“Aşk” ve “sevgi” farklı çağrışımlar yapar aklımda. İkisini farklı tanımlar, farklı değeler yüklerim. Ama bir sıralama yoktur aralarında. Her ikisi de sanki ayrı kategoride, ayrı değerdedir ve ikisini de yaşamak, insanın gözüne hiç silinmeyecek pırıltılar ekler, yüz çizgilerine derin anlamlar katar diye düşünürüm.
Aşkı sevgiden ayıran, başka duyguları da içinde barındıran bir bütün olmasıdır sanki. Aşkın içinde korku vardır. Endişe vardır. Kaybetme korkusu o kadar güçlüdür ki, daha çok özeni, daha çok tutkuyu, heyecanı, kalp çarpmasını içinde saklar. “Evlilik aşkı öldürür” denir ya. Başka bir anlamıyla doğrudur aslında. Evlilik sevgiyi besler, büyütür. Ama, her evlilik aşkın kimyasına uygun değildir.
Düşünsenize kavga ettiğiniz sevgilinizi…. Belki gururunuz izin vermez özür dilemeye, arayıp da “gel” demeye... Ama aşıksanız midenize kramplar girer ya aramazsa diye. Ya bir daha hiç gelmezse, ya hiç aramazsa…. Kaybetme korkusu ve endişe ruhunuzu delip geçer.
Oysa eşinizse kavga ettiğiniz…. Öyle bir ayağı çukurda evliliklerden bahsetmiyorum elbette. Normalde her şeyin yolunda olduğu, bir ömür boyunca süreceğine güvendiğiniz evliliklerden bahsediyorum. Ama insanız ya, hata yapmamak imkansız. İki kişi bir arada olup da hiç tartışmamak mümkün mü? Tartıştınız. Elbette çok üzüldünüz sevdiğinizle yaşadınız bu gerginliğe. Kırıldınız, hatta onu üzdüğünüz için pişmansınız. Ama bilirsiniz ki günün sonunda bir araya geleceksiniz. Ev orada, eşya orada. Hem evliliğin bir sorumluluğu var. Öyle yürüyüp gitme lüksü yok kimsenin, olmamalı. İçinizde bir yerde oturup konuşup sorunu halledeceğiniz inancı var. Yani evet hüzün var ama korku yok, kaybetme endişesi az. Yani sevgi var ama aşk başka bir duygu. Her ikisi de bir birleriyle karşılaştırılamayacak kadar özel ve önemli.
Aşk, insanı bedeninden sarsacak kadar şiddetli bir duygu ama ömrü çok az. On günde solan lalelerin güzelliği var aşkta ama sadece aşkın ekili olduğu bir ilişkide, aşk solduktan sonra geriye kuru topraktan başka hiçbir şey kalmıyor işte. Aşık olduğunuz kişinin ilk elini tuttuğunuzda hissettiğiniz duyguları bilmem kaçıncı dokunduğunuzda hissedemiyorsunuz, gözlerine aynı anlam yüküyle bakamıyorsunuz.
Fakat sevgi, üzerine kondukça çoğalan bir duygu. Bir ömür güvenebileceğinizden emin olmak, ne güzel bir emniyet duygusudur. Çocuğu hata yapsa da koşulsuz seven bir annenin yarattığı his gibi, eşinizle yaşadığınız küçük anlaşmazlıkların yıkamayacağı kadar güçlü bir sevginin içinde olduğunuzu bilmek, verdikçe sevginin, aldıkça paylaşımın artacağını bilmek, sakin bir limanda ömrünüzü fırtınalardan uzak geçirebileceğinizi bilmektir sevgi.
İkisini bir arada yaşayabilenler mi….. İnsan daha ne ister ki hayattan.
Sevgiler