Oscar Wilde ''Sadık Arkadaş'' adlı hikâyesinde zengin bir değirmencinin en yakın arkadaşı talihsiz bahçıvan Hans’ı anlatır. Zavallı bahçıvan, değirmencinin kölesiydi aslında. Değirmenci ''rica'' ile durmadan bir şeyler talep eder, ''hayır'' cevabını da kabul etmez. Eh, sonuçta Hans da ''hayır'' diyebilen biri değildir. Her şeyini değirmenciye verir, tüm hizmetlerini de görmektedir. Değirmencinin karısı ve çocuklarının da isteyecek bir şeyleri hep olur. Ama fırtınalı bir havada gene değirmenci için koştururken Hans’ın başına bir sürü kaza gelir. Ve ölür. Kıssadan hisse: ''Hayır'' diyememek öldürmese de süründürür. Doktorunuza, sevgilinize, eşinize, patronunuza ve başkalarına “hayır” demekte zorlanıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Bu bir sorun; hem de en yaygınlarından biri.
''Hayır'' diyememek birçok insanın çok sık görülen özelliklerinden birisidir. Başkalarına hayır diyememek nazik bir davranış gibi görülse de aslında bir çeşit korkudur. ''Hayır'' demek yerine karşısındaki insanın beklentisine cevap vermek zorunda kalmaktır. Karşımdaki insan beni sevmezse ! ya da ilişkimiz biterse ! ya da aramız açılırsa, ya da bana kırılır ve arkadaşlığımız zarar görürse şeklinde bir tedirginlik duyulur.
Toplumumuzda başkasını kırmamak için, kendi istek ve gereksinimlerini ihmal ederek, başkalarının isteklerine ''hayır'' diyemeyen çok sayıda insan bulunmaktadır. Çoğu zaman ''hayır'' demenin karşıdaki insanı kıracağı, üzeceği, onu yok saymak anlamına geleceği, ilişkileri zedeleyeceği, karşıdaki insanın istekleri yerine getirildiğinde ilişkilerin daha iyi yürüyeceği düşünülür. Oysa kendi istek ve gereksinimlerinden kolayca vazgeçerek, sürekli karşıdakinin istek ve gereksinimlerini karşılamak, kısa vadede ilişkilerde olumlu etki yarattığı gibi, uzun vadede ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Böyle durumlarda karşımızdaki insan veya insanlarla sınırlarımızı koruyamadığımız için bir süre sonra sürekli vermek, karşımızdakiler için en doğal hak haline gelir.
''Hayır'' demeye başlamadan önce, neden her daim ''evet'' demek zorunda kaldığınızı anlamalısınız. Muhtemelen çocukluktan bu yana size söylenenleri yapmak zorunda kaldığınız için, kendinizi evet demeye mecbur hissediyorsunuz. Çocukluktan bu yana, bireyler sosyalleşmelerini hayır demek üzerine değil; paylaşma, birlikte hareket etme gibi güdüler doğrultusunda evet demek üzerine kuruyor. Hayat da bu temel üzerine inşa edildiğinden, özellikle bazı insanlar için talepkar olmak zorlaşıyor. Aynı zamanda, başkaları tarafından beğenilme güdüsü de bu tutumda oldukça etkili oluyor. Genel istatistiklere göre de kadınlar bu konuda erkeklerden daha fazla evet demek zorunda kalıyor. Dahası, hayır diyemeyen insanlar, hayır demeyi bir uyumsuzluk göstergesi olarak algılayarak negatif bir tutum olduğuna kanaat getiriyor.
Hayır deme korkusu, sadece beynimizde olan bir durumdur. Eğer nasıl hayır demeniz gerektiğinden emin değilseniz, duruma göre aşağıdaki farklı ''hayır'' deme yollarını kullanabilirsiniz:
''Hayır'' Demenin Yolları
- ''Hayır'' demeniz gereken durumlarda ''hayır dersem en kötü ne olur?'' sorusu ile olabilecekleri düşünün. Örneğin; yakın arkadaşınızın sizi dışarda bir ortama sohbet etmeye çağırdığı bir günde; ona hayır derseniz size alacağı tepki, göstereceği kızgınlıklar gibi gerçek sebepleriniz olabilir.
- ''Hayır'' kelimesini doğru zamanlarda kullanın. Yine örneğimiz arkadaş olsun. Arkadaşınızın her sohbet isteğine sınır koymamalısınız tabi. Ancak gerçekten koymanız gerekli durumlarda ''hayır'' kelimesini kullanarak gerçek durumunuz ne ise sakince ifade edin.
- Ben dili kullanın. ''Hayır'' kelimesinin içinde bulunduğu bir cümlenin en yumuşatıcı hali ben kelimesi ile buluştuğu andır. Sizi dışarıdaki bir ortama sohbete çağıran arkadaşınıza ''üç gün önce buluştuk ve görüştük'' demek yerine, ''nasılsın'' kelimesini duyduğunuz anda gerçek durumunuzu yansıtan ''eşimle ve çocuklarla ilgilenmem gerekiyor'' gibi cümleler ile maça bir sıfır önde başlayın.
- Düşüncelerinizi susturmak ''hayır'' demenizin en kolay ancak uygulaması da bir o kadar zor yoludur. ''ben hayır dersem…'' ile başlayan ve diğerlerinin ne söyleyeceği ile biten cümleleri karşısında yine geri adım atmak istemiyorsanız düşünmeyi bırakmalısınız. Artık kendinizi düşünmenin vakti geldiğini ve kendini düşünmenin de en kolay sözcüğünün ''hayır'' olduğunu artık biliyorsunuz.
- ''Hayır, yapamam.'' cümlesini kullanın ''Hayır'' demenin en net hali. ''Hayır'' demek için çok fazla düşünmeyin ve bazen de direkt olarak ''hayır'' demeyi deneyin. Bunu yaptıktan sonra, karşılaştığınız tepkinin aslında hayal ettiğinizin yarısı kadar olmadığını bile göreceksiniz.
- Dürüst, açık, net ve kararlı olun. Yalana başvurmadan durumunuzu anlatarak net bir şekilde hayır deyin.
- Beden dilinizle de hayır deyin. Gözleriniz, duruşunuz ve ses tonunuz söylediklerinizle uyumlu olsun.
- Zaman isteyin. ''Önce biraz düşüneyim, sonra sana cevap veririm.'' Bu cümle, ''hayır'' demekten çok, ''belki'' demek anlamına gelir. Eğer size teklif edilen şey ilginizi çekiyorsa ama henüz ''evet'' demek istemiyorsanız, bu cümleyi kullanabilirsiniz.
- Liste yapın. Geçen hafta kaç kez ''evet'' dediğinizi listeleyin. Tamam dediğiniz şeylerden ötürü kendinize kızgın mısınız? Darılmış, gücenmiş ya da içerlemiş hissediyor musunuz? Maddi ya da manevi kayıplarınız var mı? Değerlendirin.
Instagram: instagram/volkanpelenk