27.09.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
NEW YORK AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York’ta Amerikan CBS televizyon kanalına verdiği mülakatta değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Margaret Brennan’ın sorularını yanıtladı.
- ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasının bölgeyi daha emniyetsiz hale getirdiğini düşünüyor musunuz?
20 yıldır Amerika’nın burada kalışıyla bölge güvenli bir hale gelmedi ki. Tam aksine, bölge her geçen gün ciddi manada kan kaybetti. Biz burada bine yakın elemanımızla havalimanının korunması konusunda görev icra ettik. Bize en sonunda havalimanının korunması teklifi geldiğinde Brüksel’de Sayın Biden’la bunları konuştuk. Bizim böyle bir görevi üstlenebileceğimizi kendilerine söylediğimde, ‘Üç şeyi de isteriz’ dedim. Bunun birisi lojistik destek. Lojistik destekten talebimiz, idari ve malidir. Bir diğer adım da özellikle şu an ellerinde bulunan silah, mühimmat vesaire bunların Türkiye’ye devridir ama öyle şeyler oldu ki tam aksine (Hamid) Karzai Havalimanı’ndaki tüm silahların mühimmatların, araçların hepsi Taliban’a verildi. Şu anda da Taliban Amerika’nın silahlarıyla hareket ediyor. Bu gerçekleri de tabii görmek gerekir. Öncelikle PKK/YPG/PYD terör örgütlerine silah desteklerinin verilmemesi gerekir.
- Yeni Taliban hükümetiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Taliban de şu anda herhangi bir iş birliğimiz yok ama bir şeyi çok açık ve net söylemem lazım. Bizim Afganistan halkına karşı tarihten gelen bir birlikteliğimiz var.
- Türkiye, Kabil Havalimanı’nın işletilmesine yardım edecek mi?
Bu, anlaşmalara, sözleşmeye bağlı. Şu anda Afganistan’daki hükümet kapsayıcı değil, kucaklayıcı değil. Kucaklayıcı, kapsayıcı olmayan bir hükümetle böyle bir adım atmak da bizim için mümkün değil ama bu kapsayıcı olursa, kucaklayıcı olursa bizler de Türkiye olarak orada yer alırız.
‘Yol geçen hanı değil’
- Geçen ay Türkiye’nin mülteci deposu olmak gibi bir yükümlülüğü olmadığını söylediniz. Bu mültecileri almak ABD’nin yükümlülüğü mü?
ABD zaten bu tür sorumlulukları yerine getirmedi k. Şu anda kayıt dışı, kayıt içi olmak üzere benim ülkemde 300 bini aşkın Afgan mülteci var. Bundan sonra da ülkemize hala Afgan mülteci almaya gücümüz yetmez ama Amerika alacaksa ayrı bir konu. Ben Amerika’nın mülteci politikalarını paylaşamam ama Amerika da benim mülteci politikalarımı paylaşamaz. Özellikle açık söylüyorum; bizim kapımız da yol geçen hanı değildir.
- ABD’nin bu konuda daha fazlasını mı yapması gerekiyor?
ABD’nin tabii ki çok şeyler yapması gerekir, çok da yatırım yapması gerekir. Çünkü 20 yıldır Amerika orada neden vardı? Özellikle bu tür silah yapılandırması vesaire, bunlar ne için yapıldı? Bunların üzerinde durulması gerekir? ‘Afganistan’a niye girdik, şu anda niye çıkıyoruz?’; bunun Amerika tarafından sorgulanması gerekir diye düşünüyorum.
- Amerikan halkı ABD’nin Orta Doğu’da askeri dahli olmasına siyasi irade göstermediğine karar verdi. Bu sizin için ne anlama geliyor?
Bu, Amerika’nın takdiridir, bunu biz belirleyemeyiz. Orta Doğu’da ne yapacağımızın kararını biz veririz. Amerika NATO ülkesidir, Türkiye NATO ülkesidir. Amerika, bölgedeki PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mi hareket edecek yoksa NATO’da beraber olduğu dostuyla, Türkiye’yle beraber mi hareket edecek? Bunun kararını vermesi lazım. Ben ikincisini tercih ediyorum.
- Biden yönetimi size Suriye ve Irak’taki müttefiklerine yönelik politikasında değişiklike niyetinde olduğunu söyledi mi?
Bu konulara girme fırsatımız olmadı, çünkü üzerinde durduğumuz konu ağırlıklı olarak Afganistan’dı. Ama ben her zaman Amerika’daki lider dostlarıma PKK, PYD, YPG terör örgütlerine karşı duruşumuzu anlattım.
‘Barışa hizmet’
- Suriye’deki 900 ABD askerinin kalmasını mı yoksa gitmesini mi istiyorsunuz?
Tabi ki benim burada tasarrufum olursa Suriye’den çıkmalarıdır, Irak’tan çıkmalarıdır. Afganistan’dan çıktıkları gibi çıkmalarıdır. Çünkü eğer dünyada biz barışa hizmet etmeyi istiyorsak barış için o bölgelerde kalmanın hiçbir anlamı yok. Bırakalım o bölge halkı, o bölgedeki yönetim kararını kendisi versin.
- Suriye için araya girilmesini Türkiye’ye mi bıraksınlar?
Biz istenmediğimiz yerde bulunmayız. Bakın biz şu anda Suriye’de 100 bin briket ev inşa ediyoruz. Evlerinden barklarından tamamıyla kovulmuş olan aileler için bunları biz inşa ediyoruz. Acaba diğer ülkeler ne yapıyor?
‘Afganistan’da da kadınlar aktif rol almalı’
- Taliban şu an sadece erkek çocuklarının okula gitmesine izin veriyor. Kamu kurumlarındaki kadınlara işe gelmemelerini söylediler. Böyle bir hükümetle çalışır mısınız?
Türkiye’nin bu konuda özellikle kadına bakışı bellidir. Bizde kadın hayatın her yerinde vardır. Eğitimde, sağlıkta, adalette, yargıda vardır. Kendi ülkemizde bu böyle olduğuna göre, Afganistan’da biz niçin farklı bir şey düşünelim? Orada da aynı şekilde kadının hayatın her yerinde olmasını arzu ederiz. Kadınlar buralarda aktif rol alır hale geldiği anda, onlara eğitim, sağlık, adalet, emniyet, her noktada biz Afganistan’a da bu desteği veririz. Bunların eğitimlerine de ayrıca ülkemizde fırsat sağlarız. Mevcut durumda Taliban’la çalışmak istemiyorsunuz gibi görünüyor: Bu saydığım konularla ilgili olarak eğer bunlar kabul edilirse yaparız ama kabul edilmezse yapamayız.
‘S-400 almaya devam edeceğiz’
- Rusya, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini satın almaya devam etmeyi planladığını söylüyor. Neden buna devam ediyorsunuz? Biden sizden durmanızı istedi mi?
Ben Başkan Biden’a gerekenlerin hepsini söyledim. Şimdi de söyleyeyim; bakın biz F-35 uçaklarını aldık ve 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık. Fakat bizim ödeme yaptığımız uçaklarımızı Amerika bize teslim etmedi. Patriotlar noktasında bunları istedik, maalesef bu konuda da yine aynı şekilde bize Patriot vermedi. Sayın Trump’ın döneminde de bunları görüştüğümüzde Trump şunu söyledi; ‘F-35’ler için 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapan Türkiye’ye F-35’leri niçin vermiyoruz?’ Bunu dünya basınının önünde söyledi. Siz bana Patriot vermezseniz, savunma noktasında benim bir başka ülkeden alacağım herhangi bir savunma sistemine müdahale edemezsiniz. Bakın bu konuda NATO Genel Sekreteri (Jens) Stoltenberg gayet güzel bir açıklama yaptı; ‘Biz ortaklarımızın kimden, nereden, ne kadar herhangi bir sistem satın aldığına müdahale edemeyiz’ dedi. Kimse kusura bakmasın. Ben de şunu söyleyeceğim; Türkiye’nin güvenlik riskini kim paylaşacak? Türkiye, kendi güvenlik riskini kendisi temin edemezse, acaba birilerinin eline avucuna mı bakacak? Sen bana Patriot vermeyeceksin, benim hangi ülkeden, hangi savunma sistemini aldığıma da müdahale edeceksin, öyle bir şey olamaz. Bunun kararını verecek olan biziz. Şu anda 84 milyon nüfusa sahip bir ülke olan Türkiye, kendi savunma noktasındaki bütün kararlılığını ortaya koyacaktır. Bu kararına da kimse müdahale edemez.
- Hâlâ S-400’lerin yeni partisini alma niyetinde misiniz?
Tabi ki evet.