Merhabalar,

Çocukluğumuzda hemen herkesin okuduğu Küçük Prens, çocukların gözünden büyüklerin dünyasının anlatıldığı fantastik mini bir öyküdür.

Kitap, her ne kadar basit bir dille anlatılmışsa da göndermeler ancak büyüklerin anlayacağı şekilde derin anlamlar içeriyor.

Bu yüzden hem çocuklar hem büyükler için felsefi bir kitap diyebiliriz. Kitapta, Küçük Prensin ağzından insanların hatalarını, hayata bakış açılarını ve

büyüdükleri zaman nasıl hayal güçlerini, çocuk ruhlarını yitirdikleri vurgulamaktadır.

Haberin Devamı

Biraz içeriğinden de bahsedelim; Yazarın uçağı bozulur ve Sahra Çölüne iniş yapmak zorunda kalır. Çölde Küçük Prens ile karşılaşır.

Küçük Prens yazara tek başına yaşadığı gezegenini ve maceralarını anlatmaya başlar.

Gezegeninde çok sevdiği güle özenle bakar ve gülüne nasıl daha faydalı olabileceğinin yollarını araştırmak istediği için 6 ayrı gezegeni dolaşır.

Bu gezilerinde kralı, sanatçıyı, sarhoşu, iş adamını, fenerciyi, coğrafyacıyı tanıma fırsatı bulur, ama hepsinden mutsuz ayrılır.

Son gezegen ise dünyadır. Dünya, diğerlerinden farklı olarak büyük ve kalabalık bir gezegendir.

insanların kendi değerlerinden daha çok giysileriyle anlam ve değer kazandıkları bir yerdir.

Kitabın sonunda yazar yaşam felsefesini şöyle ortaya koyar.

"Hoşça kal. İşte sana bir sır, çok basit bir şey: İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir.
Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez." der arka kapağına.
Bizde de bu sözün karşılığı bizde gönül gözüyle görmek değil midir?
Dahası sizlerin, çocuklarınızın, sevdiklerinizin yorumu.
Bizim prensimizin malzemeleri ise ; Krep, tost kaşarı, hamburger kaşarı, domates, nane, kapya biber, yeşil zeytin.
Afiyet olsun.