28.09.2015 - 02:20 | Son Güncellenme:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz yıllardır sürdürülebilir kalkınmanın barış ve güvenlik olmadan olamayacağının bilincindeyiz. 2030 Gündemi de bunu çok net bir şekilde bize gösteriyor. O nedenle sürdürülebilir kalkınma olmaksızın barış ve güvenliği de elde edemeyeceğimizi biliyoruz" dedi.
Davutoğlu, BM Genel Kurulu'nda düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, insanlığın çok karmaşık ve birbiriyle ilişkili sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Fakirlik, eşitsizlik, iklim değişikliği, çevre ve küresel sağlık sorunları, ihtilaflar, şiddete varan aşırıcılık, terörizm ve bunların sonucunda ortaya çıkan insani krizler ve çok sayıda insanın yerinden edilmesi gibi sorunların dünyanın geleceğini ciddi olarak tehdit ettiğini ifade eden Davutoğlu, BM'nin Bin Yıl Kalkınma Hedeflerinin kabul edilmesine ve önemli aşamalar kaydedilmesine rağmen bazı ülkelerde eşdeğer ve yeterli ilerleme sağlanamadığını belirtti.
Bazı hedeflere ulaşmada zorluk çekildiğine işaret eden Davutoğlu, bu nedenle bugün konuşulan küresel gündemin tüm ülkelerce uygulanması, 2030 Gündemi ve Bin Yıl Kalkınma Hedefleri ile ilgili çalışmaların da devam ettirilmesi gerektiğini söyledi.
Davutoğlu, Türkiye'nin, zor durumda olan ülkelere yaptığı yardımı geliştirmek için çalışmaya devam ettiğine dikkati çekerek, "Çünkü kimsenin geri kalmamasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Biz yıllardır sürdürülebilir kalkınmanın barış ve güvenlik olmadan olamayacağının bilincindeyiz. 2030 Gündemi de bunu çok net bir şekilde bize gösteriyor. O nedenle sürdürülebilir kalkınma olmaksızın barış ve güvenliği de elde edemeyeceğimizi biliyoruz" diyen Davutoğlu, Ortadoğu'da çok ciddi bir insani kriz yaşandığını dile getirdi.
Davutoğlu, Türkiye'deki kamplarda 2 milyon Suriyelinin konuk edildiğini, bu kamplarda 66 binden fazla bebek doğduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz, bugüne kadar uluslararası toplumdan çok mütevazi destekler olmasına rağmen, Suriyelilere ev sahipliği yapmak için çok önemli katkılar sağlamaya çalıştık. Biz bu çerçevede, sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Onun için de insani kalkınma konusuna çok önem vermeliyiz.
Bu çerçevede Türkiye'de diplomasi, hem insani yardım hem kalkınma hedefi konularını bir arada ele almaktadır. Özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerine yönelik olarak da çalışmalarımızı devam ettiriyoruz."
-"Uygulamada somut adımlara ihtiyacımız var"-
Başbakan Davutoğlu, Dünya İnsani Yardım Zirvesi'nin gelecek yıl mayıs ayında İstanbul'da yapılacağını anımsatarak, zirvenin insani yardımlar ve kalkınma yardımlarının finansmanı açısından önemli fırsatlar sunacağını söyledi.
8. Küresel Göç ve Kalkınma Zirvesi'nin de gelecek ay Türkiye'de düzenleneceğini, toplantılarda göçe yönelik hedefler ve göstergelerin değerlendirileceğini ifade eden Davutoğlu, İstanbul Eylem Planı'nın orta dönem gözden geçirme sürecinin gelecek yıl haziranda yapılacağını anlattı.
Türkiye'nin, en az gelişmiş ülkeleri desteklemek için kurulan bilim, teknoloji ve inovasyon mekanizmasına da ev sahipliği yapmayı önerdiğini aktaran Davutoğlu, "Kalkınma gündemimiz yeni ve çok iddialı. Bunu yürütebilmek için uygulama aşamasında somut adımlara ihtiyacımız var. Bu çerçevede sürdürülebilir kalkınma hedeflerini finanse etmek için gerekli kaynakları devreye sokmamız gerekiyor. 2030 gündemi içinde uygulama için gerekli unsurları etkili bir şekilde yürütmemiz gerekiyor" ifadesini kullandı.
-"Ancak böyle gezegenimizi koruyabiliriz"-
İklim değişiklikleri ve sürdürülebilir kalkınmanın birbiriyle bağlantılı olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Biz Türkiye olarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerini, ulusal kalkınma planlarımızın içine entegre ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, Türkiye'nin, bu yıl G20 dönem başkanlığında da kalkınmayı önemli bir başlık olarak ele aldığını, dünya ekonomisinin gelişmesinde düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin entegrasyonuna da büyük önem verdiklerini söyledi.
G20 gündemi ve küresel sürdürülebilir kalkınma çabalarının arasındaki ilişkinin önemine de değinen Davutoğlu, ancak bu şekilde fakirlik, açlık ve eşitsizliğin önüne geçilebileceğini, altyapı yatırımlarının geliştirilebileceğini, gıda güvenliği, enerjiye erişim, gençlerin istihdamı, toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcı ekonomik büyümenin sağlanabileceğini ifade etti. Başbakan Davutoğlu, "Ancak bu şekilde gezegenimizi koruyabiliriz" diye konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'nin kalkınma yardımlarının kapsamını geliştirmek için çalıştığını, son yıllarda sağlanan yardımların artırıldığını kaydederek, 2010'da 967 milyon olan kalkınma yardımlarının 2014'te 3 buçuk milyar dolara çıktığını söyledi. Bu miktarın Türkiye'nin gayri safi milli gelirin yüzde 0,45'ine eşit olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, katkıların artmaya devam edeceğini dile getirdi.
Kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinin önemine de vurgu yapan Davutoğlu, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında özel sektörün kalkınmadaki rolüne öncelik verildiğini, Antalya'da kasım ayında yapılacak G20 Zirvesi'nde de liderlerin, 2030 Gündemi'nin uygulanması konusunda, G20'nin katkılarını geliştireceğini ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz dünya uluslarının liderleri olarak 2030 Gündemi çerçevesinde bu seçkin kurumun çatısı altında bir araya geldik. Amacımız, kimsenin geride kalmayacağı, herkes için daha iyi bir gelecek sağlamak. Biz bugün yaptıklarımızla gelecek nesillere yönelik bir taahhüdün altına giriyoruz ve bu taahhüdü gerçekleştirmek için bir arada çalışmamız lazım. Biz de Türkiye olarak bu konudaki katkılarımızı devam ettireceğiz."