“Eğer savaş açarsak, sahip olduğumuz herşeyi kaybederiz:
Evimiz. Ailemiz. Geleceğimiz.”
Peşinen söyleyeyim:
Bu kez Matt Reeves yönetmeliğindeki Maymunlar Cehennemi serisinin ikinci filmi “Şafak Vakti”, son zamanlarda izlediğim en etkileyici film.
“Başlangıç” filminde, hem kendini hem diğer maymunları insan elindeki tutsaklıklarından kurtarıp, hayatının özgür yarısına nihayet giriş yapan Ceaser, bu filmde sevgi dolu bir aile babası, hakkıyla karizmatik bir lider, kararlı bir usta olarak çıkıyor karşımıza. Maymunlar için bir ev kuruyor; bir kültür, bir felsefe yaratıyor. İnsanlardan uzak, onlar gibi olmamak için gayret içinde, huzurun peşinde dev bir “adam”, Ceaser. Yoluyla, karakteriyle büyülüyor.
Bir Peter Jackson keşfi demek yanlış olmaz, fakat muazzam kabiliyeti karşısında az kalır; Gollum’dan sonra Ceaser’a da can veren Andy Serkis, Ceaser’ın duygu ve akılcılık dolu hallerine yine hızır gibi yetişip, karakterini sahnede adeta uçuruyor.
Uzlaşma Çabası
Ceaser’ın kaçışından bu yana on yıl geçmiş, insanlık bir virüsün etkisiyle bir avuç kalmıştır; hayatta kalabilmek her geçen gün daha zorlaşır ve ölüm kalım davalarına fayda sağlamak üzere çıktıkları bir keşifte maymunlarla karşılaşırlar. Büyük bir şoktur bu. Maymunlar çoktur! Hayatta kalacak, kendilerine güzel bir yuva yapacak, bir topluluk olacak kadar ve hatta insanların diliyle konuşacak kadar akıllılardır da. İnsanlar büyük korkuya kapılır. Fakat, başka çareleri yoktur. Hayatta kalabilmek için maymunların evleri yaptıkları bölgeye girmek zorundalardır.
Ceaser ve diğer maymunlarla ilk karşılaşan gruptan Malcolm (Jason Clarke) gördükleri karşısında büyülenmiştir. Liderleri Dreyfus’tan (Gary Oldman) üç gün isteyerek, onu maymunlarla uzlaşacağına ikna eder. Yola çıkarken, ailesi de peşini bırakmaz ve küçük bir grup olarak gidip, bölgelerinde çalışmak üzere Ceaser’ın rızasını isterler.
İnsan Yalanları
Ceaser insanları sever; insan elinde büyümüştür, insanlara çok benzediklerinin farkındadır, yine de ilk bölümde de seyrettiğimiz sebeplerden insanlara güvenmez, insanların kurduğuna benzer yaralı, eksik ve sevgisiz bir topluluk olmamak için elinden ne gelirse yapar, kuralları vardır:
Maymunlar maymunları öldürmez. Maymunlar savaş istemez. Huzur ve ailenin birliği en başta gelir. Fakat yeri geldiğinde topluluğun öğretmeni bile savaşçıdır . . .
Filmde maymunların ağzından sık sık kendimizi duymak, hakikaten ürpertici:
“İnsan yalanları”, “İnsan işi” . . .
Öyle ki, kendilerini kandırmaya çalışan insanların silahlarını bulan Ceaser, silahları insanlara karşı kullanmak yerine atıyor, eziyor, yok ediyor. Filmde dibine kadar işlenen maymunların barış ve huzur çabası, hele bu günlerde, insanoğluinsan olan biz izleyiciyi filme adeta mıhlıyor.
Savaş İstemiyoruz, Fakat Gerekirse Savaşırız!
Velhasıl, günün sonunda, tahmin edeceğiniz gibi, hayatta kalmak için çabalayan insanlarla, insan gibi olmamaya yemin etmiş maymunların yuvalarını ve yaşantılarını korumak için girmeye mecbur kaldıkları bir savaş izliyoruz.
Ateşler içindeki savaş sahneleri, izlediğim en iyi savaş sahnelerinden biri olarak hatırımda çok uzun süre kalacak. Hele Ceaser ve yaverlerinin at üstündeki halleri . . . Nefis bir görsel şölen.
Hem felsefesiyle, hem şaşaalı, büyük büyük sahneleriyle bende iz bırakan filmin üçüncü bölümü için sabırsızlandığımı da ekleyeyim. Film hala vizyonda, bayramda kaçırmayın derim.
Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti / Dawn of the Planet of the Apes - 2014
Yönetmen: Matt Reeves
Senaryo: Mark Bomback, Pierre Boulle, Scott Z. Burns
Görüntü Yönetmeni: Michael Seresin
Oyuncular: Gary Oldman, Keri Russell, Andy Serkis, Jason Clerke, Toby Kebbell, Kodi Smit-McPhee
Müzik: Michael Giacchino