06.01.2022 - 10:39 | Son Güncellenme:
Buğra OLAÇ- Haluk KARAASLAN/ ANKARA (DHA)
Adalet Bakanı Gül, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu (BEDK) tarafından Ankara'daki otelde düzenlenen 'Bilgi Edinme Hakkı Ulusal Sempozyumu'na katıldı.
Burada konuşan Bakan Gül, sempozyumun hayırlı olmasını dileyerek, "Günümüz demokratik yönetim anlayışının temel prensiplerinden biri bilgi edinme hakkıdır. Bu hak esas itibarıyla hukuk devletinin temel niteliğinden biridir çünkü hukuk devleti şeffaflıktır, hukuk devleti hesap verebilirliktir. Hukuk devleti demek; ülkedeki bütün vatandaşların yarınından, geleceğinden emin olması demektir. Ülkedeki bütün vatandaşların yarınından geleceğinden emin olması demektir. Bu güven sadece bir grubun, belirli bir çevrenin değil herkesin hakkıdır" dedi.
'DEVLETİN OLAĞAN ZEMİNİ HUKUKTUR'
Milletin, hukukun asıl sahibi olduğunu belirten Bakan Gül, "İnsanımız hakkın yegane sahibidir ve bunun birileri tarafından bahşedilmesine ihtiyacı yoktur. İnsan hakları bir lütuf olmadığına göre, kişinin doğuştan getirdiği bir hak olduğuna göre, bunu göstermenin, bunu uygulamaya dökmenin en güçlü göstergesi de bilgi edinme hakkıdır. 'Hukuk devleti' demek en basit tanımla devletin rutininin, her şartta amasız, fakatsız gerçekleşmesi demektir. 'Hukuk devleti' demek, devletin rutinin hukuk olduğu, demokrasi olduğu bir devlettir. Devlet, rutin dışına çıkmaz, devletin olağan zemini hukuktur. Hepimizin bildiği gibi eski Türkiye'de rutin dışına çıkalım anlayışı sıradanlaşmıştı, daha da kötüsü, bu durum kanıksanmıştı. Oysa devletin rutini hukuktur, demokrasidir" diye konuştu.
'O KÖPRÜLERİN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI'
Türkiye'de kimsenin inancından dolayı ötekileştirilmediğini kaydeden Bakan Gül, şöyle konuştu:
"Kimse kimliğinden dolayı hor görülemez, yaşam tarzından dolayı ayrımcılığa maruz bırakılamaz ama görüyoruz ki bazıları hala eski Türkiye'nin özlemi içinde. Eski Türkiye'nin adetlerini, alışkanlıklarını hortlatmak isteyenler, Kur'an kurslarına 'Orta Çağ zihniyeti' diyerek bunu hortlatmak isteyenler, bu çağ dışı zihniyet iyi bilmelidir ki o köprülerin altından çok sular aktı. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Gerek kimliğiyle gerek yaşam tarzıyla gerek kılık kıyafetiyle ötekileştiren, dilinden dolayı ötekileştiren, inancından dolayı ötekileştiren, yaşam tarzından dolayı ötekileştiren korku siyaseti, jakoben bağnazlık maziye gömüldü. Türkiye'yi hiç kimse eski Türkiye'ye dönüştüremeyecek, insan haklarını eskiye götürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye'de kim neye inanırsa ya da inanmazsa kim ne şekilde yaşarsa ya da giyinirse giyinsin; ülkemizde bu özgürlükleri koruyacak demokratik mekanizmalara sahibiz. Hiç kimse bu konudaki vesayet ve eski Türkiye özlemi içine, hayaller içine girmesin."