Kızım bu sene ilkokula başladı. Dolu dolu 7 yaşında. Yıllardır kreşe gidiyor olmasının verdiği özgüvenle okula keyifle gidiyor ve meraklı meraklı ilkokulun kreşten farkını gözlemlemeye çalışıyor.
Daha ilk günlerde yaptığımız sohbetlerin birinde bana dedi ki;
“Anne, biliyor musun? Bizim okulumuzda hiç kural yok.”
Evde kuralları olan ve çocuğuna, bu kurallara uymanın gerekliliğinden önce kurallara neden ihtiyaç olduğunu öğretmeye çalışan bir anne olarak, bunu duymak çok şaşırtıcıydı.
“Bunu çok anlamadım tatlım. Biraz açıklar mısın? Kuralları olmayan bir okulu hayal edemiyorum” dedim.
Kızım bilmiş bilmiş cevapladı. “Kural yok. Kuralları gerektiğinde biz koyuyoruz, anne. Mesela ilk gün yemekhaneye giderken hepimiz birbirimize çarptık. Çok gürültü oldu. Öğretmenimiz bu durumu engellemek için ne yapabileceğimizi sorunca, biz de kendimize kural koyduk. Bundan sonra yemekhaneye giderken sıraya gireceğiz. Bak işte kural yoktu, biz koyduk” dedi. Kızımın kocaman kocaman açtığı gözleriyle kendisinden ve arkadaşlarından gurur duyarak anlattığı bu kural koyma hikayesine ben bayıldım.
Kurallar ihtiyaçtan doğar. Ancak, önce ihtiyacı hissetmek lazım. Kargaşayı ve gürültüyü yaşayan çocuklar, nizama kendileri ihtiyaç duyuyorlar zaten. Oysa ilk günden “Kural 1; Sıraya geçin bakalım” dense, illa bir kaçı sırayı bozacak, yine kargaşa çıkacak.
Üstelik gerekliliğini hissederek koydukları kuralı, çocuklar daha çok benimsiyorlar. Ne de olsa kural tepeden inmedi. Kendi sözlerini çiğnemek istemiyorlar. Kendi kurallarına uymakta daha bir özenliler. Bunu akıl edebildikleri için kendileriyle gurur duyuyor, düzeni bozan arkadaşlarını bir yetişkinin müdahalesine gerek kalmadan kendi içlerinde uyarabiliyorlar. Süper.
Keşke biz yetişkinler de kendi dünyamızda bu kadar demokrat ve bilinçli olabilsek. Korkularımızın esiri olup, eşimize, sevdiğimize gereksiz kuralları sayıp gözdağı vermek yerine, gerçekten ihtiyaç olup olmadığını tartsak. Güvensek ve eşimizin gereğince davranacağını bilsek.
Eşine bekar arkadaşlarıyla görüşmeme kuralı koyan kadın, eşinin onlarla birlikte çapkınlık yapabileceğinden korkarak, aslında sırf güvensizlikten koymuyor mu bu kuralı? İhtiyaç var mı? Eşi sosyal statüsüne uygun davranma becerisinden yoksun mu?
Eşinin spor salonuna gitmesini yasaklayan erkek, birilerinin eşini rahatsız edebileceği korkusuyla koymuyor mu bu kuralı? İhtiyaç var mı? Eşini biri rahatsız ederse, ancak o zaman önlem alınsa daha doğru olmaz mı? Bu ihtimalin bedelini kadın eve kapanarak mı ödemeli? Spor salonuna giden her kadın rahatsız mı ediliyor? Bir gereksiz kural daha.
Etrafımızın kurallar ve yasaklarla çevrili olduğu bu dünyada, çocuklarımıza kuralların bizi kısıtlamak için değil, iyiliğimiz için olduğunu öğretmeye çalışan öğretmenlerimize teşekkürler.