Yazarlar
6.03.2011 22:00
| Son Güncelleme:
“Ya sonra” tam da daha önce yazılarımla vurguladığım noktaya dikkat çeken bir film. Prens ve prenses, uzun mücadelelerden sonra bir araya gelirler. Prensin kahramanlıkları prensesin, prensesin zarafeti ise prensin başını döndürmüştür. Aşk her yanlarını sarmış, gözleri kör olmuştur. Evlenirler. Ve……mutlu SON. Ya SONRA?
Mutlu sonlarla biten masallarla büyüdük. Mutlu son ise hep evlilik oldu. Sanki evlenmek bir “son”muş gibi. Elbette masum çocukların, güzel uykulara dalması, huzurlu rüyalar görmesi için böyle mutlu sonlar gerekiyor. Mutlu sondan sonra başlayan yanlış evliliklerle çocuklara kabus mu görsün, Allah korusun!
Oysa masalın bittiği, gerçeklerin başladığı bir çok yaşamda, zaman böyle mutlu ilerlemiyor. Tıpkı filmdeki gibi.
Prenses çoğu zaman prensinin aslında gerçek bir kahraman olmadığını keşfediyor. Hayatın içindeki sorunlar karşısında, masalda ejderhalara kılıç sallayan prensini hayal ederken, bir de bakıyor iş başa düşmüş. Güçlü olmak, sorunları bertaraf eden olmak zorunda kalmış. Hem de tek başına. Çünkü prensi, kahramanlıklardan uzak kalmış, kendine hayrı yok.
Evlenmeden önce olanca yakışıklılığıyla başını döndüren, her buluşmaya titizlikle hazırlanmış, mis kokularla gelen prensinin, kirli çoraplarını evin kuytu köşelerinde biriktirdiğini, mecbur kalmadıkça sakallarını kesmeye bile üşendiğini sonradan fark edip şaşırıyor.
Masalda, kötü kalpli üvey annenin karşısına kokusuzca dikilip prensesini savunan prensinin, kendi annesi karşısında küçük bir oğlan çocuğuna döndüğünü izleyip yıkılıyor.
Prens ise , ilk görüşte aşık olduğu dünyalar güzeli prensesinin, yaşamın bir noktasında kendisini salmış, saçını taramaya bile üşenen bir kadına dönüşünü izliyor bazen.
Masaldaki kurtarıcısını bekleyen, sonra da minnetle kendisini kollarına atan prensesinin, minnet bir yana sürekli erkeği eleştiren, hep yanlış yaptığını haykıran bir kadın haline gelmesine şaşırıyor.
Zarafeti ile başını döndüren prensesin billur sesinin, her küçük tartışmada ne kadar yükselebildiğini, yüz çizgilerinin ne kadar sertleşebildiğini izledikçe yıkılıyor.
Ve sonra….. hayal kırıklıkları, tartışmalar hatta kavgalar başlıyor.
Keşke hayat masallardaki kadar güzel olsaydı ve evlilikle biten mutlu sona ulaştığımızda, hep mutlu kalacağımızdan emin olabilseydik. İlişkiyi yaşarken masallardaki keyfi almayı bilmek ama ilişkinin gidişatını değerlendirirken, gerçekleri hiç göz ardı etmemek gerek.