Oğlum Bilgisayara, Telefona ve Tablete Saldırıyor

Okurlarımdan Amir, küçük oğlunun ekran kullanımıyla ilgili sorun yaşıyor. Amir taa İran’dan yazıyor…

Eşim ve 3 yaşında oğlumuzla birlikte İran’da, Urmiye sehrinde yaşıyoruz. Oğlum Canalp bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar gibi cihazları kullandığımızda sabırsızca saldırıp elimizden almaya çalışıyor. Bu duruma bir çözüm getiremedik şimdiye kadar. Bu konuyla ilgili tecrübelerinizi cok merak ediyoruz.

Selam Amir,

Çocukların ekran kullanımıyla ilgili sorunu nasıl yanıtlayacağımı düşünürken kendimi birden çok yaşlı hissetim ?? Neden mi? Bizim neslin ekran kullanımıyla, çocuklarımızın ekran kullanımı arasında dağlar kadar fark var. Televizyonun renksiz olduğu zamanı hayal meyal hatırlıyorum. Bilgisayarla üniversite çağında tanıştım. Babam ilk bilgisayarımızı eve getirdiğinde fare (mouse) tutmayı bilmiyordum. Cep telefonları çıktığında gereksiz olduğunu düşünmüştüm. Bana göre insan ya işinde ya da evinde olurdu, her ikisinde de sabit telefonlar varsa cep telefonuna ne gerek vardı… Sokağa çıktığımızda biriyle buluşacaksak trafiği de göz önüne alarak yer/saat bildirir, genelde sorun yaşamazdık. Zaman ne kadar çabuk değişti. Hayatımıza belli bir yaştan sonra girseler de şu anda tüm bu elektronik cihazlar ayrılmaz bir parçamız.

Haberin Devamı

Oğluma bakıyorum. Televizyon, cep telefonu, tablet ve akıllı telefon gibi aygıtlar doğumundan beri var. Hepsini kullanmasını biliyor ve eminim ilerleyen senelerde bizden daha iyi kullanır duruma gelecek. Teknoloji yaşantımıza pek çok fayda kattığı gibi daha önce gündemde olmayan bazı sorunlara da yol açıyor. “Madem teknoloji sorun yaratıyor, kullanmayıversinler!” diye işin içinden çıkmak kolay, pratik ya da doğru değil. Bunun yerine bilinçli pek çok aile çocuklarının ekran kullanımını denetleme yoluna gidiyor. Çocuğun uygun içeriğe, uygun süre boyunca erişmesine izin veriyor.

Amir’in sorusundan hareketle, ekran kullanımı konusunda ailelere yardımcı olacak bazı önerilerim olacak. Sorunun aslında iki yönü olabileceğini düşünüyorum. Birincisi, çocuğun ekran kullanımının makul bir sürede ve uygun içerikte olması, ikincisi, çocuğun teknolojik aletleri kullanırken doğru davranışlar sergilemesi… Çocukların ekranla ilgili olumsuz davranışlarının da sebeplerini ele alıp, bunlara çözümler bulmaya çalışacağım.

Haberin Devamı

Milliyet

Çocuğunuzun Ekran Süresini ve İçeriğini Belirlemek

Uzmanlar 2 yaş altı çocukların televizyon, bilgisayar, tablet, telefon gibi cihazları hiç kullanmamasını, bu cihazlara maruz kalmamasını öneriyor. Ben de kendi oğlum için bu uyarıyı büyük ölçüde uyguladım. Çocuk ne kadar küçükse bu konuda düzen oluşturmak o kadar kolay. Örneğin onun ayakta olduğu saatlerde televizyonu açmayın. Bilgisayar/tablet gibi cihazları onun eline vermediğiniz gibi, siz de onun yanında elinize almayın. Telefonu sadece birinden telefon geldiği zaman kullanın. Diğer zamanlarda çocuğun erişemeyeceği bir noktada tutun. Sürekli telefon ekranına bakarak zamanınızı geçirip, çocuğa bunun doğal birşey olduğu izlenimini vermeyin. Zaten özellikle bir yaşın altında çocuğun yemeğiydi, uykusuydu, oyunuydu, ev işleriydi derken gün içinde kendinize ayırabileceğiniz zaman neredeyse kalmıyor. Siz de benim gibi elektronik cihazları kullanmayı seviyorsanız, kullanımınızı çocuğunuzun uyku saatlerine denk getirebilirsiniz. Can iki yaşından önce ben çoğunlukla böyle yaptım.

Haberin Devamı

İki yaşından sonra Can’ın kontrollü olarak televizyon, bilgisayar ve cep telefonu erişimine izin verdik. Siz de kendi bakış açınız ve koşullarınız dahilinde çocuğuzun ekran erişimi koşullarını belirleyin. Bu konuda bizim yaklaşımımızı daha önce uzun uzun yazdığım için tekrar aynı noktaları dile getirmeyeceğim. Can’ın hangi cihazlara, hangi programlara, ne kadar süreyle eriştiğini Amerika’da Oğlumun Okul Öncesi Medya Erişimi – 1 ve Amerika’da Oğlumun Okul Öncesi Medya Erişimi – 2 yazılarımdan okuyabilirsiniz. Şu anda Can 4,5 yaşında ve hala linkteki yazılarımda bahsettiğim şekilde elektronik cihazlara erişiyor. Sadece sevdiği televizyon programlarına birkaç program daha eklendi. Ayrıca o yazılarımdan farklı olarak iki gün önce iPad aldık. iPad’a daha önce test ederek onayladığımız, Can’ın yaşına uygun bazı uygulamaları yükledik. Evimizde bulunan diğer tüm teknolojik cihazlar gibi Can’ın iPad’e erişimini de günlük toplam ekran erişim süresinin bir parçası olarak kabul ederek, belli süreler dahilinde tutacağız.

Çocuğun ekran süresini belirlerken en büyük handikap bizzat biz evbeveynlerin yaklaşımından kaynaklanıyor. Bugün sokağa çıkıp, sosyal ortamlara girdiğimizde pek çok çocuğun elinde akıllı telefon ya da tablet, gözler ekrana kilitlenmiş, dünyadan kopuk bir şekilde ebeveynlerinin yanında oturuyor, birşeyler oynuyor ya da izliyorlar. Evdeki durum da farklı değil. Çocuğun ekran kullanımını sınırlandırmak istiyoruz ama -eğri oturup, doğru konuşalım- evde oluşan sessizlik ortamı bizim de işimize geliyor. Dışarıda restoranda yemek yerken geçirilecek birkaç saati hadi konu dışında tutalım. Ama evde çocuğumuzun ekran başında ne kadar zaman geçirdiğini, ne kadar süreden sonra ekranın faydalı/eğlenceli/eğitici bir araç olmaktan çıkıp amaç haline geldiğini önce kendimiz sorgulayalım. Elektronik cihazlar çocuk bakıcısı ya da çocuğumuzun en iyi arkadaşı haline geldiyse orada durup düşünmekte fayda var.

Çocuğun uygun içeriğe erişmesi konusunda da, piyasada bilgisayar, tablet ve cep telefonu kullanımını sınırlayan pek çok uygulama var. Eğer çocuğunuz yeterince büyükse ve bu cihazları kullanırken başında durma şansınız yoksa, bu uygulamaları kullanarak çocuğunuzun ekran karşısında geçireceği zamanı ve erişebileceği uygulamaları sınırlayın. Örneğin iPad ayarlar menüsünün altında kısıtlamaları belirleyebileceğiniz şifreli bir alan var. Bilgisayarla internet erişiminde internet tarayıcınıza aile kontrolü ekleyin. Televizyonu kullanma süresi dolunca mutlaka kapayın ve çocuğun kanallar arasında serbestçe dolaşmasına izin vermeyin. Çocuğun yaşına uygun olmayan video oyunlarını çocuk ne kadar ısrar ederse etsin satın almayın. İlkokul öncesi çocukların cihaz kullanımı sırasındaysa birebir yanında olun. Ekranda olan bitenler sizin kontrolünüzde olsun. Ekranda aniden beklemediğiniz bir içerik çıkarsa (uygun olmayan bir reklam ya da görüntü) bu içeriği çocuğun kendi kafasının içinde yorumlamasına izin vermeyin. Mutlaka çocuğa uygun bir biçimde açıklayın.

Bunun dışında televizyon ve bilgisayar gibi elektronik cihazları özellikle okul öncesi çağdaki çocuğunuzun odasına lütfen koymayın. Bu cihazlar salon gibi ortak alanlarda bulunsun. Böylece hem kontrollü kullanım sağlanır, hem de cihazların yaydığı manyetik dalgaların sağlık üzerindeki olumsuz etkisi azalmış olur. Ayrıca yemek saati gibi saatlerde tüm cihazları kapatarak ailece yüzyüze zaman geçirin.

Çocuğunuzun Ekran Kullanırken İstenmeyen Davranışları ve Çözümleri

Amir’in tarif ettiği gibi çocukların elektronik aletlere saldırmasını son dönemde pek çok ailede gözlemliyorum. Eğer bu davranış rahatsız edici boyutlara gelmişse, davranışın kökenine inerek nedeni tespit edilmeli ve nedene bağlı olarak çözüm yaratılmaya çalışılmalı diye düşünüyorum. Amir’in yazdığı mesaj kısa olduğu ve fazla detaylı olmadığı için Canalp’in bu şekilde davranmasının altında yatan koşulları bilmiyorum. Ancak her aile duruma eleştirel bir gözle bakarak sorunları tespit edebilir. Çocukların elektronik cihazlar çevresinde hırçın davranışlarının nedenlerinden bazıları şunlar olabilir:

  • Dikkat çekme: Çocuk ebeveynlerin dikkatini cihazlardan uzaklaştırarak kendisine çevirmek istiyor olabilir. Burada iğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batırmalıyız. Biz acaba ekran kullanımımızı ne seviyede tutuyoruz? Büyük çocuklar kendi başlarına oyalanacak pek çok aktivite bulabilir. Ancak ufak çocuklar ebeveynlerinin ilgisini ister. Sürekli ekrana bakan, iletişimi kesmiş bir anne/baba sadece çocuk için değil, aynı evde olup ekranı kullanmayan tüm bireyler için sevimsiz bir durum. Yetişkinler bu durumda sizinle konuşup sitem ederek duygularını dile getirebilirken, küçük çocuklarda çözümlenemeyen duygular hırçınlık yaratabilir. Çocuk bu durumda anne/babanın elindeki cihaza saldırarak, onu elinden bırakmasını isteyebilir. Çocuğun dilinde bu davranış “Dikkatini bana ver!” demektir. ÇÖZÜM: Kendimizi samimi bir şekilde eleştirerek çocuğa gün içinde yeterli dikkati verip vermediğimizi sorgulayalım. Elbette gün boyunca sadece çocukla oynamak pratik olmayabilir. Ancak gün içinde belli bir süre kesintisiz olarak çocuğumuzla oyun oynamaya ayırmalı ve özellikle çocuğun yatak saatine yakın saatlerde tüm ekranlardan uzak, birebir zaman geçirmeliyiz. Uyku rutinini uygulamak, beraberce kitap okumak güzel aktivitelerden olabilir.
  • Merak: Çocuk elektronik cihazların eğlenceli bir zaman geçirme aracı olduğunu keşfetmiş ve kendisi kullanmak için sabırsızlanıyor olabilir. Elektroniklerin hassas/pahalı cihazlar olduğunu bilmediği için diğer oyuncaklarını oynar gibi heyecanlı bir şekilde eline alabilir. ÇÖZÜM: Öncelikle çocuğun ekran kullanma süresi ve içeriğini sizin kendi aranızda konuşarak belirleyin. Daha sonra yaşına uygun olarak ne kadar süre ekran kullanabileceği ve hangi programları izleyebileceği/oynayabileceğini çocuğunuza anlatın. Uygun olmayan içeriğe erişimini mutlaka kısıtlayın. İçerik erişim süresi konusunda da tutarlı ve kararlı olun, süreyi esnetmeyin. Ayrıca elektronik cihazların hassas olduğunu, kolayca kırılabileceğini, kırıldığı zaman kolayca alınamayabileceği söyleyin. Hemen her konuda çerçevesi belirlenmiş kurallar olduğunda çocuklar rahatlar. Kendisine güvenilirse ve tutarlı davranılırsa kurallara uymaya çalışır. Ancak tutarlılık gerçekten şart. Yani anne/baba ya da çocuğun bakımında rol oynayan aile büyükleri/bakıcılar ayrı tellerden çalmamalı. Anne televizyonu kaparken baba açıyorsa, anne televizyonu tekrar kapadığında çocuk ağlayıp, hırçın davranabilir. Çocuğunuz kendisine ayrılan sürenin sonunda cihazı bırakmak istemiyorsa cihazı elinden alarak uzağa kaldırın/kapatın ve onu başka oyunlara yönlendirin. Gerekirse çocuğunuzla beraber bir oyuncakla oynamaya başlamak güzel bir dikkat dağıtma yöntemi olabilir. Çocuğunuz kimi zaman ekranı neden daha çok kullanamadığını soracak/ısrar edecek. Bu durumda “Ben istemiyorum. İşte o kadar!” gibi olumsuz bir yaklaşım yerine, “Hiçbir elektronik cihazı belli bir sürenin dışında kullanmıyoruz. Bu sağlıklı değil. Yapabilecek daha pek çok eğlenceli aktivitemiz, harika oyuncaklarımız var.” gibi bir yanıt vermemiz daha doğru bence. Tabii çocuğu bu şekilde yönlendirirken kendi davranışımız da bununla uyumlu olmalı. Çocuğu kısıtlarken kendimiz ekran başında saatlerimizi harcıyorsak verilen mesajın güvenilirliği/uygulanabilirliği kalmaz.
  • Davranış kopyalama: Elektronik cihazların anne/baba/büyük kardeşler arasında çekişildiğini görüp, onların davranışlarını taklit ediyor olabilir. Çocuklar söylenenden çok birebir gördükleri örnekleri kopyalama eğilimindedir. Anne/baba cihazları kullanırken belli bir sıra gözetmiyorsa, cihaz kapanın elinde kalıyorsa, cihazı kullanma süreleri konusunda tartışmalar çıkıyorsa çocuk da bu davranışları kopyalamak isteyebilir. ÇÖZÜM: Yine iğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batıralım. Elektronikleri kullanırken çocuğumuzun nasıl davranmasını istiyorsak, kendimiz de o şekilde davranalım. Evdeki herkesin elektronik cihaz kullanma kurallarına uyması ve çocuğun kullanma süresi geldiğinde -acil bir durum olmadığı sürece- onun elinden alınmaması en güzeli bence. Böylece çocuk saygı kuralları çerçevesinde, sıra gözeterek ortak eşyaları kullanmaya alışır. Hırçın yaklaşımlar azalır.

Amir,

Oğlun Canalp’in elektronik cihazlara yaklaşımıyla ilgili sorduğun soruyu bu şekilde yanıtlamaya çalıştım. Teknoloji kullanımı konusunda hepimizin belli alışkanlıkları var. Ancak çocuğumuz olduktan sonra hem kendi sağlığımız, hem de çocuğumuzun sağlığı için davranışlarımızın bir kısmını değiştiriyoruz. Teknolojiyi kullanmak da buna dahil. Çocuğumuzun ekran kullanımı için ailece kurallar koymak, bu kuralları çocuğa açıklamak ve tutarlı/sabırlı bir şekilde uygulamak şart. Ayrıca hassas cihazların nasıl kullanılacağını öğretmek, doğru davranışlarımızla çocuğumuza en başta kendimiz örnek olmak da hepimizin hayatını kolaylaştırır diye düşünüyorum.

Sevgiler,

Tanla
Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> @Bebek_ve_Ben
Pinterest>> bebekveben
Google+>> bebekveben

Önemli notlar: Bu blogdaki yazılar bir anne olarak kişisel tecrübelerimden oluşmaktadır. Doktor veya tıbbi ehliyete sahip bir kişinin tavsiyesi niteliğinde değildir. Lütfen sağlık konularında karar vermeden önce araştırmalarınızı yapın, sağduyunuzu dinleyin ve doktorunuza danışın.