Bir seneyi daha geride bırakıyoruz.
Dolu dolu geçen, ama maalesef ağzımızda acı bir tat bırakan bir yıldı. Bu satırları yazarken hala şehitlerimizin ve ardından depremde yitirdiğimiz canların acısı var yüreğimde. Dilerim bu son olsun, Allah başka acı yaşatmasın memleketimize.
Bu sene kitabım “Hayat, bazen…”in doğumunu yaşadım. Aldığım güzel eleştirilerle, ortaya koyduğum eserimin “ya beğenilmezse” kaygılarının yarattığı mide ağrılarından kurtuldum.
Aylık yazılarımı sizlerle bu sayfalarda paylaştım. Sizlerden gelen mailler ve telefonlarla ulaşabildiğim her kişiyi hissetmek beni mutlu etti, duygulandırdı.
Bugünlerde hazırlığını yaptığımız Tv projesiyle, daha fazla aileye yardım edebilecek, özellikle de çocuklara katkıda bulunabilecek olmak beni heyecanlandırıyor.
Çalışmak, daha çok çalışmak istiyorum.
Çünkü ulusça yaşadığımız bu acı günleri ancak çalışarak atlatabileceğimize inanıyorum. Bu acıların yaşattığı travmalar, ancak çalışıp, bedenimizi aklımızı meşgul tutarak atlatılır. Ancak biz dinç ve ayakta olarak, tökezleyip düşenleri ayağa kaldırabiliriz. Biz çalışıp kazanırsak eğer, ekmeğimizin yarısını ihtiyacı olanlarla paylaşabiliriz.
Yas değil, çalışma zamanı…..
Çalışmak sadece bir yere gidip bir meslek icra etmek demek değildir, unutmayalım. Önemli olan, ne iş yapıyorsak yapalım, en iyi şekilde yapmaya çalışmak. Dünyanın en kutsal mesleği annelik değil mi? Çalışalım. Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye çalışalım. Çocuklarımızı vatana millete hayırlı, din dil, ırk ayırımı yapmayacak kadar “insan” olarak yetiştirmeye çalışalım. Düşen dostun elinden tutacak, tehditkar düşmanın karşısında dimdik durabilecek kadar güçlü yetiştirmeye çalışalım.
Yeni bir yıl geliyor. Umarım bu yeni yıl, hepimiz için daha mutlu, daha sağlıklı günler getirir.
Yeni yılınız kutlu olsun…