09.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ Ankara
Bahçeli’nin önsözüyle başlayan kitap sadece Kırıkkale değil 1400’lü yılların sonundan 1900’lü yıllara kadar İç Anadolu’nun tarihinde yaşananlarla ilgili de hem tarihçilere hem de tarih meraklılarına bir kapı açıyor. 1485 ve 1584’e ait Osmanlı Arşivi tahrir defterlerinin incelenmesiyle başlayan eserde bir çok önemli bilgi ve olaya yer veriliyor. 1485 kayıtlarıyla başlayan kitaba göre Kırşehir’deki cemaatler arasında dönem Ahtarcı, Alpi, Babaş, Eflak, Kıllı, Konur, Selimler, Mir Bey gibi kollar bulunuyordu. 1530 tarihiyle devam eden belgelere göre ise Kırşehir, Bozok sancağına bağlı bir kaza olarak görünüyordu. 10 köy konargöçerler tarafından teşkil edilirken 115 cemaat ve 27 bölük olduğunu da belgeler göstermektedir.
‘Mümtaz bir eser’
Bahçeli’nin yazdığı önsözde çalışmayı “mümtaz bir eser” olarak değerlendirirken, çok sayıda Osmanlı belgesine dayanan eserle ilgili, “Bu eser kent incelemelerine mümtaz bir örnek teşkil etmektedir. Eserin Kırıkkale’nin yanı sıra Kırşehir, Yozgat, Ankara, Çankırı illerimizin tarihine de önemli katkılar yapacağı tabiidir” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, önsözde ayrıca, her konuda olduğu gibi kent/şehir anlayışına da tarihi değerler penceresinden bakılması gerektiğini belirterek, dünyada “Kent bilimi” adı altında bir bilim dalının geliştiğine de dikkati çekti. Bahçeli, “Kentle ilgili tarihi hafızanın sağlam olması” gerektiği belirterek, “aileden devlete uzanan bir çizgide kentlerimizi/şehirlerimizi ele almak zorundayız” dedi.
Rumlar arasında ‘papaz’
Kitapta 1894 tarihli bir belgede Dinek Madeni kasabasında yaşayan Rumlar arasındaki “Papaz” anlaşmazlığı da anlatılıyor. “Sadaret mektubi kalemi” tarafından, “Adliye ve Mezahib Nezareti”ne yazılan mektupta şu ifadeler yer alıyor: “Keskin kazası merkezi Dinek Madeni kasabında bulunan Rum milleti iki grup olarak, bir grubu evvelki ruhani memurunu diğer kısmı da yeni getirmiş oldukları papazı kabul ile, diğerini kiliseye almamak ve kiliseye toplanarak gürültü etmek gibi durumlara kalkıştıkları…”
Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...