Osteoporozun ortomoleküler (takviyeler ile) önlenmesi ve yönetimi
Kemik erimesi veya osteoporoz dediğimiz rahatsızlığın yetersiz beslenme, yetersiz hareket ve güneş ışığı eksikliğinden kaynaklı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden besin takviyeleri uzmanlar tarafından sık önerilir hale geldi. Peki, kemik güçlendirici bir takviyenin hangi bileşenleri içermesi gerekir ve maksimum sonuç için ne kadar kullanmamız önerilir?
D3 vitamini kalsiyumu emiyor
Kemik mineralizasyonu için elzem olan kolekalsiferol veya D3 vitaminidir: güneşten aldığımız vitamin, aktif formu olan 1.25 dihidroksikolekalsiferol aktivasyonundan sonra- özellikle kemik mineralleri kalsiyumun ve fosforun emilimini bağırsaklarımızda desteklemektedir. Bilhassa kış aylarında D vitamini eksikliğine çok sık rastlanmaktadır. Sadece D3 vitamini bazı durumlarda osteoporozun kırık olasılığını azaltabilmektedir. Bu yüzden D vitamini hem kemik sağlığı için önemli hem Covid-19 sürecinde bağışıklığımız için çok önemli hale gelmiştir.
K2 vitamini
Son yıllarda kemik sağlığı için K2 vitaminin en az D3 vitamini kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır. Osteokalsin aktivasyonu sonrası K2 vitamini kalsiyumu kandan çekip kemiklere depolar ve kemik dokusunun üretimini teşvik eder. Yani kemik sağlığı için K2 vitamini önemlidir. Şayet kalsiyum, bağırsaklarımız tarafından emildikten sonra, uzun bir süre kanda kalırsa damar sertliğine yol açabilir. Bu yüzden kemik yapımı için daha az aktif formu olan K1 vitamini pek tercih edilmemektedir. Ayrıca K2 vitamini ve D3 vitamini kemik takviyesinde kalsiyum tuzları tarafından okside olabilir ve böylece aktifliğini kaybedebilir. Şayet ekstradan E vitamini alınırsa (karışık tokoferollerden oluşan) bu durum engellenebilir.
İyi emilen kemik mineralleri
Osteoporozun önlenmesinde D3 vitamini ve K2 vitamini dışında önemli mineraller olan kalsiyum ve magnezyum iyi bir besin takviyesinde yer almalıdır. Tabi bu minerallerin emilimi iyi olmalıdır. Birçok besin takviyeleri zor emilen kalsiyum bikarbonat içerir. Mide asidi yetersizliğinde bu formun çok zor parçalandığı bilinmektedir.
Deniz yosunu Lithothamnium calcareum çok iyi bir kalsiyum ve magnezyum kaynağıdır. Lithothamnium calcareum kalsiyum bikarbonata göre daha iyi emilmektedir. Kalsiyum sitrat ve magnezyum sitrat formları da iyi bir emilim için uygundur.
Bor kemik yıkımını engelliyor
Kemik güçlendirici besin takviyelerinde daha az bilinen bor minerali de aslında idealdir. Bor, D3 vitamini aktivasyonunu sağlayıp kalsiyum emilimine katkı sağlar. Ayrıca östrojen ve testosteron hormonların kemik yıkımını frenlemesi için, bor mineralinin bu hormonların çalışmasını desteklemesi gerekir. İlaveten bor idrar yoluyla, kalsiyum ve magnezyum kaybını azaltır.
Her ne kadar yukarıda saydığımız mikro besinler osteoporozun önlenmesinde katkı sağlasalar da, osteoporozda kolajen kaybı yaşanmaktadır. Bu kaybı önlemek için kolajen takviyesi almak çok önemlidir. Tabi buna ek olarak C vitamini takviyesini de unutmamalıyız malum kolajen yapımı için önemli bir vitamindir.
Sağlıklı günler dileği ile…
Uzm. Dyt. Emel Yılmaz
www.emelyilmaz.com.tr