geleneklerin partisidir. Bir güzel geleneği geçen ay başlatmıştık. İl başkanları toplantımızı Şanlıurfa’ya almıştık. Şanlıurfa’dan, kadim peygamberler şehrimizden bütün ülkemize ve Orta Doğu’ya, peygamberler diyarı bütün topraklara selam iletmiştik. Şimdi Edirne’deyiz. Edirne’den de bütün Balkanlar’a, Rumeli’ye, Avrupa’ya selam iletmek ve ülkemizin her bir köşesinden gelen il başkanlarımızla, belediye başkanlarımıza biz hep beraber evladı fatihanız demek için Edirne’deyiz. Aslında çok güzel bir tevafuk ve bizim siyasetimizin nasıl kültürel coğrafyamızı nakış nakış işlediğine güzel bir örnek olması için 24 saatlik mesaimizi kısaca zikretmek istiyorum. Dün gece geç vakte kadar, 11’e kadar Üsküp’teydik. Yahya Kemal’in Üsküp’ünde. Kültür merkezimizde, her bir sokağıyla, camisiyle, külliyesiyle ben o köprü medeniyetin hala Rumeli’de ayakta duran mücessem hali Üsküp’teydik. Gece İstanbul’a indik, sonra Edirne’ye geldik. İnşallah bugün Edirne’de bu güzel toplantımızı, Edirne’nin bereketiyle yaptıktan sonra akşam İstanbul’da ‘Geleceğin Şehirleri’ konulu sempozyuma katılacağım, gece de Ankara’ya intikal etmiş olacağım. Yani 24 saat içinde Üsküp, İstanbul, Edirne ve Ankara. İşte üç başkent ve Edirne, İstanbul ve Ankara ve hala kültürümüzün ve güzel Türkçemizin başkenti Üsküp. İşte AK Parti zihniyeti, işte AK Parti’nin çalışma temposu, işte AK Parti’nin siyasi ve kültürel coğrafya anlayışı” dedi.
"EDİRNE HEP ŞEHRİ MUKADDESTİ, HEP ŞEHRİ MUKADDES KALACAKTIR"
Edirne’nin tarihteki önemine değinen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Bundan 2 sene önce yaptığım konuşmada Edirne’den bahsetmiştim uzun uzadıya. Her şehrimizin bize öğrettiği güzel hususlar var. Her şehrimizin ilham ettiği derin bir irfan var. Edirne o zaman kapı şehri demiştim. Serhad şehri de diyebilirim. Ama bazen serhad şehir kenarda kalmış intibağı da verir. Aslında Edirne bizim tarihimizde Rumeli’ye açılan ilk kapıydı. Sonra Rumeli’den ve Avrupa’dan gelen için İstanbul’a gelmeden önceki son durak ve İstanbul’un kapısıydı, başşehirdi ve hep başşehir olarak kaldı. Edirne, her haliyle, nereyi gezerseniz ve hangi sokağına girerseniz girin o köprü medeniyet birikimimizin derin irfanını yansıtır. 1071 Malazgit, 1400’lere kadar, Bursa başşehir olana kadar 300 yıllık Bursa’nın başkent oluşunu düşününüz, 300 yıllık Anadolu serüvenimiz Bursa’da bir başkent şehrinde kendini ortaya koydu ve cihan devletinin ilk nüvesini oluşturdu. Bütün o birikim Rumeli’ye taşındığında Edirne başkent olarak arkasında taa Horasan’lara, Mezopotamya’ya giden o derin irfanı Avrupa topraklarına hiçbir zaman sönmeyecek bir meşale ve daima bir kubbe gibi bütün Avrupa’yı ışıldatacak, kucağına alacak bir köprü medeniyet merkezi olarak inşa edildi. Edirne tesadüflerin sonucu değildir. Edirne çok stratejik bir tercihin kültürel olarak ‘Ben burada öyle bir şehir inşa edeceğim ki bu şehir İstanbul’a bir model olacak ve İstanbul’daki dönüşümü de hazırlayacak’ diye güçlü bir iradeyle kurulan şehirdir. Edirne bu anlamda Üsküp’ün, Saray Bosna’nın, Filibe’nin, Selanik’in öncüsüdür, habercisidir, müjdecisidir, İstanbul’un ise fetihten önceki ilk timsalidir. Külliyelileri ve şifahaneleri ile öyle bir şehir inşa edilmiştir ki Edirne’de sanki bir tebrin, bir alıştırma, bir uygulama merkezi gibi daha sonra fehhedilecek olan büyük İstanbul’un ilk köklü kentsel dönüşüm yapan o kültürel dönüşüm daha sonra Konstantinopol’den İstanbul çıkaracak olan büyük medeniyet dönüşümünün ilk işaretleri olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Trabzon’u fethetmiştir ama Edirne onun öncesinde hem İstanbul’un hem Trabzon’un fethine kadar uzanacak olan o çizginin, yani bir taraftan Anadolu birliğinin, bir taraftan da Rumeli’nin birliğinin sağlandığı merkez olmuştur. Ve İstanbul’un habercisidir. Ondan sonra başşehri İstanbul’a teslim ettikten sonra büyük bir onurla Edirne batıdan doğuya, İstanbul’a gelen her kervanın, her aydının, her alimin oturup durduğu ve bir müddet İstanbul için kendini hazırladığı bir son durak halini almıştır. Öncü bir şehirdir, Balkan şehirciliği anlamında başşehirdir. İstanbul’a hazırlık anlamında ve sonra da Rumeli’ye İstanbul’dan giden herkesin durduğu, Rumeli’ye hazırlandığı, Rumeli’den de İstanbul’a hazırlandığı bir istasyon, bir büyük kapı şehridir. Ve nihayet Edirne milletimiz Balkan faciasını yaşarken bir destansı direnişle 6 ayı aşkın bir süre düşmana değil sadece, açlığa, susuzluğa karşı da direnen ve ağaç köklerini gerekirse yerim ama baş eğmem diyen bir başşehirdir. Onun için geçen geldiğimde söylemiştim. Başşehirler bir kere gerçek anlamda başşehir olmuşsa baş verirler ama başşehirlikten vazgeçmezler ve başşehri teslim etmezler. Baş verilmiştir, şehit verilmiştir, 13 bin askerimiz. Şükrü Paşa ‘Şehr-i mukaddes’ der Edirne için. Edirne hep şehri mukaddesti, hep şehri mukaddes kalacaktır. Ve bizim mimarimizin zirvesi Selimiye. Dikkat ediniz Edirne o kadar mühimdir ki Süleymaniye kalfalık eserim der Mimar Sinan ama Selimiye için ustalık eserim der. Düşünün başşehir olmayan bir şehre ustalık eserini Mimar Sinan yapmıştır ve Sultan Selim de bu eseri Edirne’de yapma talimatı vermiştir. İşte Edirne’nin ayrıcalığı burada. Ve Selimiye hiç şüpheniz olmasın dışarıdan baktığınız uyumuyla, dengesiyle, simetrisiyle, içeriye girdiğinizde ruhani haliyle, estetik ile fiziğin başka hiçbir yerde olmayacak kadar güzel bir ahenkle bir araya gelmesidir. Ancak ve ancak sadece Tac Mahal ile karşılaştırılabilir. Onun ötesinde doğuda İslam’ın doğu medeniyetinde Tac Mahal, batısında ise Selimiye bütün o kadim mimari geleneğin ve ruhani estetiğin zirve eserleridir. Onun için Edirne’yi son ana kadar savunmuştur Edirneliler. Ve onun için İkbal binlerce kilometre öteden Edirne şehitleri için şiir yazmıştır. Ve demiştir ki; ‘Eğer Hazreti Peygamber’in huzuruna varırsam ve dünyadan ne getirdin diye sorarsa Edirne şehitlerinin kanını getirdim ya Resulallah’ diyen İkbal, bu mukaddes şehre veren ruhu görmüştür. Ve Müslüman Hristiyan her kesimden o zaman Edirne’ye müdafaasına gelmiştir. Şekip Arslan Dürzi ve o zaman Osmanlı öncülerine Edirne müdafaasına Lübnanlıların desteğini getirmiştir. Daha onlarca örnekle Edirne müdafaası aslında bir şehrin müdafaası değil, kadim bir medeniyetin müdafaasıydı. Bizim davamız da işte o kadim medeniyetin sadece müdafaası değil, aynı zamanda yeniden ve güçlü şekilde ihyasıdır. Onun için biz Edirne’deyiz. Şanlıurfa’da tevhidimiz, imanımız inşa edilirken Edirne’de medeniyetimizin mimarisi ve kudreti inşa edildi. Kim Şanlıurfa’yı Edirne’den ayırabilir. Kim peygamberler şehri olan mukaddes Şanlıurfa’yı şehitler ve yiğitler şehri olan mukaddes Edirne’den ayırabilir. İşte bizim hareketimiz bu anlamda da bir milli birlik hareketidir. İnşa etmeye devam etiğimiz, ihya etmek için gece gündüz ter döktüğümüz bu büyük dava bu yolda ülkemizin her bir köşesine özel anlamlar yükler. Ve işte bugün Hakkari’den, Artvin’den, Muğla’dan, Türkiye’nin her köşesinden il başkanlarımız ve belediye başkanlarımızla Edirne’de bir kez daha haykırıyoruz ki bu ülkenin doğusu ve batısı, kuzeyi ve güneyi bütün o coğrafyaların ötelerindeki ufuklarıyla birlikte tek bir medeniyetin, aynı kültürün, aynı irfanın eseridir ve bu ülke bütününü korumanın ötesinde bu ülkenin ötesindeki tarihi mirasa sahip çıkmaya kararlıyız. İşte dün Üsküp’ten buraya gelirken bunları düşündüm. Size de Üsküp’ten, Balkanlar’ın her köşesinden gelen evladı fatihandan selam getirdim."
“EDİRNE HIZLI TREN PROJESİ YAPILIYOR, HIZLI TREN MUTLAKA GERÇEKLEŞECEK”
Üsküp’te bayrak talebiyle karşılaştığını söyleyen Davutoğlu, “Bakınız nasıl bir hasret ki, ne güzel bir aşk ki ilk gece Üsküp’e vardığımda sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldik. Orada çok anlamlı bir talepte bulundular. Dediler ki; ‘Ne olur Sayın Başbakanım bayrağımız az burada biraz bayrak gönderseniz.’ Dedim ki o zaman başka bir şey yapalım. Ne kadar hane varsa bayrak isteyen 5 bin, 10 bin dert değil. Makedonya’daki her evladı fatihanın evine bir bayrak, bir Kur’an-ı Kerim ve bir Türkçe sözlük gönderme kararı aldık. Ve bu müjdemizi Makedonya Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile birlikte verdim. Ve dedim ki 30 bin civarında hane olduğunu söyledi ve evet 30 bin haneye ama istenirse her birine bayrak gidecek ve Makedonya bayrağı ile birlikte dostça al bayrak dalgalanacak. Ve her bir eve Yahya Kemal’i hiçbir zaman Üsküplüler yabancı birisi gibi okumaması için her bir eve Türkçe sözlük, her bir eve meali ile birlikte Kur’an-ı Kerim inşallah hediye edeceğiz. Biz Edirne’den, o mukaddes şehirden bütün Rumeli’ye selam ediyoruz. Bütün Saray Bosna’ya, Üsküp’e, Prizren’e, Priştine’ye, Gostivar’a, Filibe’ye, Şumnu’ya, Gümülcine’ye, İskeçe’ye, her bir yere buradan diyoruz ki elimiz dostluk elidir. Kudretimiz ve gücümüz oradaki her bir evladı fatihana erişmeye, onların taleplerini karşılamaya, onları korumaya yeter. Allah devlete ve millete zeval vermesin. Balkan faciasının üzerinden 100 yıl geçti. Şimdi biz Balkanlar’da bütün komşu ülkelerle, dost ülkelerle birlikte yeni bir kültür beraberliği, yeni bir kültürel uyanış, yeni bir Balkan coğrafyası oluşturmak için çaba içindeyiz ve bu çabamızda Edirne’nin ruhu bize ilham verecektir. Onun için Edirne’deyiz” diye konuştu.
Edirne’yi hızlı trenle önce İstanbul’a, daha sonra da Balkan ülkelerine bağlayacaklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu, “İnşallah Edirne’de bundan sonra her fırsatta sadece Edirne değil, Trakya, Rumeli bizim için bütün sınır ötesi kardeşlerimize ulaşıp Edirne’yi serhad şehri, hani bir şekilde kenarda kalmış, son nokta şehir olmaktan çıkaracağız, Edirne’yi inşallah Balkanlar’a ve Avrupa’ya açılan ana merkez ve kapı şehri olma niteliğini tekrar inşa edeceğiz. Onun için Edirnelilere bugün bazı müjdelerim var ama genel olarak buradaki belediye başkanlarımıza özel müjdelerim var. Ama madem Edirne’den başladık, inşallah Edirne hızlı tren projesi yapılıyor, hızlı tren mutlaka gerçekleşecek. Bundan 3 sene önce Selanik’i ziyaret ettiğimde Selanik belediye başkanına şunu demiştim; ‘Selanik ve Edirne kaderleri birbirine benzer. İkisi de Balkan Savaşı öncesinde birisi bölgenin en önemli limanıydı, bütün Avrupa’nın neredeyse en önemli limanlarındandı, diğeri de en önemli geçiş noktası ve kapısıydı. Fakat Balkan coğrafyası parçalanınca ikisi de çok kısa aralıklarla sınır şehirleri haline dönüştü. Özellikle Soğuk Savaş’ta Edirne’nin ötesinde Bulgaristan sınırımız iki blok sınırı haline dönüşünce, Selanik’te de aynı şey olunca ikisi de önemini kaybetti’ dedim. Gelin birlikte İstanbul, Edirne, Selanik hızlı tren hattını kuralım ve böylece bu tarihi şehirleri birbirine birleştirelim. Artık o tarihi önyargıları geride bırakalım. Selanik tekrar canlanacaksa ancak ve ancak İstanbul ile bütünleşirse canlanır. Edirne tekrar canlanacaksa ancak ve ancak Selanik’le, Üsküp’le, Saray Bosna’yla tekrar irtibatları kurulursa canlanır. Onun için Edirne’yi inşallah hızlı trenle önce İstanbul’a sonra da Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden kim nasıl arzu ederse Avrupa içlerine kadar bağlamaya kararlıyız” şeklinde konuştu.
“ŞUBAT AYI İÇİNDE DE ROMAN KARDEŞLERİMİZLE ÇOK GENİŞ BİR KATILIMLI TOPLANTIDA BİR ARAYA GELECEĞİZ”
Edirne’ye yapılacak proje ve hizmetlerden bahseden Davutoğlu, şunları söyledi:
“Yine biliyorum önemli bir talep ve beklenti havaalanı beklentisi. Bu mantıkla yaklaştığımızda zaten Edirnemize havaalanı mutlak bir zarurettir. İnşallah Edirne’ye de havaalanını kazandıracağız. Edirnemiz tarihi nitelikleri ve köprüleri ile maruftur. Edirne’nin bütün köprüleri aydınlatılacak. Edirne ışıl ışıl bir kültür şehri olarak tanınacak, bilinecek. Karaağaç Köprülü Kavşağı da inşallah 23 Nisan’da açılacak. Bunlar bizim taahhütlerimizdi ve bu taahhütler her halükarda yerine getirilecek inşallah. 400 yataklı Edirne Devlet Hastanesi Nisan-Mayıs’ta açılışa hazırlanıyor. Bu da Edirne’mize bir hediyemiz. Ayrıca yine güzel bir gelenek başlattık. Bu vesileyle il başkanları toplantısını Ankara’da yapıp hemen dağılmak yerine biz dedik ki bu il başkanları toplantılarını hem bir muhasebe hem de bir şölene, bir paylaşıma, bir buluşmaya dönüştürelim. Genel başkan ve Başbakan olarak benim yaptığım hitapla sınırlı kalmasın, sadece AK Parti olarak kendi aramızda istişareyle de sınırlı kalmasın ve bir gün önceden bütün bakanlarımız bu Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı yaptığımız ile gitsinler ve toplantılar yapsınlar. Ben bütün Bakanlar’dan raporlar aldım. Çok büyük memnuniyetle ifade ediyorum olağanüstü verimli yaklaşık 10 bakanlık Trakya bütününden gelen sivil toplum kuruluşlarıyla, ilgili birimlerle, kanaat önderleri ile toplantılar yaptılar. Orman ve Su İşleri Bakanlığımız Trageb için 270 kişinin katıldığı toplantı gerçekleştirdi. Ergene projesi inşallah 2017’de tamamlanacak. Su taşkınları ve diğer hiçbir bu verimli toprakları etkileyen bütün olumsuzluklar giderilecek. Meriç Havzası, Ergene yeni ve güzel bir çevre düzenlemesi ile inşallah tekrar bütün Trakya’nın, bütün Rumeli’nin önemli merkezi haline gelecek. Gıda ve Tarım Bakanlığımız 280 kişinin katılımı ile odaların katılımı ile Trakya’nın bütün sorunlarını tartıştıkları bir platform oluşturdular. Gençlik ve Spor Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Maliye Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Kültür ve Turizm Bakanlığımız her biri Trakya’dan gelen ve Trakya’nın sorunlarının ele alındığı konuları işlediler. Bu anlamda yine bazı müjdelerle Edirnemize mesajlar vermek istiyorum. Tarihi Kırkpınar Güreşleri’nin yapıldığı stadyum belediye ile birlikte yeniden inşa edilecek ve Kırkpınar yiğitleri inşallah çok daha modern ve geniş imkanlara sahip stadyumda er meydanına çıkacaklar. Bu inşallah en kısa zamanda tamamlanacak. Bu çerçevede Kırkpınar ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığımız Edirne’ye bir spor lisesi kuracak. Yine Edirne’ye bilim ve sanat merkezi kurulacak Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından. Bugün bu toplantıyı yaparken bir şeyi fark ettik. Bu çapta bir toplantıyı yapmak için Edirne’de yeterli alt yapı yok. Onun için Edirne’de bir kültür ve konferans merkezi inşa edilecek. Edirne’de toplantı yapmak isteyenler en çağdaş şartlarda, en geniş imkanlarla bu toplantıları gerçekleştirecek. Yine pirinç ve buğdayın çözülmesi için özellikle bölgede önem verilen bir konu olduğu için Maliye Bakanlığımızın bir planlaması olacak. Bir gençlik merkezi kurulacak. Edirne kültür ve turizm gelişim bölgesi ilan edilecek. Kültür ve turizmde Edirne’ye özel imkanlar sağlayacağız. Tarihi eserlerin restorasyonu başarılı şekilde yapıldı. Kalan bütün tarihi eserler restore edilecek. Rumeli’de tek bir tarihi eserden bir çakıl taşı düşse bizim başımıza büyük bir kaya düşmüş gibi kıyamet kopar. Hiçbir tarihi eserden bir tek çakıl taşı dahi düşürülmeyecek. Eğer evladı fatihanın tırnağına bir diken batsa bizim yüreğimize hançer saplanır. Eğer bu bütün Rumeli ve evladı fatiha için böyleyse Edirne’miz için hayli hayli böyledir. Her bir tarihi eseri koruyacağız, geliştireceğiz.”
Trakya’da sosyal dokuyu korumaya özen gösterdiklerini ve Trakya Üniversitesi’nde Roman kültürünü araştırıma merkezi kurulacağını dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Yine Edirnemizin sosyal dokusunu bu anlamda bütün Edirne ve Trakya’da korumaya özen göstereceğiz. Roman kardeşlerimize dönük olarak da özel bir çaba içindeyiz. Trakya Üniversitesi’nde Roman kültürünü araştırıma merkezi kurulacak. İnşallah Şubat ayı içinde de Roman kardeşlerimizle çok geniş bir katılımlı toplantıda bir araya geleceğiz. Bütün bu kültürel renklerimizi korumaya ve geliştirmeye kararlıyız” dedi.