İçinden geçtiğimiz zor günlerde öyle düşünüyorum ki hepimiz doğanın değerini birazda olsa anladık ve biz insanlar dışarı çıkmayı bıraktığımızda nasıl temizlendiğini hepimiz görmüş olduk. Bu gün tamda yeri gelmişken size daha önce yapılmış olan çok önemli bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Eğer biraz olsun atık yönetimine ilginiz yoksa muhtemelen biraz sonra bahsedeceklerimi daha önce hiç duymadınız.
Şöyle ki yapılan bir araştırma sonucu insanların 12 ay içerisinde tükettiği doğal kaynakları, doğa yeniden yerine koymak için 15 aya ihtiyaç duyuyormuş. Fakat bu durum 1961 yılında böyle. Durumu biraz daha basit bir dille atlatmak gerekirse; 1961 yılında insanlar her yıl doğanın biyolojik üretkenliğinin %70'ini kullanmış. Ve kötü haber 2000'lere gelindiğinde bu durum %125'lere kadar çıkıyor.
Daha kötü bir haber bu düzen böyle bilinçsizce gitmeye devam ederse bir şeylerin yok olmaması, son bulmaması imkansız.
İmkansız.
Hiç kimseden dünyayı kurtaran adam olması bekleyemeyiz öyle ki bu durumun düzelmesi için çok büyük çalışmalar, çok büyük bilinçlenmeler gerekli. Fakat bir bireyin, beş bireyin, on bireyin, her bireyin bilinçlenmesi kabul edelim çok büyük bir çalışma olur. Herkesin evinde yapacağı küçücük bir rutin değişikliği kocaman bir kurtarma çalışmasının parçası olabilir. Ve size bir şey söyleyeyim mi?
Bu hiç birimizin hobi olarak ya da yapmak için yapacağımız bir şey değil. Aslında yapmakla borçlu olduğumuz bir şey. Aslında yapmak zorunda olduğumuz bir şey!
Geçen günlerde bir video izledim. Korona virüsten kurtulup taburcu olan yaşlı bir amca şöyle diyordu:
''Günlerce hastanede tedavi gördüm ve sonunda iyileştim. Çıkarken orada kaldığım süre boyunca kullandığım oksijen makinesi için epey yüklü bir para öderken fark ettim ki bize bedava sunulan o muazzam oksijen için, nefes için hiç bir zaman küçücük bir teşekkür bile etmemişim.''
Tokat gibi bir cümle değil mi?
Peki bizler meyvesini yediğimiz,gölgesinde oturduğumuz ağaçların daha az kesilmesi için bu güne kadar ne yaptık?
İyilik yapmanın, yararlı olmanın ve en hayati şeylerin bedava olduğunu fark edebileceğimiz, elimizi taşın altına koyabileceğimiz ve doğa anaya olan borcumuzu ödeyebileceğimiz güzel günlere...
Tuğçe Çalışkanlerler Ercan