Yazarlar
Merhaba,
Rivayet 2 şekilde sunulur. İlki pırasayı çok seven Arnavutlar çok fazla doyduklarını anlatmak için "Mori pırasa bile olsa yemem" diğeri ise yine kendi tatlıları "Brassa (baklava) olsa yemem" derlermiş. Hangisi doğru bilinmez ama pırasa olmadan yaşayamadıkları bir gerçek.:)
Gurmeden geçmenin pırasasının da tadı, tuzu ve kıvamı çok yerinde oldu. Böylece güzel bir süslemeyi hak etti. Soframıza çiçekler açtı, bahar geldi:)
MALZEMELER:
Pırasa
Havuç
Zeytinyağı
Tuz, kesme şeker
Pirinç
Limon
YAPILIŞI:
Pırasaların inceleri seçilir (1 kg.), yıkanır. Bu kez ilk defa pırasa ve 2 küçük havucu uzun uzun çubuk şeklinde doğradım. Düdüklü tencereye doğradığım pırasaları koyup, üzerine 1 yemek kaşığı tepeleme pirinç, 1 çay bardağı sızma zeytinyağ, 1 tatlı kaşığı tuz, 3 adet kesme şeker ve pırasalarla aynı hizada su ilave edilir. Ben hiç soğan koymuyorum. Rahmetli babaannem onun kendisi soğan derdi.:) Tüm malzeme çiğden düdüklü tencerede yaklaşık 20-25 dakika pişirilir. Havuç ve pırasalar helme gibi olup, suyunu çekince ateşten indirilir.
Limon ile servis edilir. Yine tüm zeytinyağlılar gibi dinlenmesine fırsat verilmeli derim.
Afiyet olsun.
Instagram:
Haberin Devamı