SiyasetCumhurbaşkanı Erdoğan'dan vatandaşlara 'sandıkları boş bırakmayın' çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan vatandaşlara 'sandıkları boş bırakmayın' çağrısı

10.06.2018 - 21:29 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Valiliği‘nin düzenlediği iftar programında konuşma yaptı. Vatandaşlara 24 Haziran çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aman ha. Tatili uzatıpta sandıkları boş bırakmayın. Mutlaka sandığa gidip iradenizi yansıtın. Milletimize en güzel bayramı inşallah 24 Haziran akşamı yaşatacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğandan vatandaşlara sandıkları boş bırakmayın çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Biz bir numarayız. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha geride." dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlenen İçişleri Bakanlığı Mensupları ve İstanbul Muhtarları İftar Programındaki konuşmasında, katılımcıların ramazanını tebrik etti.

Ramazan Bayaramı'nın da hem Türkiye'de hem de İslam dünyasında bayram şeklinde kutlanması temennisinde bulunan Erdoğan, Allah'tan bu gece herkesi, idrak edilen Kadir Gecesi'nin bereketiyle şereflendirmesini diledi.

Erdoğan, İstanbul'daki muhtarlar ve İçişleri Bakanlığı mensuplarıyla bir araya gelmesine vesile olanlara da teşekkür ederek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hizmete girdiğinde ilk bir araya geldiği kesimin muhtarlar olduğunu anlattı.

Sergi alanı açılan külliyede 2 bin 500'e yakın muhtarla bir arda olduklarını ifade eden Erdoğan, külliyede muhtarlarla 47 toplantı yaptıklarını, hedeflerinin gelecek programlarında Türkiye'de 50 bini aşkın muhtarla külliyede bir araya gelmek olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Erdoğan, İstanbul'daki muhtarlarla yapılan benzer bir iftar programını Ankara muhtarlarıyla program yoğunluğundan gerçekleştiremediklerini, Ankaralı muhtarlarla sahurda bir araya geleceklerini, salı günü yeni hizmete açılan külliyedeki sergi salonunda Ankaralı muhtarlarla birlikte olacaklarını dile getirdi.

Muhtarları demokrasi piramidinin ilk ve yaygın basamağı olarak gördüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milletimizle en çok iç içe olan, yapılan hizmetleri de eksik kalan işleri de en yakından bilen kesim muhtarlarımızdır. Bunun için İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Muhtarlar Daire Başkanlığı kurduk. Bu başkanlığın bünyesinde muhtar bilgi sistemi oluşturduk. Muhtarlarımız mahalleleriyle ilgili taleplerini ister külliyemize geldiklerinde kendilerine verdiğimiz formlara yazarak, isterlerse internet üzerinden buraya bildiriyorlar. Bakanlıktaki arkadaşlarımızda gerekli kurumlarla irtibata geçerek meseleyi takip ediyor ve sonucunu muhtarımıza iletiyorlar.

Bizim muhtarlarımıza verdiğimiz kıymet, milletimize olan saygımızın gereğidir. Milletimiz bir kişiyi mahallesine muhtar olarak seçmişse, her ne kadar benim için artık muhtar da olamaz dediyseler de muhtar da olduk Allah'a hamdolsun, Türkiye'ye cumhurbaşkanı olduk. Çünkü o başlıkları atanlar, bu ülkede milli iradenin ne olduğunu bilmiyorlardı. Ama şimdi milli iradenin ne olduğunu öğrenmeye, anlamaya başladılar. Artık o kişi demokratik sistemde farklı bir yere gelmiş demektir. Muhtar deyip geçme. Sıradan birisi değil. İnşallah önümüzdeki dönemde de her fırsatta muhtarlarımızla bir araya gelmeyi sürdüreceğiz."

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un sadece 3 heceli kelimeden ibaret bir yer olmadığına işaret ederek, İstanbul'un Türkiye, tüm bu bölge, hatta dünya olduğunu ifade etti.

Böyle bir şehirde yaşamanın ve sorumluluk üstlenmenin kolay olamadığını vurgulayan Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı için bu kentte yönetici olmanın ne demek olduğunu bildiğini, gençliğinden beri de İstanbul'da sorumluluk üstlendiğini dile getirdi.

Erdoğan, genlik çalışmalarında, sosyal ve kültürel faaliyetlerde sorumluluk aldığını belirterek, yine siyasette ve belediyede sorumluluk üstlendiğini, Başbakan olduğunda Türkiye ile İstanbul'un da sorumluluğunu taşıdığını kaydetti.

Haberin Devamı

Bunun Cumhurbaşkanı olunca da aynı şekilde devam ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Peki bunca sorumluluk üstlendik de ne yaptık? Geçmişten beri kendime bu soruyu hep sormuşumdur. Öyle ya milletimiz bize güvenmiş, emaneti teslim etmiş. Bu emaneti acaba hakkıyla taşıyabildik mi, ileriye götürebildik mi? Bunun cevabını bulmak için de dönüp hep yaptığımız hizmetlere baktık. İstanbul'a, Türkiye'ye yaptığımız hizmetlere baktık. Tarihiyle ve kalbiyle bize bağlı olan koskoca bir coğrafyaya yaptığımız hizmetlere baktık. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın gözleriyle bizi takip eden tüm mağdurlara, mazlumlara yaptığımız hizmetlere baktık. Hamdolsun, baktığımız her yerde eserlerimizi gördüm."

"GENÇLER GEÇMİŞLE MUKAYESE EDEMİYORLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Biz bir numarayız. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha geride. Sizler böyle bir ülkenin evlatlarısınız. Bunu iyi bilmeniz lazım." diye konuştu.

Haberin Devamı

Muhtarların mahallelerinde ve hayatın her alanında bu hizmetleri bizzat yaşayarak takip ettiklerini vurgulayan Erdoğan, ancak özellikle yaşı 30'un altındaki gençlerin, seçilme hakkı verilen 18 yaşındakilerin bugünleri geçmişle mukayese edemediğini dile getirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sıkıntı burada. Biz eğitime önem verdik, derslik yaptık, üniversite açtık, harçları kaldırdık, yurt yaptık, okullarımızı en modern araçlarla donattık, öğretmen atadık diyoruz. Geçmişte benim sınıfım 75 kişiydi ama Anadolu'da 100'ü aşkın örencinin olduğu sınıflar vardı. Ders kitabı bulamazdık. Teksir kağıtlarıyla okuduk. Kırtasiyeci dükkanının önünde bir, iki hafta kuyruğa girerdik. Hatırlayın o günleri. Kırtasiyeci dükkanına gidersin, ders kitabını bulamazsın. Şimdi böyle bir sorun kaldı mı? Herkesin kitabı masasının üzerinde. Ama benim bu yavrularım bunun farkında değil. Bunun kadir kıymetini bilmiyor. Şimdi böyle bir sıkıntı artık yok. Balık deryanın içinde, ne zaman ki onu deryadan çıkarır karaya atarsın, o zaman denizin kıymetini anlar. Şimdi bu genç yavrular da herhalde bunun kıymetini öyle anlayacaklar."

Erdoğan, hastaneleri en modern cihazlarla donattıklarını, sağlık personelinin sayısını üç kata çıkardıklarını, şimdi şehir hastaneleri yapıldığını belirterek, eskiden bir röntgen için 7-8-9 ay sonraya gün verildiğini, şimdi böyle bir şey kalmadığını söyledi.

"MR mı vardı geçmişte, tomografi mi vardı, ultrasonografi mi vardı? Bütün bunların hepsi bizimle beraber ülkemizde şu anda var." diyen Erdoğan, geçmişte insanların sağlam girip hasta çıktığı, kapısından içeri giremediği, girse de doktor, ambulans, ilaç, şifa bulamadığı sağlık sistemini gençlerin havsalasının almadığını kaydetti.

Erdoğan, Tokat'a giderken Gerede'den çıktıktan sonra kazaların olduğu, kışları tehlikeli olan bölgeden geçerken, içinde bulunduğu arabanın kaymaya başladığını anlatarak, şunları kaydetti:

"5 kişiyiz arabanın içinde. Karşı taraftan da Urfa Cesur otobüsü geliyor. Biz otobüse bindirdik. Bizi oradan aldılar fakat ambulans diye bir şey yok. Bizi alan ambulans balık istifi gibi doldurdu, doğru Gerede'ye götürdü. Gerede'de hastanede bizi Bolu'ya götürecek hemşire bile yok. En az yaralı olan arkadaşımız hemşire oldu. Serum şişelerini taktılar. Bir- iki serum şişesi de onun elinde kaldı. Bolu'ya geldik. Gittiğimiz ilk hastane devlet hastanesi. Devlet hastanesi emekli sandığı mı, SSK'lı mı, diye soruyor. O zamanlar ben ve arkadaşlarım SSK'lı. 'Alamayız' dediler. Bizi SSK hastanesine gönderdiler. Birkaç gün Bolu'da yattıktan sonra İstanbul'a geldik. Biz bunları yaşadık.

Şimdi sıkıysa herhangi bir hastane, hastayı kapıdan geri çevirsin. Böyle bir şey yok. Geri çeviremez. Bakın buna özeli de dahil, çeviremez. Eğer böyle bir muamele yapıyorsa bedelini öder. Eğer biz devletsek bu ülkedeki bütün bu kurumlar, milletin evlatlarına en azından ilk müdahaleyi yapmak zorundadırlar."

Konuşmada, ulaşım, bölünmüş yol, hızlı tren, havalimanı, köprü, tünel dediklerini dile getiren Erdoğan, geçmişte insanların tek şerit gidiş, tek şerit geliş olan yollarda İstanbul'dan, Türkiye'nin 80 vilayetine ulaşmaya çalıştığını söylediklerinde, uçağı ancak havada görebildiklerini anlattıklarında gençlerin kendilerine inanmaz gözlerle baktıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda artık uçağa binmenin lüks olmaktan çıktığını ifade ederek, "Artık lüks otobüs fiyatına uçağa biniyoruz. Bu hale döndük. Allah rahmet etsin, babacığım benim uçağa falan binemedi ama şimdi bizler rahatlıkla biniyoruz. Nereden nereye geldik." diye konuştu.

Erdoğan, her alanda benzer bir tabloyla karşılaştıklarını, şimdi dev İstanbul havalimanını yaptıklarını kaydetti.

"Dünyanın ilk üçü içerisinde ve 29 Ekim'de açılışını yapacağız. İlk etapta 90 milyon yolcu kapasiteli olacak yılda. 2023, 150 milyon, buraya çıkacağız. Artık dünyada havalimanımızın hamd olsun benzeri yok. İlk üç içinde. Buraya geldik." diyen Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nı da Millet Bahçesi yapacaklarını ifade etti.

Artık "Bizim böyle bir bahçemiz yok" denilmeyeceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Gülhane var ama burada da Atatürk Havalimanı, muhteşem projeyle orayı Millet Bahçesi yapıyoruz. Çoluğu, çocuğu hep gelsin oralarda sere serpe yuvarlansınlar. Bu nereden geldi, ya havalimanından çıktık, iftara geliyoruz buraya. Gelirken sahil tabii iftar saatinde her iki taraf tıklım tıklım dolu. Arkadaşlara dedim ki 'Şöyle bir kenara çekin de bir grubun yanına gidelim.' Gittik, hepsi zaten mangal yapmaya başlamışlar, hazırlık yapıyorlar iftara. Şimdi onu görünce dedik ki 'Artık İstanbul'a bunların hepsini de kapsayacak devasa bir Millet Bahçesi yapmamız lazım.' Yani İngiliz'in Hyde Park'ı varsa ki 170 bin metrekare falandır, Amerika'nın Central Park'ı varsa ki o da 2-3 civarındadır. Bizim onlardan daha büyüğü niye olmasın? Burası 12 milyon metrekare. Burayı yapacağız. Türk milleti için, bu millet için evelallah hepsi haktır, olacak."

"ARAMIZDAKİ FARK BU"

Gençlerin Türkiye'nin hep böyle olduğunu sandıklarını, halbuki bunun böyle olmadığını en iyi muhtarların bileceğini dile getiren Erdoğan, "Bunun için muhtarlarımızdan rica ediyorum, mahallelerinizdeki gençlerimize, eski Türkiye'yi, eski İstanbul'u lütfen anlatın. Çöp dağlarının olduğu İstanbul'u anlatın. Hava kirliliğinin olduğu İstanbul'u anlatın. O susuzluğun hakim olduğu İstanbul'u anlatın. Bunlardan nasıl kurtulduğumuzu lütfen anlatın. Bunu en iyi siz biliyorsunuz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'a belediye başkanı seçildiğinde şehrin sokaklarının çöp dağları tarafından işgal edildiğini aktararak, Ümraniye'de yaşanan çöp patlamasını hatırlatarak, burada 39 vatandaşın hayatını kaybettiğini söyledi.

Ancak kendilerinin o patlayan çöplüğün olduğu yere spor tesisleri yaptıklarını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz buyuz ya aramızdaki fark bu. Dünyanın en güzel şehri, pisliğe, susuzluğa, hava kirliliğine, kötü kokuya, bakımsızlığa mahkum edilmişti. Musluklardan su akmadığı için mahallelerde su istasyonları açılmıştı. İnsanlar tankerlerle getirilen suları, buralardan doldurup, ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlardı. Haliç'in yanından ancak burnumuzu tutarak geçebiliyorduk. Ben aslında Haliç'in kenarında, Kasımpaşa'da doğdum büyüdüm. Haliç'in ne olduğunu çok iyi bilirim ama orayı temizlemek de elhamdülillah bize nasip oldu. Haliç'i biz temizledik. Peki bütün bu sorunlar gençler tarafından biliniyor mu? Herhalde sihirli bir değnek geldi İstanbul'a dokundu ama Türkiye'ye dokunmadı. Bütün bu sorunlar bizim ve ekibimizin gayretleriyle, çalışmalarıyla, projeleriyle hamd olsun, yatırımlarıyla çözüldü. Ülkemizi bugünlere getirebilmek için gerçekten çok çalıştık. Önümüze vesayet güçlerinden terör örgütlerine, darbecilerden uluslararası güçlere kadar nice engeller kondu."

"O GÜNE KADAR DURMADAN, DURAKSAMADAN, YORULMADAN ÇALIŞACAĞIZ"

Haliç'ten 2,5 milyon metreküp çamuru çıkardıklarını, 9 kilometre ötede Alibeyköy'de bir taş ocağına taşıdıklarını hatırlatan Erdoğan, şu anda da üzerinde Vialand'ın bulunduğu alanın bu çamurla doldurulduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bak şimdi orada ne yaptık? Tüm ülkemin insanları, çocukları için devasa bir oyun parkı meydana çıktı. İş bilenin, kılıç kuşanın. Bunlar yapmadan olmuyor. Şimdi tüm bu yaptıklarımızın adeta taçlandırılması olarak görebileceğimiz yeni bir dönemin eşiğine geldik. İnşallah 24 Haziran'da bugüne kadar olduğu gibi bir kez daha milletimizden icazet alacak, 2023 hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Bayramı takip eden pazar günü seçim olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini "Buradan sizlerle birlikte tüm milletime çağrı yapıyorum, aman ha memleket ziyaretini veya tatili uzatıp da sandıkları boş bırakmayın. Oy vererek sadece ülkeye cumhurbaşkanı ve milletvekili seçmiyorsunuz. Aynı zamanda geleceğinizin kararını veriyorsunuz. Bunun için mutlaka sandığa gidip iradenizi yansıtın. Allah göstermesin bir aksilik olursa o ahların, vahların, keşkelerin hiç kimseye faydası olmaz. Milletimize en büyük bayramı hep birlikte inşallah 24 Haziran akşamı yaşatacağız. Ama o güne kadar durmadan, duraksamadan, yorulmadan çalışacağız." diyerek tamamladı.

Programa, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce, İçişleri Bakanlığı personeli, muhtarlar ve davetliler katıldı.

Yazarlar