Merhabalar,
Doğanın yeryüzüne sunduğu en değerli armağanlardan biri de zeytindir.
Zeytin ve türevleri kahvaltı sofralarımın vazgeçilmezidir.
Yani zeytini ailece önemseriz ve gereken ilgiyi, itibarı fazlasıyla gösteririz.:)
Aslında çok eski çağlardan beri bilinen ve kullanılan mitolojik bir meyvedir.
Bu yüzden de zeytin üstüne yazılmış efsaneler Athena’dan Herakles’e kadar uzanır.
Ölümsüz ağaç da denilen bu ağacın sunduğu, muhteşem sıvıyla tarih ve insanlık hayat bulmuştur.
Zeytinyağ, Akdeniz uygarlığının simgesi, sofralarımızın ise lezzet ve sağlık abidesidir.
Ünlü tarihçi Homeros’un zeytinyağına “sıvı altın” yakıştırması o zamanlar mucizevi bir iksir olduğundandır, ama günümüzde de fiyatı açısından tam karşılığını bulmuş bir benzetmedir.:)
Bizim kültürümüzde zeytinyağlı yemekler mutfağımızda her zaman özel bir yere sahip olmuştur.
Hatta menümüzdeki “zeytinyağlı yemekler kategorisi” bir tek Türk Mutfağına özgü bir kavramdır diye söylenir.
Şimdi gelelim bugünkü zeytinyağlımıza;
Bezelyeler kış için torbalara kondu, bir poşet de akşam için pişirildi.