01.07.2015 - 11:30 | Son Güncellenme:
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi (NNYÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, ramazan boyunca sahurda ve iftarda sofralardan kesinlikle eksik edilmemesi ve her gün tüketilmesi durumunda hiçbir zararı olmayacak besinlerin başında süt, yumurta ve hoşafın geldiğini söyledi.
Ramazanda tok tutan besinlerin yanı sıra dengeli beslenmeyi sağlayacak gıdaların da tüketilmesinin önem arz ettiğine dikkati çeken İnanç, şunları kaydetti:
Süt ve yumurta tok tutuyor
"Süt, içerdiği yüksek miktardaki protein ve besin ögeleriyle uzun süre tok tutuyor ve birçok hastalığı da önlüyor. Yumurta sarısı ise günlük ihtiyaç duyulan enerjinin dörtte üçünü, yağ, A, D ve E vitaminlerinin tamamını, protein ve B2 vitamininin yarıya yakınını içerir. Yumurta ayrıca çocukluk çağından itibaren yüzde 100'ü sindirilebilen, vücutta hiç artık bırakmayan proteine sahip. Kalsiyum, demir, kolin, fosfor açısından da oldukça zengindir.
O nedenle oruç tutan kişiler, bu besinleri tüketerek tok kalmalarının yanı sıra sağlıklı da beslenmiş olacaklar. Süt ve yumurta besin değeri yüksek en ucuz ve en kolay ulaşılabilen gıdalardır."
İnanç, süt ve yumurtanın dışında kan şekerinin belirli bir seviyede kalmasını sağlayan, glisemik indeksi düşük, sindirimi ve emilimi uzun süren ve kompleks karbonhidratlar adı verilen sebze, meyve, kuru baklagiller, tahıllar, kepek, çavdar, tam buğday unundan yapılmış ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerin tüketilmesi gerektiğini, posa içeren tahıllı ekmeklerin besleyici özelliklerinin yanı sıra kabızlık ve kanser başta olmak üzere birçok sağlık sorunundan da koruduğunu vurguladı.
İftar pide yeniyorsa sahurda tahıllı ekmek
İftarda pide tüketiliyorsa sahurda mutlaka tahıllı ekmeklerin tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini anlatan İnanç, aksi takdirde ciddi bağırsak rahatsızlıklarıyla karşılaşılabileceği uyarısında bulundu.
İftar sofrasında hoşaf olmalı
Prof. Dr. Neriman İnanç, iftarda hoşaf başta olmak üzere yüksek posa değerine sahip olmaları nedeniyle sebze ve meyvelerin de mutlaka sofralarda yer bulması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İftarda şeker miktarı az tutularak, kayısı, üzüm gibi kurutulmuş meyvelerin tüketilmesi vücudun hem enerji hem de su ihtiyacını karşılayacaktır. Ayrıca kurutulmuş meyveler demir içeriği bakımından oldukça zengindir. Demir de kansızlığı önler. Türkiye'de kansızlık oranı yüzde 50'dir.
Bu şekilde kansızlık rahatsızlığına karşı da önlem alınmış olunur. Ayrıca kayısı ve üzüm yüksek posa değerine sahiptir. Vücudun günlük posa ihtiyacı 25 gram olmasına rağmen biz 10 gram kadarını alabiliyoruz. Ramazan da bu oran daha da düşüyor. O nedenle bol posalı gıdalara yönelinmesi gerekiyor. Sahurda süt ve yumurta ne kadar önemliyse iftarda da hoşafın sofralardan eksik edilmemesi o kadar önem arz ediyor"
Gençlerin 2,5, yaşlıların 3 litre su tüketmesi gerekiyor
Ramazanda en çok ihmal edilen konuların başında su tüketiminin geldiğine dikkati çeken İnanç, aşırı sıcakların vücutta enerji ve sıvı metabolizmasını etkilediğini ve yeteri kadar sıvı alınmaması durumunda böbrek, kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok sağlık problemiyle karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.
İnanç, genç ve orta yaş grubundaki insanların günlük en az 2,5 litre, yaşlıların ise vücuttaki yağ kitleleri daha farklı olduğu için 3 litre su tüketmeleri gerektiğini, kişinin kilosu ve günlük aktivitesine göre tüketmesi gerektiği su miktarında artış olabileceğini sözlerine ekledi.