SiyasetCumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Tüm reform çalışmalarının merkezinde milletimiz olmuştur

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Tüm reform çalışmalarının merkezinde milletimiz olmuştur

27.11.2020 - 19:04 | Son Güncellenme:

Gelen son dakika haberine göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "18 yıldır AK Parti hükümetleri tarafından yürütülen tüm reform çalışmalarının merkezinde milletimiz olmuştur, bundan sonra da yine öncesinde olduğu gibi Cumhur İttifakı'yla birlikte vatandaş odaklı reformları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Tüm reform çalışmalarının merkezinde milletimiz olmuştur

Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Haberin Devamı

Reformlar ve sürdürülebilir büyümeyi politikalarının merkezine aldıkları 18 yılı geride bıraktıklarını belirten Oktay, bu süreçte Türkiye'nin, sınırlarının yanı başında sürüp giden çatışmalar, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler ve ekonomiye yönelik manipülatif saldırılar gibi pek çok badireyle mücadele ettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kalkındığını ve güçlendiğini söyledi.

Süregelen başarıları taçlandıran bir hamle olarak milletin iradesiyle desteklediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğini anlatan Oktay, iş yapma süreçlerinin hızlandığı, sonuç almanın kolaylaştığı yeni bir dönemin kapılarının aralandığını, bazı kesimlerce kabul edilmese dahi bunun bir gerçek olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

Bürokrasi değil hizmet üreten bir devlet yapısı inşa etme anlayışıyla geliştirdikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, ülkenin en önemli kamu yönetimi reformu olduğunu, toplumsal refahı artırma hedeflerine büyük katkılar yaptığını dile getiren Oktay, şöyle konuştu:

"Parlamenter Sistem döneminde sadece kağıt üzerinde kalmış olan kuvvetler ayrılığı, ki bu onlarca yıl tartışılmıştır, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle aslında gerçek anlamda hayata geçmiştir. Aslında gördüğüm kadarıyla bazı eleştiriler de bu geçiş sürecinin etkileri veya sıkıntıları da olabilir diye düşünüyorum. Bu sistem kuvvetler ayrılığının belirginleştiği, istikrarlı ve sonuç odaklı 'yürütme' ihtiyacına yanıt verecek nitelikte, milli iradeyi daha da güçlü kılan bir yönetim sistemidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizle birlikte her türlü vesayet son bulmuş, sivilleşme sağlanmış ve katılımcı demokrasi güçlenmiştir. Kendi cumhurbaşkanını millet kendi seçmiştir ve hiçbir istikrarsızlığa da müsaade etmemiştir, etmemektedir, hangi şart altında olursa olsun. Bu da milli iradeyi tam anlamıyla etkin kılmıştır. 83 milyon her bir vatandaşımızın iradesi bugün karar alıcı mekanizmalara ve hükümetimizin ortaya koyduğu icraatlara yansımaktadır."

"Toplumun bütününün ihtiyaç ve önceliklerini göz önünde bulunduruyoruz"

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yaptıkları tüm çalışmalarda dili, dini, etnik kökeni fark etmeksizin toplumun bütününün ihtiyaç ve önceliklerini göz önünde bulundurduklarını belirten Oktay, "Yeter ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkemize aykırı bir faaliyet içerisinde olmasın. Teröre bulaşmasın, terörle arasına net ve açık bir mesafe koysun." ifadelerini kullandı.

Muhalefet milletvekilleri tarafından "Tek din temelinde hareket ediyorsunuz" denildiğini aktaran Oktay, azınlık vakıflarına ait gayrimenkul ve arazilerin iadesini mümkün hale getiren, Gökçeada Özel Rum Ortaokulu ve Lisesi'ni 40 yıl sonra faaliyete geçiren, Musevi toplumunun taleplerine kulak vererek meydanlarda Hanuka Bayramı kutlamalarını başlatanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başında olduğu AK Parti iktidarı olduğunu hatırlattı.

Oktay, "Yunanistan'da camilerin sinema salonuna çevrildiği, Ermenistan'da yine camilerin yıkılıp hatta ahır yapıldığı, Avrupa'nın göbeğinde her gün yeni bir İslam karşıtı vaka gerçekleştiği bir dönemde Türkiye'de camiler, kiliseler, havralar yan yanadır. Farklı din ve kültürlerin, etnik yapıların üyeleri de kardeştir Türkiye'de ve omuz omuza bir aradadır." değerlendirmesinde bulundu.

Haberin Devamı

Muhalefet milletvekillerinin, "Tek dil temelinde hareket ediyorsunuz, tek dil anlayışınız var." dediğini belirten Oktay, şunları söyledi:

"Şöyle bir geçmişe baktığımız zaman, Kürtçeden başka dil bilmediği için cezaevindeki çocuğuyla konuşturulmayan, kamu hizmetleri alamayan analarımızı iyi hatırlarız. Özellikle geçmişten, AK Parti öncesindeki iktidarlar döneminden iyi hatırlarız. Bu sorunu AK Parti iktidarları döneminde yapılan reformlarla çözdük mü, çözdük.

Sayın Garo Paylan bir şey ifade etti, bu vesileyle öğrendiği dilleri de öğrenmiş olduk. Ben memnun oldum. Baya sayıda dil biliyor, daha da artacağını ümit ediyorum. Son derece de güzel kullanıyor. Ama şunu da arzu ederim, bu öğrendiğiniz, bildiğiniz bu dilleri Sayın Paylan, ekmeğini yediğiniz, suyunu içtiğiniz, havasını kokladığınız, toprağından beslendiğiniz bu güzel ülkeyi dışarıda şikayet etmek için değil ülkemizin lehine de kullanmanız inşallah bir gün gelir, nasip olur. Biz de bunu görürüz."

Haberin Devamı

Oktay'ın bu ifadeleri üzerine HDP milletvekillerinden itirazlar geldi.

Hakaret etmediğini dile getirerek konuşmasını sürdüren Oktay, "Bir sağdan bir soldan olsun" diyerek yaşı yükseltilip idam edilen gençlerin, üniversite kapılarında bekletilen başörtülü kızların, 28 Şubatların, muhtıraların, askeri yargı vesayeti ve darbe üreten yapıların da hafızalarında olduğunu ifade etti.

Askeri ve yargı bürokrasisi dahil, bürokratik vesayet başta olmak üzere demokrasiye ket vuran, özgürlükleri kısıtlayan unsurların, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde gerçekleştirdikleri reformlarla tarih olduğunu kaydeden Oktay, "Bunların da hakkını verin, bu reformlardan da mutlu olmasını bilin." dedi.

Bugün Yüce Meclis'e bakıldığında toplumun tüm renklerinin görüldüğüne dikkati çeken Oktay, "Hamdolsun burada başörtülü kadın vekillerimiz de var, Ermeni kökenli vekilimiz de var. Bürokrasimize, iş hayatına, sivil topluma baktığımız zaman yine aynı şekilde toplumun tüm kesimlerinin yansımalarını ve demokratik temsilini de görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajlar ve milletimizi merkeze alan reform yaklaşımlarımızla, hep birlikte demokrasimizi daha da güçlendireceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aynı zamanda güçlü karar alma ve etkili kriz yönetimi imkanı sunduğuna işaret eden Oktay, sisteme geçiş ile birlikte gerek iç gerekse dış tehditlere karşı hızlı ve etkin karar alma ve terörle daha etkin mücadele kabiliyeti elde edildiğini bildirdi.

Tartışmalar ve itirazların sürmesi üzerine oturuma ara verildi.

Aranın ardından konuşmasına devam eden Oktay, özellikle Kovid-19 salgınına karşı en hızlı şekilde hayata geçirdikleri önlemler ve salgınla mücadelede sağladıkları başarıda kaydedilen ilerlemenin somut neticelerini görmenin mümkün olduğunu vurguladı.

"Mehmetçiğimiz en kısa sürede Azerbaycan'daki görevlerinin başına geçecek"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kazandırdığı etkin eşgüdüm sayesinde Türkiye'yi yüzlerce büyük projeyle donatmanın yanı sıra ülkenin küresel bir güç olma yolunda önemli mesafe kat ettiğini aktaran Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Libya gibi bölgesel meselelerde Türkiye'nin güçlü duruşu ve kardeş Azerbaycan'a, Karabağ'ı 44 günde özgürleştirme mücadelesinde verdiğimiz şartsız destek, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın etkin eşgüdümü ile sağlanmıştır ve sağlanmaya devam edilmektedir. Karabağ'dan işgalci Ermenistan'ın sökülüp atılması, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin gücünü de bir kez daha sahada tüm dünyaya göstermiştir. 30 yıldır Karabağ'da süren Ermenistan zulmüne sessiz kalmadığımız gibi bazı ülkeler kör ve sağır olmayı seçerken biz Ermenistan'ın sivilleri, şehirleri bombalamasına kayıtsız kalmadık, her türlü imkanımızla kardeş Azerbaycan'ın yanında olduk. Yakın zamanda çıkan tezkere ile kahraman Mehmetçiğimiz en kısa sürede, Azerbaycanlı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerinin korunması için Azerbaycan'daki görevlerinin başına geçecek."

Oktay, bu süreçte kardeş Azerbaycan'ın muzaffer olması için Türkiye'nin 83 milyon tek yürek olarak elinden gelen desteği verdiğini, bundan sonra da kardeşleriyle bir ve beraber şekilde hakkaniyet mücadelesini sürdüreceğini bildirdi.

"Yeni normalin yatırım, üretim, ihracat ve istihdam seferberliğini başlatıyoruz"

Küresel ticarette ve ekonomilerde ciddi daralmanın beklendiği bu dönemde kayıpları en düşük seviyede tutarak Kovid-19 sonrasının Türkiye için bir kazanç dönemi olmasını amaçladıklarını ifade eden Oktay, şöyle konuştu:

"Salgının oluşturduğu olumsuz etkiler ve oluşan yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek Cumhurbaşkanımız liderliğinde yeni normalin yatırım, üretim, ihracat ve istihdam seferberliğini başlatıyoruz. Aşı çalışmalarında kaydedilen mesafeyle artık tünelin sonu göründü. Salgın sonrası dönem için önceliğimiz ekonomi ve özellikle krizden çıkan bu fırsatların değerlendirilmesidir.

2021 yılı, bundan önceki 18 yıl boyunca olduğu gibi Cumhurbaşkanımız liderliğinde reform ve değişim odaklı politikalarımızı hayata geçirdiğimiz, oluşan yeni ihtiyaçlara en uygun projeleri planlayıp gerçekleştirdiğimiz bir yıl olacaktır. Demokrasinin işlerliğini artırarak ve hukukun üstünlüğünü güçlendirerek, ekonomi alanında yeni fırsatlara en sağlam şekilde dayanak oluşturacak adımları atmakta kararlıyız."

Geçen yıl yargı reformu strateji belgesini kamuoyuyla paylaştıklarını, bu çerçevede 3 yargı reformu paketinin Meclis'te kabul edilip yasalaştığını anımsatan Oktay, "Şimdi sırada yatırım ortamını iyileştirmenin ayrılmaz bir parçası olan yeni reform paketleri var. Bunların da hazırlıkları tamamlandığında Meclis gündemine sunulacaktır. İnsan hakları eylem planı çalışmalarını da ilgili tüm paydaşlar ve iş dünyası ile istişare içinde en kısa sürede neticelendireceğiz." dedi.

Reform adımlarının ekonomide güven ve istikrarın kuvvetli birer dayanağı olacağını anlatan Oktay, "18 yıldır AK Parti hükümetleri tarafından yürütülen tüm reform çalışmalarının merkezinde milletimiz olmuştur, bundan sonra da yine öncesinde olduğu gibi Cumhur İttifakı'yla birlikte vatandaş odaklı reformları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Bu vesileyle altını çizmek isterim ki, Anayasa ve mevzuatımız uyarınca hiçbir makam ve merci, görülmekte olan davalarla ilgili olarak mahkemelere emir ya da talimat veremez. Yargıya en çok talimat veren görülmek istenirse tek parti dönemi ve darbe dönemlerine iyi bakılması gerekir."

Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Erken yaşta evlilikle ilgili devletin aşiretlerle protokol yapıp yapmadığına ilişkin soru yöneltildiğini belirten Oktay, "19 ilde erken yaşta zorla evlilikle ilgili acil eylem planları yürütülmektedir. Bu çerçevede yerel dinamiklerle, kanaat önderleriyle iş birliği çalışmaları yapılmaktadır. Söz konusu olan bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarından ibarettir, bir protokol vesaire değildir." diye konuştu.

Oktay, bu konuda ilgili bakanlığın desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Erken yaşta evlenen kız çocuklarının toplam evlenenler içindeki oranının 2003'te yüzde 8,1 iken 2019 yılında bu oranın yüzde 3,2'ye düştüğünü aktaran Oktay, "Çok ciddi bir ilerleme aslında ama bu sıfıra kadar inmeli." ifadesini kullandı.

Oktay, Diyanet İşleri Başkanlığınca Ensar Vakfına ne kadar ödeme yapıldığı yönündeki soruya da "Ensar Vakfı bir cami derneği olmadığı için şimdiye kadar hiçbir kaynak aktarılmamıştır." cevabını verdi.

Fuat Oktay, Ayasofya Camii'nde kılınan ilk namazda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kılıçla hutbe okumasına ilişkin, "Bu, kılıçla hutbe okumak aslında tarihimizde ve geleneğimizde var olan yerleşik bir uygulamadır. İstanbul fethedildiğinde Ayasofya'daki ilk cuma hutbesi de yine kılıçla okunmuş ve 481 yıl bu gelenek devam etmiştir. Kılıçla hutbe geleneği İstanbul, Edirne, Kocaeli, Çanakkale, Kastamonu, Tokat, Balıkesir, Bartın başta olmak üzere ülkemizdeki bazı camilerde eskiden beri uygulanmaktadır. Bu duruma farklı anlamlar yüklenmesi yersizdir." değerlendirmesinde bulundu.

Şırnak İdil'de bir kişinin iç çamaşırıyla evden çıkarılarak sokak ortasında dakikalarca şiddet gördüğü iddiasını da yanıtlayan Oktay, iddianın asılsız olduğunu belirtti. Oktay, şahsın terör örgütü üyeliği suçundan yakalanarak Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına getirilmesi talimatı üzerine ikametine gidildiğini, kapıyı açmaması nedeniyle normal uygulama çerçevesinde koçbaşı marifetiyle kapının açıldığını, eşofmanlı haliyle gözaltına alındığını, sağlık kuruluşundan alınan doktor raporunda herhangi bir darp ve cebir izine rastlanmadığının belirtildiğini anlattı.

"Türkiye gereğini yapmaktadır"

Bir başka soruya karşılık, Türkiye'nin DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışan tek ülke olduğunun altını çizen Oktay, bunun NATO Genel Sekreteri tarafından da ifade edildiğini söyledi.

Oktay, "DEAŞ, PKK ve FETÖ'nün hem birlikte hem de dış mihraklarla ortak hareket ettiklerine dair de elimizde çok ciddi deliller de bulunmakta. Türkiye de bunun gereğini DEAŞ da dahil, PKK da dahil, FETÖ de dahil, ilgili tüm terör örgütleri de dahil, senin terör örgütün, benim terör örgütüm ayrımına asla gitmeden, sadece Türkiye'yi kastetmiyorum uluslararası camiada da gereğini yapmaktadır." ifadelerini kullandı.

Fuat Oktay, bazı kişilerin MİT tarafından kaçırıldığı iddialarını yanıtlarken, MİT ve ilgili kurumların görev ve faaliyetlerini 2937 sayılı Kanunla belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yürüttüğünü hatırlattı. Oktay, "Yasayla belirlenen kapsam dışında faaliyette bulunması mümkün değildir. Ne adam kaçırma ne helikopterden bir şey atma ne de herhangi bir kaçırma söz konusudur. Bizde böyle bir şey yoktur, olmamıştır." dedi.

Oktay, Ankara Garı saldırısı failinin MİT tarafından ağırlandığı iddiasının da gerçekle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, konuya ilişkin spekülatif haberlere itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı.

HDP'lilerin parti mensubiyeti nedeniyle tutuklandığı iddialarına karşı da Oktay, "Gözaltı ve tutuklamalar teröre bulaşanlarla ilgilidir, terörle arasına mesafe koyan hiç kimse hangi gruptan ve nereden olursa olsun ülkemizin yargısı tarafından tutuklanmaz, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmaz. Herhangi bir siyasi partiye üye olduğu için hiç kimse tutuklanmamıştır, tutuklanamaz." şeklinde konuştu.

"Herhangi bir iş adamına aracılık etmek asla söz konusu değil"

Muhalefet milletvekilleri tarafından, Katar ile yapılan anlaşmada özel sektöre ait konuların da yer aldığı ifade edilerek, "Bir iş adamına aracılık etmek uygun mudur?" denildiğini aktaran Oktay, "Burada herhangi bir iş adamına aracılık etmek asla söz konusu değildir. Birçok ülkede olduğu gibi zaten özel sektörde şirketler birbirleriyle görüşmelerini yapıyor, anlaşma aşamasına gelmiş, dolayısıyla burada da Devlet Başkanları normal diğer anlaşmalar varken onlar da o anlaşmalar içerisinde. Bir seremoniyel olayın dışında herhangi bir konu asla değildir." ifadelerini kullandı.

Altay Tankı'nın üretimine ilişkin de konuşan Oktay, Altay Tankı seri üretim projesi sözleşmesinin 9 Kasım 2018'de imzalandığını, motor, transmisyon ve güç grubunun tedariği için de firmalar arasında alt sözleşmelere imza atıldığını anlattı. Alman yetkili makamlara lisanslar ve gerekli izinlere yönelik başvuruların yapıldığını ve sürecin devam ettiğini dile getiren Oktay, "Yani birisi bize herhangi bir ambargo koyacaksa biz buna önceden olduğu gibi üzülen bir taraf değiliz aslında 'Ah, vah, eyvah' diyen taraf da değiliz. Bu bizi sadece kamçılıyor. Kendi motorumuzu, kendi ürünlerimizi, kendi güç gruplarımızı da bir an önce üretmemizi sağlayacaktır. Bunun dışında da hiçbir etkisi olmayacaktır." dedi.

Toplantıda, Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığının 2021 yılı bütçeleri de kabul edildi.