08.05.2019 - 11:00 | Son Güncellenme:
AA
Bahçeli, partisinin Meclisteki grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul seçimlerine ilişkin kararına yönelik eleştirisi üzerine, "AKP'ye vefasızlık yapıyor ama MHP'nin politikasına da hiç olmazsa saygı duysun." dedi.
Konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili bir çağrısının olduğunun hatırlatılmasının ardından "Bunu biraz daha açabilir misiniz?" sorusu üzerine Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son günlerdeki konuşmalarının siyasi üslupla edep ve terbiye ile bağdaşmadığını belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun çok ileri konuştuğunu, konuları çok saptırdığını ve konuşmasının hakaret içerdiğini ifade eden Bahçeli, "Yedi tane YSK üyesini isim isim belirtirken arkasında da çete sıfatıyla nitelendirmesi yakışık olmamıştır. Bazı konuşmalarında suç unsuru olduğu kanaatindeyim. Eğer bunlardan haklı olup olmadığı iddiasını taşıyorsa kendisi müracaat etsin, dokunulmazlığın kaldırılması talebinde bulunsun. Ben de ilk olarak dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy vereceğimi ifade ediyorum." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'görüşelim' ifadesinde bulunmuştu. Şu ana kadar herhangi bir randevulaşma oldu mu?" sorusuna karşılık da Bahçeli, "Daha bir gün oldu." yanıtını verdi.
11. CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL'ÜN ELEŞTİRİSİ
Bahçeli, bir gazetecinin "367 benzetmesi geldi eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Twitter'deki mesajını okudum. 367 ile ilgili olarak o dönemin Yargıtay Başsavcısı ile aynı çukura girmeleri inandırıcı değildir. 367 tezini ortaya koyup, kendi cumhurbaşkanlığını engellemeye çalışan bir zatın görüşünü şimdiki ile ilişkilendirerek 'iki üzüntü yaşadığını' söylemesi doğru değildir. 367 riskini 71 milletvekili ile aşan, kendisinin cumhurbaşkanı olması için 3. turu deneyen bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak söylüyorum: AKP'ye vefasızlık yapıyor ama MHP'nin politikasına da hiç olmazsa saygı duysun."
"TARTIŞMA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞININ ÜZERİNEDİR"
YSK'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimin iptali ve yenilenmesine ilişkin kararında, ilçe belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri ve muhtarlık seçimlerinin iptalinin neden yer almadığı sorusuna da Bahçeli, "Böyle bir itiraz söz konusu olmamış. 39 belediyenin içerisinde de çok sayıda Cumhur İttifakı ve özellikle AKP'li belediye başkan adayları kazanmış. Onlara itirazı kendileri yapsınlar, yeniden sayılsın. Ama tartışma büyükşehir belediye başkanlığının üzerinedir. Mazbatayı erken alıp Atatürk'ün Anıtkabir'ine gidip orada defter imzalayanlar sonuca da katlanacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
BAHÇELİ'NİN GRUP TOPLANTISI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı Türk milletinin ta kendisidir, ruh kökünün mümtaz bir tecellisidir. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'nin istikbal meşalesi, istiklal nişanesidir. Bu meşaleyi söndürmeye, bu nişaneyi imhaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ramazanın mübarek olmasını dileyerek, bu kutlu ayın milli diriliş ve manevi toparlanmanın müjdesi, müstahkem bir uyanışın habercisi olmasını temenni etti.
Türkiye'nin normalleşmeye ihtiyacı olduğunu belirten Bahçeli, "Sıkılı yumruklar açılmalıdır. Gerginlikler azaltılmalıdır. Gerilimler hafifletilmelidir. Gönüller alınmalı, dargınlıklar bir kenara atılmalıdır." diye konuştu.
31 Mart'taki yerel seçimin kazananının açık ara farkla Cumhur İttifakı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Bu gerçeğin inkar ve ihlali mümkün değildir. MHP saygıya, takdire, tebriğe layık müstesna bir başarıya imza atmıştır." ifadesini kullandı.
Yüksek Seçim Kurulunun 6 Mayıs 2019 tarihinde İstanbul seçimleri ile ilgili haklı ve meşru itirazları görüştüğünü ve adaletli bir kararla milletin yüreğine su serptiğini söyleyen Bahçeli, "YSK, oy çokluğuyla hakkın, halkın ve hukukun tercümanı olmuştur. YSK'nin söz konusu kararına elbette tartışmasız saygı duyuyoruz, herkesten aynı tavır ve ahlaki tutarlılığı bekliyoruz. YSK'nin vermiş olduğu kararı alenen karalamak, çarpıtmak, darbe olduğunu söylemek, kurul üyelerine çete üyesi, hukuk cinayeti işlediler gibi itham ve iftiralarda bulunmak kirli bir ağızdır, yanlı bir bakıştır, yanlış bir değerlendirmedir, sakat bir zihniyetin sızlanmasıdır." değerlendirmesinde bulundu
"BUNLARIN ALAYINA YETERİZ"
Bahçeli, 31 Mart'tan sonra Cumhur İttifakı'nın bulanmasını, budanmasını, karışmasını hatta kopmasını arzulayan müfsit ve münafık çevrelere adeta cesaret geldiğini ifade ederek "Görülen odur ki zillet cephesine figüranlık yapanlar beklenen tepkilerini peş peşe vermişlerdir. Sanki saklandıkları deliklerine çomak sokulmuş, sanki can havliyle dışarı fırlamışlar, ardından da fitne oklarını fırlatmaya başlamışlardır. Bunlar mayalarına ve mizaçlarına uygun olanı yapmışlardır. Aslında bu kimliksizlere çok görmüyoruz. İçtikleri süt neyse onun gereğini yapmışlardır." dedi.
"Zannederseniz ortada büyük bir sorun var da gizleniyor, üzeri örtülüyor. Zannederseniz Cumhur İttifakı tutmamış, sandıkta istediği sonuca ulaşamamış." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Meğerse ne kadar da Cumhur İttifakı nedeniyle kuyruk acısı çeken varmış, ne çok müptezelin karın ağrısı bulunuyormuş. Bunlar, günlerce utanmadan, sıkılmadan, ar damarları çatlamışçasına MHP ile AK Parti arasında bir sorun varmış gibi yazıp çizdiler. İttifakın AK Parti'ye yaramadığını, MHP'nin AK Parti'nin altını oyduğunu hayasızca iddia ettiler, ahlaksızca ileri sürdüler. Durmadılar, Cumhur İttifakı bitti bitiyor yaygarası kopardılar."
Bahçeli, şunları kaydetti:
"MHP'nin oy oranı yüze 18,81 ise AK Parti'nin de yüzde 35'tir dediler. Halbuki il genel meclis seçiminde MHP'nin oyu yüzde 18,81; AK Parti'nin ise yüzde 41,61'dir ve iki partinin toplam oyu yüzde 60,42 düzeyindedir. Bu yalın gerçeği görmediler, göremediler, bir bakıma çılgına döndüler. 31 Mart'ta partilerin dün ile bugün arasındaki oy oranları arasında yapılacak en sağlıklı mukayesenin, nitekim gerçek temsil güçlerinin il genel meclis seçiminden almış oldukları sonuçlar olacağına akıl erdiremeyenler çürük ipte cambazlık yapmaya özenen gafillerdir. Bir ara 'Kum torbası değilim' çıkışıyla rest çeken, sonra da Cumhur İttifakı'nı kast ederek 'Mezara kadar sözünü en azından pazartesiye kadar değiştirmek lazım.' diye çıkıntılık yapan zat bunlardan birisidir. Gıybet borsası kuruldu, dedikodu hissesi tavan yaptı. Bu sefiller, fitneye kucak açıp, fazilete sırt döndüler. Karanlığa saklanıp aydınlığı taşa tuttular. Maske takıp melaneti tırmandırdılar, zemzem diye zehri sundular.
Bilmeyen varsa yeniden söyleyeyim, Cumhur İttifakı Türk milletinin ta kendisidir, ruh kökünün mümtaz bir tecellisidir. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'nin istikbal meşalesi, istiklal nişanesidir. Bu meşaleyi söndürmeye, bu nişaneyi imhaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Cumhur İttifakı siyasi ahlakın simgesi, milli duruşun sinerjisi, 82 milyon Türk vatandaşının kaynaşma ve kucaklaşma siperidir. Cumhur İttifakı'nın bozulmasını dileyen, bunu bekleyen, bunun için faaliyet halinde olan kim varsa herkes bilsin ki karanlık ve kuytu köşelerde barınan, bir vesileyle tutunacak dal arayan devşirilmiş namertlerdir. Bunlara şerefiniz kadar konuşun desek, emin olun ki ömürleri boyunca tek kelime edemezler, etmeye takatleri yetmez. Biliyor ve inanıyoruz ki fitne fesada bürünmüş insanlar iblisin yeryüzü suretleridir. Cumhur İttifakı'nın muhkem ve muteber sireti, bu iblis suretlerini her aşamada göğüslemeye, her seviyede karşılamaya irade kuvvetiyle vardır, sonuna kadar da hazırdır. Cumhur İttifakı’nın çözülmesini umanlar, Türkiye'yi çöküşe sürüklemek isteyen odaklardır. Allah hakim, millet şahittir ki biz bunların alayına yeteriz."
"VATANA İHANET ÖLÇÜSÜNDE BİR SUÇ"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'yi ekonomik darboğaza çekmek isteyen fırsatçıların, kirli odakların, zulüm ortaklarının devrede olduğunu belirterek döviz kuru üzerinden Türkiye'nin tehdit edildiğini söyledi.
Ekonomik operasyonun siyasi kumpasa eşlik ettiğini dile getiren Bahçeli, "Döviz kurunu bombaya çevirip refahımıza, büyümemize, ekmeğimize, geleceğimize direkt atanlara alkış tutmak, siyasi amaçlarla onların sözcülüğüne soyunmak vatana ihanet ölçüsünde bir suçtur." dedi.
Türkiye ekonomisini hedef alanlara çıtını çıkarmayıp "Batıyoruz, bitiyoruz, tükeniyoruz" diyenlerin kesinlikle iyi niyetli olmadıklarını vurgulayan Bahçeli, "YSK'nin İstanbul seçimlerini görüşmeye başladığı andan itibaren yükselen döviz kuru, inen borsa endeksi neyin mesajıdır? Türkiye'ye ne söylenmek istenmektedir?" diye sordu.
CHP'nin, İYİ Parti'nin, HDP'nin eşzamanlı olarak ekonomik teröristlerin dolduruşuna gelip Türkiye'nin karşısında mevziye girmelerinin sadece utanç vesikası değil "işbirlikçilik, ihanete yataklık, ilkel bir politik dürtünün eseri" olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye vahşi bir saldırı altındayken buna duyarsız kalmak, bir adım ötesine geçip ekonomik tetikçilerle paslaşmak; dahası biber, patlıcan, patates edebiyatıyla işsizlik istismarı yapmak çarpıklıktır, vicdanen kiralanmadır." diye konuştu.
"CANSA CAN, KANSA KAN..."
Türkiye'ye yönelik tehdit dalgasının büyüdüğüne dikkati çeken Bahçeli, şunları söyledi:
"S-400 Hava Savunma Sistemi alacağız diyoruz, 'Alamazsınız, yapamazsınız, bedeli ağır olur.' diyorlar. 'F-35 savaş uçağının üretim sürecinde varız, dördünü de aldık.' diyoruz, 'S-400'den vazgeçmediğiniz takdirde uçakları uçuramazsınız.' diyorlar. Ya F-35 ya da S-400 dayatmasıyla sabrımızı test ediyorlar. Bir yanda 'NATO üyeliğinden çıkartırız.' tehdidiyle irademize pranga vurmaya çalışıyorlar, diğer yanda 4-5 Nisan 2019'da Washington'da düzenlenen 70. NATO Zirvesi'nde sevimlilik gösterisi yapıyorlar.
'FETÖ terör örgütüdür, FETÖ elebaşını bize verin diyoruz.' Ne var ki FETÖ’cüleri dini baskıya uğrayan Sünni Müslümanlar olarak tanımlıyorlar. Doğu Akdeniz'de, 'Türkiye kendi kıta sahanlığı içinde sondaj faaliyetleri yapar.' diyoruz, hak ve yetkileri olmadığı halde deniz sınırlarının nereden geçeceğini açıklayıp Rumların yanında hizalanıyorlar. Bununla da yetinmeyip Doğu Akdeniz'de önümüzü kesmek için plan üstüne plan yapıyorlar. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü sondaj faaliyetini durdurması yönünde haksız ve mesnetsiz çağrıda bulunuyor. 'Türk tarihinin hiçbir döneminde soykırım yoktur, 1915 olaylarına soykırım demek tarihi çarpıtmak, Türk milletine ihanettir.' diyoruz, bir tarafta büyük felaket ucubesini dillendirip diğer tarafta sözde soykırım anma günleri düzenliyorlar.
Berat Kandili'ni idrak ettiğimiz 19 Nisan 2019'da dört kahramanımızın, ramazan ayına girdiğimiz şu günlerde, 'Azez’de, Hakkari’de ve Şırnak’ta sekiz kahramanımızın hayatlarına kasteden hain ve bölücü terör örgütleriyle aranıza mesafe koyun, terörle mücadelemize destek verin.' diyoruz, duymuyorlar, umursamıyorlar. Aziz şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Diyorum ki terörle mücadelenin bedeli ne olursa olsun sonuna kadar, gittiği yere kadar, dibine kadar sürdürülmeli, ihanetin kökü kurutulmalıdır. Karşımıza kim çıkıyorsa çıksın, teröristlerin arkalarında kimler duruyorsa dursun, hepsine hodri meydan. Cansa can, kansa kan, bedelse bedel, bu vatana, bu millete, milli bekaya feda olsun."
"ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR"
"Bütün bu gelişmeler karşısında ABD ve diğer muhasım ülkelerle nasıl dost ve müttefik olacağız?" sorusunu yönelten Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler tarihinin en kötü seviyesindedir. Çoklu sorunlar iki ülke arasındaki irtibat ve temasları kırılma noktasına kadar bükmüştür. ABD, Türkiye'ye karşı psikolojik harp taktikleri uygulamaktadır. Bu ülke açık değildir, dürüst değildir, mert değildir, adaletli değildir, tutarlı değildir, samimi hiç değildir. Türkiye'yi NATO üyeliğiyle tehdit etmek, ekonomik yaptırım mesajlarıyla baskı altına almak düşmanlık ötesi bir uygulamadır."
CHP, İYİ Parti ve HDP'den ABD'ye karşı en ufak eleştiri gelmediğine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"S-400 konusunda bile ABD'nin yanında duracak, gönüllü propagandasını yapacak kadar Türkiye'ye yabancı kalmışlardır. Bunlara zillet diyorsak boşuna değildir. Cumhur İttifakı'na dil uzatan ahmakların emperyalizme itirazları neredeyse yoktur. Üç maymunu oynuyorlar. Keçeyi suya salmışlar, farkında değiller. Milli vicdanda hüküm giymişler, haberleri bulunmuyor. Türkiye düşmanlarına göz kırpandan, gevşek durandan milli bir tepki duyulamaz, vicdanlı bir tavır görülemez, bu vatana, bu millete sadakat hissiyatı asla bulunamaz."
"CHP ve peşine taktığı çıkar ortakları İstanbul seçimlerine hile karıştırmışlar, organize usulsüzlüklerin faili olmuşlardır." ifadesini kullanan Bahçeli, sandık kurullarının oluşumunda büyük sorun ve şüpheler oluştuğunu söyledi.
CHP'nin parti yöneticilerinin YSK'nin son karar için toplanacağı pazartesi gününe kadar tehdit edici, terbiye dışı ifadelerle son kozlarını oynadıklarını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP Genel Başkanı da dünkü grup konuşmasını perişan bir ruh haliyle yapmış, ipliği pazara çıkan, foyası ortaya dökülen bir zihniyet eşliğinde gerçekleştirmiştir. Konuşmasının bir yerinde, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi tabelasına Türkiye Cumhuriyeti'ni eklediğini ifade etmiş, bunun da bana kapak olduğunu söylemiştir. Sevsinler senin kapağını. Aferin çok güzel laf ettin, boynuna berat belgesini asarsın artık. Sayın Kılıçdaroğlu bilesin ki kaynayan kazan kapak tutmaz, gazozuna oyun olmaz, şayet oynamaya kalkarsan aklın başından gider. Sana kapak çoktan oldu ya duymadın ya da duyurmadılar, geçmiş olsun. Laf dedi döndü kasnak, söz söyledi oldu eski çamlar bardak. Sayın Kılıçdaroğlu, kapak resmi sevilerek alınan kitap gibisin, dışın hoş gibi, duruşun loş gibi, için bomboş.
CHP Genel Başkanı ve sözcüleri her şeyi yanlış anlıyor, atı arabanın ardına koşuyorlar. Önde TC tabelasını asarlar, arkada 'YPG bize mi saldıracakmış' diyerek tıkır tıkır karanlık işlerine bakarlar. Önde şehit cenazesine katılırlar, arkada şehit yakınlarına terörist iftirası atarlar. Ön tarafta TC tabelasını koyarlar, arkada HDP’yle buluşurlar, Kandil’in destek mesajından mutluluk duyarlar. Önde Kuvayımilliye pozu verirler, arkada 'kuvayımelanet'e kucak açarlar. Çünkü önde başka, arkada başkalar. Önce TC'yi asarlar, sonra da hıyaneti askıya çıkarırlar. Diyorum ki sizin neyinize Türkiye Cumhuriyeti, varın gidin zilletin neferleri."
"İSTANBUL KANUNSUZLUĞA TESLİM EDİLMEMİŞTİR"
Bahçeli, YSK'nin iddiaları araştırmasından CHP'li yöneticilerin neden telaşlandığını sorarak, "Nedir onları korkutan, gocunduran? CHP Genel Başkanı niye öfke patlaması yaşamıştır? İP'in başındaki şahıs niye su kaynatmıştır? HDP'yi hoplatan nedir? Adaletin yerini bulması sağlanmasın mı?" diye konuştu.
"Çok şükür YSK yapılan itirazları görüşmüş, oy çokluğuyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar vermiştir." ifadesini kullanan Devlet Bahçeli, YSK'nin kararına "akıllara ziyan ve darbe" diyenlerin "asıl siyasi cuntacı, gerçek sicilli darbe severler" olduğunu belirtti.
YSK üyelerini isim isim hedef gösterip "çete mensubu, satılık adamlar, kul hakkı yiyenler, hukuk cinayetinin failleri" diyen kim varsa "millet hasımı, itibar celladı, demokrasi hazımsızı" olduğunu söyleyen Bahçeli, "İstanbul, kanunsuzluğa teslim edilmemiştir. Vakit, seçimlerin yenilenme vaktidir. Bütün tartışmalar bitmiştir. Herkes YSK'nin kararına saygı göstermelidir. Bir arpa boyu yol alamamaktan bahsedenler art niyetlidir, sinsi hesap peşindedir. Hiç kimse ateşle oynamaya kalkışmamalıdır. 23 Haziran'da milli iradenin tam, eksiksiz, hilafsız ve hilesiz sandığa yansıması hepimizin boynunun borcudur." diye konuştu.
Seçim gününe kadar karargahı İstanbul'da kuracaklarını açıklayan Bahçeli, "Bilinsin ki İstanbul'a mitili atacağım. Bütün teşkilatlarımızla, bütün imkan ve gücümüzle İstanbul'da çalışacağız, İstanbul'un geleceğini heba ve israf ettirmeyeceğiz. İnanıyorum ki Cumhur İttifakı hukuka uygun, şeffaf ve temiz bir seçimle İstanbul'da hak ettiği başarıya inşallah ulaşacaktır." dedi.
Bir cümle kurmak istediğini dile getiren Bahçeli, konuşmasını "Yargıya çete diyen sözde bir partinin genel başkanı sıfatını taşıyan ve milletvekili olan sana sesleniyorum, gel dokunulmazlığın kaldırması için bir talep ver, 'ilk oyu ben vermezsem namerdim' diyorum." diyerek bitirdi.