15.01.2011 - 15:05 | Son Güncellenme:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim bu yola çıktığımız andan itibaren üzerine hassasiyetle titrediğimiz bir ölçümüz var. Biz, 73 milyonun tamamının hükümetiyiz. Biz, 780 bin kilometre karenin doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle tüm Türkiye’nin efendisi değil, hizmetkarıyız" dedi.
Başbakan Erdoğan, Muğla’nın Fethiye ilçesinde toplu açılış törenine katıldı.
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende halka hitap eden Erdoğan, Fethiye’de, Muğla genelinde yapımı tamamlanan 18 eğitim tesisinin de resmi açılışını yaptıklarını ifade ederek, bu 18 eğitim kurumunun Muğla’ya, Fethiye’ye ve diğer ilçelere hayırlı olması dileğinde bulundu.
Başta hayırsever vatandaşlar olmak üzere bu okulların yapımında emeği geçen herkesi tebrik ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Ülkem milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ayrıca Kavaklıdere İlçe Hastanesi’nin ek binasını, Suat Dereli Huzurevini, Fethiye Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’ni, Fethiye Sosyal Güvenlik Merkezi’ni, yine Fethiye’de Tarım Kredi Kooperatiflerine ait hizmet binaları ve depolarını bugün açtıklarını vurgulayarak, açılışlar arasında yangın kuleleri, atık su arıtma tesisleri ve meteoroloji radarının da bulunduğunu söyledi.
KÖYDES kapsamında yapılan 108 işi bir tek açılış olarak saydıklarını belirten Erdoğan, İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen 333 projeyi de tek açılış olarak saydıklarını dile getiren Erdoğan, hepsinin hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, "Bakınız, bir çeşme açılış töreni yapmıyoruz. Gördüğünüz gibi toplu bir açılış töreni yapıyoruz" dedi.
Erdoğan, bu yerlerin yapımında emeği geçen herkesi kutladığını belirterek, şöyle konuştu: "Sevgili kardeşlerim, bizim bir ülkemiz var. Bizim bu yola çıktığımız andan itibaren üzerine hassasiyetle titrediğimiz bir ölçümüz var. Biz, 73 milyonun tamamının hükümetiyiz. Biz, 780 bin kilometre karenin doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle tüm Türkiye’nin efendisi değil, hizmetkarıyız.
Biz, partizanlığı elimizin tersiyle ittik. Biz hiçbir zaman Türkiye’nin haritasını renklere ayırmadık. Biz oy aldığı yerlere bizden önceki iktidarlarda olduğu gibi hizmet götüren, oy almadığı yerleri ihmal eden hükümetlerden olmadık.
Bizim için 73 milyon birdir. Bizim için Türkiye’nin her bir köşesi birdir.
İstanbul’a ne yapıyorsak, aynı oranda Muğla’ya da hizmet, eser kazandırıyoruz."
-"İSTİSMAR SİYASETİ YAPAN PARTİLER VAR"-
Türkiye’de istismar siyaseti yapan, siyasetini istismar üzerine inşa eden partiler olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir parti çıkıyor, benim doğudaki, güneydoğudaki vatandaşımın hissiyatını istismar etmenin gayreti içine giriyor. Bir başkası çıkıyor benim batıdaki, Ege’deki kardeşimin hissiyatını istismar etmenin gayreti içine giriyor.
Bir başkası çıkıyor sahil şeridini, Trakya’yı istismar ederek ayakta kalmanın mücadelesi içine giriyor. Ben burada Muğla’lı kardeşime soruyorum; lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve bu sorulara öyle cevap verin. Muhalefet Türkiye’nin geleceği için ne söylüyor? İstikrar mı vadediyor, güven mi taahhüt ediyor. Daha fazla özgürlük mü istiyor. Daha yüksek standartlarda demokrasi sözü mü veriyor? Milli geliri hangi rakama çıkarmayı hedefliyor, enflasyonu hangi rakama düşürmeyi planlıyor. Üretimi daha fazla arttırmak, istihdamı yükseltmek için hangi gerçekçi projeyi öneriyor. Ne diyor, ’ev hanımlarının hepsine asgari ücret vereceğim’ diyor. İnandınız mı? İnanmak mümkün mü? Ne olacak, her zaman söylüyorum, kusura bakmayın, ’bekara karı boşamak kolaydır’. Bunlar ne zaman iktidarın kenarından köşesinden tutsalar hazineyi boşaltırlar. Hazinede bir şey kalmaz. Çünkü bunlara bu millet, benim sevgili milletim hiçbir zaman tek başına iktidar vermedi.
Kenarından köşesinden tuttular, ondan sonra da iflas..." Başbakan Erdoğan, dünyanın bir numaralı ülkesinin, ekonomi ve demokrasi olarak şu anda Amerika olduğunu, ancak Amerika’da işsizliğin katladığını, Türkiye’de işsizliğin gerilemeye başladığını ifade ederek, "Daha iyiye gidiyoruz. Gideceğiz ama ben size pembe dünya vaat edememki. Sizi yalanlarla aldatamamki. Benim kitabımda, partimin kitabında aldatma yok. Gerçekçi olacağız.
Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız" diye konuştu.
Erdoğan, şunları söyledi: "Göreve geldik, kamu net borç stoku yüzde 66’ydı brüt 74’tü. Ama şu anda hamdolsun 36’ya indi. Brüt de 42.5’a indi. Bakın nereden nereye düştü. Enflasyon yüzde 30’du. Şimdi nerede enflasyon 6.4’e indi. Enflasyon bir canavar değil miydi? Ve bu canavar bizim paramızı, cebimizdeki parayı eritmiyor muydu? 30 nere, 6.4 nere... Devletin borçlanma faizi yüzde 64’tü, şimdi devletin borçlanma faizi nereye düştü, yüzde 7. Bakınız nereden nereye, yüzde 64 faiz öderken şimdi yüzde 7... Kim ödüyordu bu faizi, milletim ödüyordu. Ama şimdi bu 57 fark kimin cebinde kalıyor, vatandaşımın cebinde kalıyor. Bunu biz başardık. Benim çiftçi kardeşim Ziraat Bankası’ndan kredi aldığı zaman yüzde 59 faiz ödüyordu. Ama şimdi yüzde 5 çiftçi ödüyor, yüzde 5 de biz sübvanse ediyoruz. Bakın nereden nereye. Halk Bankası esnafa kredi veriyordu, yüzde 46 faizle. Şimdi yüzde 5 esnaf ödüyor, yüzde 5 de biz sübvanse ediyoruz, yüzde 10 faiz. Değerli kardeşlerim bakın bütün bunlar bu dönemde oldu. Bunu konuşuyorlar mı? Konuşmuyorlar. Bunları es geçiyorlar, ama bu gerçeği benim halkımın bilmesini istiyorum. Sizler bunu anlatmalısınız. Hamdolsun göreve geldiğimizde AB ölçütlerine göre kişi başına milli gelir 3 bin 300’dü, ama şimdi hamdolsun 11 bin dolara ulaştık. Bak nereden nereye geldik. Şimdi hedef, cumhuriyetimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünde, 2023... Ben 4 seneyi konuşmuyorum, 2023’ü konuşuyorum. 2023’de inşallah kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak. Hedefimiz bu. Bunu gerçekleştireceğiz ve Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yerini alacak." Türkiye’ye gelen turist sayısının göreve geldiklerinden sonra arttığını, bu sayının 13 milyondan 29 milyona yükseldiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, bundan en çok nasibini alan yerlerin Muğla, Antalya, İstanbul gibi iller olduğunu, bunların da yapılan yatırımlarla gerçekleştiğini bildirdi.
Erdoğan, Muğla’nın şu anda bir şantiye haline geldiğini, 2 yıl içinde bunların da biteceğini dile getirerek, 2012 sonu 2013’de daha farklı olacağını kaydetti.
Erdoğan, herkesin yaşam tarzının, giyiminin kuşamının, yeme içmesinin, inancının, ibadet özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün teminatları altında olduğunu belirterek, "Biz ne bunlara müdahale ettik ne müdahale edilmesine müsaade ettik" dedi.
Başbakan Erdoğan, Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Cumhuriyet meydanında düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, pek çok konuda süratle adım attıklarını belirterek, bu adımlarını hızlandırarak, başladıkları tüm işleri bitireceklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, projeleri olmayan muhalefet liderlerinin işin kolayına kaçtığını ifade ederek, şunları söyledi: "Şehirler, köyler için, yollar, enerji altyapısı için, sulama şebekesi için bu muhalefet neler düşünüyor? Var mı bir düşüncesi, dış politikada bunların vizyonu var mı? Ekonomide hedefi ne? İstikrar adına güven ortamının muhafazası adına planı, projesi, siyaseti ne? İşte bunlar siyasetin zor soruları ama bunlara cevapları var mı? Yok. Bu sorulara cevap üretemeyenler işin kolayına kaçıyor. ’At ne olacak? Tutmasa da olur’ diyor. ’At, olur ya belki tutar.’ Hedef bu; işin kolayına kaçıyorlar. İstismar üretmenin, hassasiyetleri taşımanın, toplumu birbirine karşı kışkırtmanın, iftira siyasetinin peşine düşüyorlar. Türkiye’yi renklere ayırıyorlar. Türkiye’yi renklere ayırarak bu ülkeye de, bu aziz millete de en büyük kötülüğü, en büyük haksızlığı yapıyorlar." İktidarlarına karşı bir kampanya yürütüldüğünü ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Muğla Fethiye’den bir kez daha açık açık söylüyorum. Televizyonlarda, bu yandaş ve candaş medyada, 8 yıl boyunca hiç kimsenin yaşam tarzına karışmayan iktidarımıza karşı acayip bir kampanya var. İstedikleri kadar kampanya yapsınlar.
İşte millet burada. AK Parti iktidarının rotasını candaş ve yandaş medya çizmedi; milletim çizdi. Ve yine biz milletle yürüyoruz, onlar da yandaş ve candaş medya ile yürüyorlar. Hayır ola yürüsünler. Herkesin yaşam tarzı, giyimi kuşamı, yeme içmesi, inancı, ibadet özgürlüğü, ifade özgürlüğü bizim teminatımız altındadır.
Biz ne bunlara müdahale ettik ne müdahale edilmesine müsaade ettik." Bir siyasi partinin, doğuda, güneydoğuda acılı anneleri, acılı aileleri, yoksulluğu, oradaki sorunları istismar ederek politika yapmaya çalıştığını, diğer bir muhalefetin de ülkenin başka bölgelerinde şehitleri istismar ederek, milli duyguları istismar ederek, korku yayarak sanal tehditlerle korkutarak politika yapmaya çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Onların derdi şu: Türkiye’nin sorunları çözülmesin. Çözülmesin ki, biz ayakta kalalım. Onların dedikleri şu: Hükümet yeter ki kaybetsin; Türkiye’ye ne olursa olsun. İşte onun için çirkin bir dille, iftira ile, yalanla üzerimize geliyorlar" dedi.
-"AB’DE, ABD’DE NE VARSA BURADA DA O VAR"-
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun (TAPDK), alkollü içkilerle ilgili yönetmeliğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şu anda onayda. Burada ne var? Burada olan şu: Avrupa Birliği’nde ne varsa, Amerika’da ne varsa burada da o var. Amerika’da 21 yaşın altındaki bir genç, gidip herhangi marketten veya bakkal dükkanından neyse alkollü içki alamaz.
Burada da getirilen bu. Yasak diye bir şey yok ki, niye rahatsız oluyorsun.
Alkollü içkiye karşı böyle bir tavır onlarda var. Aynı şey de burada.
Bugünkü gazeteleri açtığınız zaman şunu göreceksiniz. Bir trafik kazası, 2 ölü, 1 yaralı... Çünkü alkollü olan şoför kırmızıda geçiyor ve diğer araca vuruyor. Bunun bedelini alkol kullanmayan vatandaşım, hayatı ile ödemeye mahkum mu? Mahkum mu? Niye buna karşı biz tedbir almayalım? Yapılan bu. Şimdi sigaraya karşı biz bir mücadele başlattık. Nedir bu? Dedik ki, kapalı yerlerde sigara içilmesin. Sigara içen aktif içicidir, içmeyen pasif içicidir. Bilim, pasif içicinin sigaradan daha çok zarar gördüğünü tespit etmiştir. Aktif içiciye de zararı var ama pasif içici daha çok bundan zarar görüyor.
Anayasa’nın da amir hükmü. Anayasa diyor ki; devlet bütün gençliğe zararlı olan bu tür şeylerden, alkollü içkilerden, kumardan, bütün kötü alışkanlıklardan halkını korur, diyor. Gençliğini korur, diyor. Biz anayasal görevimizi yapıyoruz, beyler bundan rahatsız oluyor. Ve hemen işi getiriyorlar, ’işte bunlar bak şeriata geçiyor.’ İnsaf ya. Biraz kendine çeki düzen ver. Ağzı olan konuşuyor."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın kendilerini en son yüzde 47 ile iktidar yaptığını belirterek, "İnanıyorum ki Haziranda inşallah yeni bir anayasayı kurmak üzere, yeni bir anayasayı inşa etmek üzere daha ileri demokrasi için, özgürlükler için yeni bir anayasa... Bunu siz yapacaksınız siz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, partilerini muhafazakar demokrat parti olarak kurduklarını, halkla yola çıktıklarını ve halkın kendilerini en son yüzde 47 ile iktidar yaptığını anlattı.
Alanda bulunanlara "İnanıyorum ki Haziranda inşallah yeni bir anayasayı kurmak üzere, yeni bir anayasayı inşa etmek üzere daha ileri demokrasi için, özgürlükler için yeni bir anayasa... Bunu siz yapacaksınız siz" diye seslenen Erdoğan, "tahrik,korkutma, kışkırtma siyasetine gereken dersi vermelerini" istedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "ölçüsüz, nezaketsiz biçimde hükümeti eleştirdiğini" belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne diyor biliyor musunuz ’Padişah mısın kardeşim sen? Bu yetkiyi nereden alıyorsun?’ diyor. Halbuki her zaman bu fakirin söylediği biz efendi olmaya gelmedik hizmetkar olmaya geldik diyoruz. Ben hizmetkarım, milletimin hizmetkarıyım. Her zaman söylediğim şu, ’eninde sonunda hepimiz öleceğiz’ İki metreküp bir yer açacaklar bize, çukur, o çukura gömecekler. Hoca Efendi geldiği zaman ’Başbakan niyetine’ demiyecek, ’Cumhurbaşkanı niyetine’ demeyecek, ’Bakan niyetine’ demeyecek, ’Milletvekili niyetine’ demiyecek. Ne diyecek? ’Er kişi niyetine’ diyecek. ’Hatun kişi niyetine’ diyecek ve bizi oraya gömecekler, gidecekler. Peki önemli olan ne? Bu gök kubbede hoş bir sada bırakabilmişsen, bu millete hizmetkar olabilmişsen, ’bizim bir zamanlar bir başbakanımız vardı. Allah ondan razı olsun’ dedirtebiliyorsan ne ala. Mesele bu. Gerisi hep laf-ı güzaf.
İşte biz bunun için bu yoldayız, onun için dağ, taş demeden yürüyoruz." Kılıçdaroğlu’nun RTÜK Yasa Tasarı ile ilgili eleştirilerine işaret eden Erdoğan, eleştiri konusu edilen maddenin 1994 yılında, SHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde yasaya konulduğunu, CHP’nin o zamanki adının SHP olduğunu belirtti.
Erdoğan, "CHP Genel Başkanı’nın bundan haberi yok. O maddenin asıl mimarının kendi partisi olduğundan haberi yok, bilgisi yok. Güya secaat arz edecek ama aslında sirkatini söylüyor. İşte bütün itirafları, bütün ithamları bu şekilde. Çamur at, tutmasa da izi kalır. Bunların tek derdi bu. Benim milletim gayet iyi biliyor. Kağıthane’nin adını unutup, Kağıttepe derseniz, böyle olur.
’Ben Kağıthane ilçesinde oy kullanacağım’ diyemiyor, ya adresi şaşırıyor ’Kağıttepe ilçesinde’ diyor. İstanbul’da böyle bir ilçe yok. Üstelik buradan belediye başkanı adayı oldunuz. Nasıl oluyor bu iş?" diye konuştu.
Türkiye’yi samimiyetle, muhabbetle kucakladıklarını belirten Erdoğan, doğuda farklı, batıda farklı konuşmadıklarını söyledi. 2002 yılından beri Türkiye’yi istikrar ve güven içinde yönettiklerini ve yönetmeye de devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye’de ileri demokrasinin, özgürlüklerin, hukukun sınırlarını genişlettiklerini, genişletmeye de devam edeceklerini belirtti.
-"MODERN DÜNYA NEYİ YAPIYORSA ONU YAPACAĞIZ"-
Konuşmasında ekonomiye de değinen Erdoğan, milli geliri yaklaşık 3 kat arttırdıklarını, daha da artıracaklarını söyledi. İhracatın 36 milyar dolardan 114 milyar dolara çıktığını belirten Erdoğan, "Dünya geriliyor, biz ilerliyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. yılında ihracatımızı 500 milyar dolar üzerine çıkaracağız" dedi. 2023’te turizm gelirlerini 50 milyar dolara ulaştıracaklarını belirten Erdoğan, 50 milyon kişiyi de Türkiye’de ağırlayacaklarını söyledi.
Eğitim alanında yaşanan gelişmelere de değinen Erdoğan, ülkeye 8 yılda 160 bin derslik kazandırdıklarını, üniversitesiz il kalmadığını belirtti.
Erdoğan, sözlereini şöyle sürdürdü: "Artık benim vatandaşım Türkiye’nin bir ucundan kalkıp diğer ucuna gitmeyecek. Annesinin, babasının yanında okuyacak. Ülkemizi eğitimi alanında bir üst lige yükselttik. Türkiyede bin 807 yeni sağlık tesisi, 263 hastane, 224 hastane ek binasını inşa ederek sağlık sisteminde çok ciddi bir sıçrama yaptık.
Artık benim vatandaşım ilacını almak için hastanede kuyruğa giriyor mu? İstediği eczaneden gidip ilacını alıyor mu? İstediği hastaneye gidiyor mu? Artık hastanede kuyruğa giriyor mu? İstediğin yere git. Niye? Halk içinde muteber bir nesne yok halk gibi, olmaya devlet cihanda bir nefeste sıhhat gibi. Biz Sultan Süleyman’ın torunlarıyız. Devleti Aliyyeyi Osmaniyi biz sağlıklı nefese feda etme anlayışına sahip olan ecdadın torunlarıyız. Onun için devlet mi önemli sağlıklı bir nefes mi? Sağlıklı bir nefes daha önemli. Öyleyse sağlıkta bu yeterli değil, daha çok şey yapacağız. Daha ileri gideceğiz. Eksiklerimiz yok mu, var. Onları da aşacağız." Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre yol yapılmışken, 8 yılda 13 bin 600 kilometre yol yaptıklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanına uçakların uçtuğunu söyledi. Erdoğan, "Artık havaalanı değil bunlar, halkın yolu oldu. Neredeyse lüks bir otobüs fiyatına uçakla gidebiliyoruz. Bu hale geldik.
Rakamlar acayip yükseldi. Hangi rakamlar? Yolcu rakamları. Şu anda sağlıkta 18 tane ambulans helikopter hizmet veriyor. 2 tane de jet ambulansımız var" dedi.
Modern dünya neyi yapıyorsa onu yapacaklarını belirten Erdoğan, TOKİ eliyle Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar yayılan 470 bin konutun inşasına başladıklarını söyledi. Türkiye’yi yeni bir şehircilik anlayışıyla tanıştırdıklarını belirten Erdoğan, hedeflerini, projelerini seçim dönemleriyle sınırlamadıklarını vurguladı. "Biz bu ülke için çok daha büyük projelerin peşindeyiz" diyen Erdoğan, projelerin menzilinde Cumhuriyetin 100. yılının yattığını belirtti. Erdoğan, 2023 yılında Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olacağını belirterek, "Diğer siyasi partilerden böyle bir şey duydunuz mu? Onların böyle bir projeksiyonu yok. Ama şimdi biz 2023 dedik ya, 2050 derlerse şaşmayın. Diyebilirler" dedi.
-"MESELE BİR KAYMAKAM YERİNE VALİNİN GELMESİ DEĞİL’-
Her zaman "Ne aldatan ne aldanan olacağız" dediğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizden önce birçok iktidarlar geldi. Bu ülkede bir ilçe, bakıyorsunuz ki şehir olabilmesi için gerçekten hiçbir alt yapısı yok. Tutmuşlar il yapmışlar ve şimdi birbirinden ciddi manada kopuk. Fakat ben diyorum ki mesele bir ilçenin il olması değil, oraya bir kaymakam yerine valinin gelmesi değil. Bir emniyet müdürü şimdi de var, devlet adına kaymakam şimdi de var. Mesele nedir? Mesele, buraya hizmetin dört dörtlük gelmesidir. Mesele, burasının en modern bir şehir anlayışı ile donanımıdır. Eğer bu yapılıyorsa, mesele bitmiştir. Yoksa Türkiye’nin şu anda bakıyorsunuz Alanya bizi şehir yapın diyor, Finike bizi şehir yapın diyor, Fethiye bizi şehir yapın diyor, Manisa’da Turgutlu bizi şehir yapın diyor. Birçok yerlerde bu tür, ’Bizi şehir yapın’ diyen ilçelerimiz var. O zaman Türkiye’de bu şehir bolluğunun getireceği bedelin ne olacağının hesabını iyi yapın, ona göre konuşalım. Biz hesabı iyi yapıyoruz, siz merak etmeyin. Biz sizi hiçbir zaman hizmetten mahrum etmeyiz, etmeyeceğiz.
Bak bugün biz bu mitingi Muğla’da yapabilirdik, geldik Fethiye’de yapıyoruz. Şimdi Fethiye’de biz Muğla mitingi yapıyoruz. Çünkü biz Fethiye’ye Muğla olarak bakıyoruz, Muğla’ya da Fethiye olarak bakıyoruz. Bodrum’a Muğla olarak bakıyoruz, Muğla’ya Bodrum olarak bakıyoruz. Milas’a öyle, Muğla’ya öyle, Marmaris öyle, diğer taraf öyle. Her yeri biz ne yapacağız? Aynı yapacağız. Hepsi de modern şehircilik anlayışıyla ayağa kalkacak. Derdimiz bu. Amacımız çocuklarımıza, torunlarımıza çok daha güzel, çok daha güçlü, çok daha zengin ilçeleriyle, illeriyle bir Türkiye bırakmak. Bunu başaracağız. Bütün bunların ötesinde biz, kardeşliğin diliğiyle konuşacağız, dayanışmanın, paylaşmanın, birliğin, beraberliğin diliyle konuşacağız. Böle konuştuk. Yarın da böyle konuşacağız. Kardeşlik, dayanışma üzerine inşa edeceğiz ülkemizi. Mücadelemiz bu olacak." Dünyada Türkiye’nin itibarını artırdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bölgemizde Türkiye’nin gücüne güç kattık. Saygınlığına saygınlık kattık. Artık dünyada gündemi belirleyen bir Türkiye yok. Gündem belirleyen bir Türkiye var.
Türkiye’nin pasaportu artık sınırlarda itibar görüyor, vizeleri kaldırıyoruz.
Türkiye’nin parası artık piyasalarda değer görüyor" dedi.
-"BİZİM DERDİMİZ BÖYLE BİR ESERİN ÇEVREYLE UYUMUDUR"-
Türkiye içinde de dışında da Ata yadigarı eserlerin çabalarıyla, gayretleriyle, girişimleriyle yeniden ayağa kalktığını, yeniden hayat bulduğunu belirten Erdoğan, "Moğolistan’da, Karakurum’da Türkler’e ait ilk yazılı eserleri biz gün yüzüne çıkardık. Orada bir müze kurduk. Oraya ulaşımı sağlamak için 42 kilometre yol yaptık. Bosna’da, Makedonya’da, Üsküp’te, Kırım’da Osmanlı camilerine, köprülerine sahip çıktık, onları restore ettik. Kudüs’te, Yemen’de, Kosova Meydanı’nda şehitliklerimize sahip çıktık. Bu ülkeyi büyütmeye, bu milleti yüceltmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"Son günlerde ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. Hiç kulak asmayın" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bunlar ne derse desin, biz sanatı biliriz. Biz sanat eserini biliriz ve neye değer verileceğini çok iyi biliriz. Ama biz tarihe gölge düşürme gayreti içinde olanlara da göz yummayız ve Tarih Tabiat Varlıkları Kurulu’nun vermiş olduğu kararı da uygularız, yapılan budur. Değerli kardeşlerim, şimdi Kars’taki olayda inanın, şu anda bir kamuoyu araştırması yapın, Kars’ın kahir ekseriyeti bu işe isyan ediyor. Kaldı ki biz bir şey söylüyoruz, bizim derdimiz, değerli kardeşlerim, böyle bir eserin çevreyle uyumudur. Nerede yapıldığıdır, şimdi orada bütün vakıf eserler varken, bütün tarihi tabyalar varken, orada bir mücadele verilmiş ve siz kalkar da onun üzerine, onlara gölge olacak şekilde böyle bir eseri yapmaya kalkarsanız zaten Tarih Tabiat Varlıkları Kurulu da buna müsaade etmemiş, burada uygun değildir, yıkılmasını söylemiş. Bakın aynı şekilde Çanakkale’de Çanakkale Abidesi var, devasa bir eser, yıkılıyordu, deprem tehdidiyle. Bize haber geldi, biz kalktık, hemen tedbirlerimizi aldık, güçlendirdik ve bu eser yaşıyor. Niye? Bitmiş, hakkında böyle bir karar da yok ve orada tüm çevreyi de düzenleyerek onu da güçlendirmek suretiyle yaşattık, yaşatıyoruz.
Yani şahsımı ve iktidarımı sanat düşmanı olarak göstermek isteyenlerin bu ülkede sanat adına ne yaptıklarına dikkat edin. Olay budur. Bunlar, bunlar, derdi sanat değil, bu eserleri kimler yapıyor dertleri bu. AK Parti iktidarı yapıyor ya, bu bunları rahatsız ediyor. Sıkıntıları bu. Değerli kardeşlerim, kervan yoluna devam ediyor, bu kervan yoluna devam ediyor. Bu millet kervanıdır ve biz aynen devam edeceğiz. Hiç sağa sola bakmaya gerek yok, hizmet yolunda devam.
Tıpkı Aşık Veysel gibi. Ne diyor Aşık Veysel, ’Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece.’ İnşallah biz de gideceğiz gündüz gece."
-NOTLAR-
Cumhuriyet Meydanı’ndaki toplu açılış törenine, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu katıldı.
Fethiye’nin il olma taleplerini dile getiren vatandaşlar, "82 RTE 01, Sayın Başbakanım Kendi Plakamızı İstiyoruz", "(Transkrip, Adı: Recep Tayyip, Soyadı: Erdoğan. Ekonomi, Sağlık, Milli Eğitim, Milli Savunma, Adalet ve Ulaşım notları A A. Sonuç kalkınan Türkiye" yazan karne şeklindeki pankartı asıldı.
Öte yandan Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Cumhuriyet Meydanı’ndan kaymakamlığa kadar olan yaklaşık 500 metrelik mesafeyi, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle 20 dakikada yürüdü.
Erdoğan, kendisine yoğun ilgi gösteren vatandaşlarla tokalaştı ve çocuklara oyuncak hediye edildi. Vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle kaymakamlığa yaklaşık 20 dakikada ulaşan Erdoğan’ı, Fethiye Kaymakamı Mehmet Ali Karatekeli ve Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatci çiçeklerle karşıladı.
Erdoğan, burada kendisini karşılayan köy muhtarlarının hediye ettiği kasketi giyerek basın mensuplarına poz verdi.
BAKAN GÜNAY: "HERHANGİ BİR KRİZ YOK İŞİMİZE BAKIYORUZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile toplu açılış törenine katılmak için Muğla’nın Fethiye ilçesine gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Herhangi bir kriz yok işimize bakıyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan ile Fethiye Kaymakamı’nı ziyaret eden Bakan Günay, gazetecilerin, Kars’taki heykel tartışmalarına yönelik olarak "Efendim herhangi bir kriz söz konusu mu?" sorusuna, "Herhangi bir kriz yok, işimize bakıyoruz" yanıtını verdi.
Günay, gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine "Arkadaşlar herhangi bir kriz elbette yok. Bir daha söylüyorum. Elbette bir kriz söz konusu değil. Böyle bir şey yok. Bu konuda gerekli açıklamayı zaten dün akşam yapmıştım" dedi.