21.06.2021 - 10:42 | Son Güncellenme:
Kıskançlık, yakın ilişkilerde oldukça sık rastlanan, yorucu ve yoğun bir duygu... Aslında kıskançlık yalnızca tek bir duyguyu kapsayan değil, öfke, korku ve mutsuzluk gibi birkaç duygunun karışımından meydana geliyor. Uzman Klinik Psikolog İlkim Seray Kılınç, yakın romantik ilişkilerimizin bitmesinden ya da zarar görmesinden korktuğumuz zamanlarda bu durumu ciddi bir tehdit olarak algıladığımızı, bu aşamada ise kıskançlığın bizi önce duygusal olarak sonra da ilişki içerisinde ele alabileceğimiz somut davranışlarla yönetebildiğine dikkat çekiyor.
Duygusal olarak kıskançlığın içerisine girdiği ilişkilerde ihmal edilme, duygusal ve cinsel isteksizlik, iletişim kuramama, partnere saldırma, doyumsuzluk, eleştirel ve sorgulayıcı olma gibi durumlarla karşı karşıya kalınabildiğini hatırlatan Uzm. Kln. Psk. Kılınç, “Böyle durumlarda kıskançlığa neden olan duyguyu fark etmeye başlamak ve kendimizi sorgulamak belki de başlangıç için en iyi seçeneklerden biri… Yapılan çalışmalar göre yetersizlik duyguları yüksek olan bireylerin gerçek ya da var olmayan hayali bir rakibin varlığı karşısında kendi benlik saygılarında aşırı tehdit oluştuğu için kıskançlığı yüksek seviyede yaşayabiliyor. Yetersizlik duygusu kıskançlığı beslemenin yanı sıra şiddetli bir biçimde deneyimlememizi neden oluyor” diyor.
Yapılan çalışmalarda evli olmayan çiftlerin evli olanlara göre kıskançlık seviyelerinin daha fazla olduğu tespit edildiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog İlkim Seray Kılınç, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İlişkinin çiftlere yaşattığı doyum açısından baktığımızda evli çiftlerin daha az doyum yaşadığı ve daha az kıskançlık gösterdiklerini söylememiz mümkün. Bireyin kendine olan benlik saygısı, partnerine olan kaybetme ve sevgisinden yoksun kalma duyguları ve üçüncü bir somut ya da hayali olan varlığın hayatında olması ihtimaline karşı sergilemiş olduğu yaşantılar hem ilişkiyi hem de evliliği zaman zaman zor durumlara sokabilir.”