02.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şule ÇİZMECİ Fotoğraflar: Mücahit BÜBER
ERMENİ asıllı tarihçi Masis Kürkçügil, Susurluk'taki kazada ölen ülkücü Abdullah Çatlı ve bazı ülkücülerin Ermeni terör örgütü ASALA'nın bertaraf edilmesinde kullanıldığı yolundaki iddiaların doğru olmadığını söyledi.
Kürkcügil 1973 - 1987 yılları arasında Türkiye'nin kabusu haline gelen ASALA'yı ülkücülerin "temizlemediğini" belirterek şunları söyledi:
"ASALA kendi kendini temizledi. ASALA'yı sona erdiren şu veya bu baskın, cinayet değil, kendi siyasi görüşündeki kısırlık ve mücadele aracı olarak seçtiği yöntemlerdir. ASALA tek kişiden oluşan bir teşkilat değil, nerede kimi temizlemişler? Eğer sadece Agop Agopyan temizlendiyse yazık devlete; bir kişiyi öldürmek için o kadar insanı seferber ettiyse yazık."
ASALA'nın 1983'te sekiz kişinin ölümü 56 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Orly katliamından sonra dağılma sürecine girdiğini kaydeden Kürkcügil şöyle devam etti:
"ASALA Ermeni asıllı bir hareket değildir, Lübnan kökenli bir harekettir. Lübnan'da Filistinlilerle birlikte ortak bir kaderi paylaştıktan sonra, Lübnan'dan dağılma durumunda kaldıklarında kendilerine yeni bir vatan edinmek için romantik bir dava peşine düşmüşlerdir. ASALA bir diaspora hareketi olarak ortaya çıktı, Lübnan'dan uzaklaştıkça kendi kaynağını da kaybetti. ASALA aslında Orly katliamıyla beraber bitti; çünkü Orly katliamı hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek bir katliamdı. Batı kamuoyu da bunu kabul etmedi. Örgüt Fransa'da tecrit oldu. Tabii ki bunlar da örgüt içi parçalanmaya götürdü."
Çatlı'nın ASALA'nın lideri Agop Agopyan'ı öldürdüğü iddiasının da gerçeklere dayanmadığını ifade eden Kürkcügil, Agopyan'ın 1988'de Atina'da vurulduğu günlerde, Çatlı İsviçre'de cezaevinde yattığını ve oradan Şubat 1990'da kaçırıldığına dikkat çekti.