Uyarı! Bu yazı bazı okurlar için rahatsız edici olabilir. Ha sonra “Aman kardeşim, okudum da midem kalktı”, “Püüü! boyun devrilmesin. Başka konu mu kalmadı?”, “Teee! bayram ertesi içim bi tuhaf oldu.” falan diye başımın etini yemeyin. Ben duyduğumu aktarıyorum. Elçiye zeval olmaz. Ve hatta istemeyen okumasın kardeşim.
Heh! Midesi hassas olanlar, eli ağzında gezenler ayrıldığına göre, kalanlar şöyle bir toplaşsın. Fikir dağıtımı başlıyor. Yalnız lütfen, aramızda konuşmayalım. Şşş! Arka sıralar! Komik olan birşey varsa bize de söyleyin, biz de gülelim. Neyse, hunileri çıkarın, fazla uzatmadan konuyu ılık ılık zihinlerinize akıtıyorum:
Dünya trendlerinden sizleri haberdar etmeyi ilke edinmiş BebekveBen’den müthiş bir bilgilendirme hizmeti daha: “Plasentanızı nasıl alırdınız?” ya da amiyane tabirle “Ekmek arası plasenta“… Plasenta dedim huuu! Şaka yapmıyorum. Hani hamileliğimiz boyunca bebeğimizi beslediğimiz, ona oksijen sağladığımız, “döleşi” ve “son” olarak da bildiğimiz şey. Doğumun son aşamasında doğurularak vücuttan atılan bu organ, ister inanın, ister inanmayın, Amerika dahil bazı ülkelerde şifa niyetine yeniyor. Hem de bizzat anne tarafından…
Örnek vermek gerekirse… Severek izlediğimiz Mad Man dizisinin müthiş kıvrımlı hatunu January Jones kendi plasentasını ham-hum yemiş. Valla January’nin plasentasını ikram etseler şahsen ben de ikiletmeden yerdim. Bakarsın kök hücre falan hesabına biraz güzellik, dişilik bulaşır.
Sonracığıma eski karısı Katie’ye aşkını talk showcu Oprah’nın koltuğunda 5 yaşında çocuklar gibi ter ter tepinerek dünyaya ilan eden, sonra da ismini yeterince cool bulmadığı için, kadını zorla Kate diye çağıran Tom Cruise abimiz; kızı Suri doğmadan önce yaptığı bir açıklamada, hanımı Katie’nin plasentasına talip olduğunu söylemişti. Sonra gerçekten yedi mi pek takip edemedim ama, benden çok olmasın, egzantirik adamdır kendisi… Yapmış mıdır? Yapmıştır.
Son olarak da Hollywood’da her taşın altından çıkasıca, manitası Kanye West tarafından “Walk of Fame”de yıldızlara layık görülesice ve hatta bir tarihte gençleşmek için yüzüne kendi kanını enjekte ettiren Kim Kardashian sadece kendine değil, tüm ailesine plasenta yedirmeyi amel edinmişti. Reality show’unun bir bölümünde ailesini yemeğe davet eden hanım kızımız, sofradaki etin görünüşünden kıllanan üvey babası “Bu ne yav?” diye sorunca, “Yi babacım, kavurma, kendi ellerimle yaptım” diyerek güven aşılayıp, hepsine şüpheli eti yedirmiş, sonra da “La et değil la o, plasenta” diyerek yemek partisini toplu kusma partisine dönüştürmüştü. Showun finalinde şaka yaptığını açıklasa da, ben o kısmına pek odaklanamadım, zira salonumdaki halıdan kendi kusmuğumu temizliyordum.
Gördüğünüz gibi 1. dünya ülkelerinde kaynaklar bol. Millet plasentayı hamuduyla götürüyor. Nedennn? Nasılll? Iykkkk! kısmı az sonra…
Neden Yav?
Önce olayı biraz normalleştirelim. Memeli hayvanların doğumuna tanık olanlarımız belki vardır aramızda. Örneğin bir kedinin, köy yerinde bir atın veya bir koyunun doğumunu belki görmüş ya da nahoş konuları topluluk içerisinde konuşarak milletin midesini kaldırmayı iş edinmiş ihtiyar türlerinden duymuşsunuzdur. (şirkette arkadaşlarınızla tanıştırmaya götürdüğünüzde, ayak parmağının arasındaki nasırın rengini anlatan ya da baklavaya çatalı takıp, ağzınıza götürmek üzereyken basur kremi siparişi veren ihtiyarlar da aynılarıdır. Uzak durunuz.) Neyse, diyorduk ki, memeli hayvanların ekserisi yavrularını doğduktan sonra kendi plasentalarını yerler. E, tabiatta mevcutsa vardır bir hikmeti. Öyleyse memeli bir canlı olan insan da neden kendi plasentasını yemesin ki? Değil mi efeeem? Bakınız mantık…
Geleneksel Çin tıbbında plasenta yüzyıllardır mucizevi bir ilaç olarak kullanılıyor. “Aman onları bana referans verme. O çekik gözlüler sokaktaki kediyi, köpeği de yiyorlar” demeyin. Çünkü yukarıda da anlattığım üzere, olay orayla sınırlı kalmamış, batılı ülkelere de bulaşmış durumda. Şu aralar bizzat Amerika’da doğumdan sonra plasenta yemek yükselen trend.
Neden mi? Şifa yavrum, şifa… O yüzden…
Plasentanın,
- Vücuttaki demir seviyesini artırdığı
- Enerji verdiği
- Doğumdan sonraki kanamaları azalttığı
- Anne sütü üretimini artırdığı
- Doğum sonrası (postpartum) döneminde bunalıma girmeyi önlediği
- Rahmin hamilelikten önceki haline dönüşünü hızlandırdığı
- Menapozda yardımcı olduğu söyleniyor.
Bana sorarsanız, valla bizzat denemedim. Zira doğumdan sonra bırakın plasenta yemeyi, yemeklerin feriştahını getirseler bir tepikte tepsiyi devirecek haldeydim. “Rahat bırakın beni hüleeeeeyn, 3 gün 3 gece uyuyacam!” diye bir bağırışım varmış, yanıma yaklaşmaya korkmuşlar. Hatta teperim diye, çocuğu emzirtmeye bile tek kollarını siper ederek yanaşmışlar. Plasentam da bu arada kim vurduya gitmiş. Hüngürt! Bilseydim önceden tedbirimi alır, düdüklü tenceremi yanımda getirirdim. Kısmet değilmiş.
Nasıl Olacak Bu İş Hocam?
İşte meraklısı için plasenta tarifi: Önce plasentamızı kuşbaşı kesiyoruz. 1 orta boy soğanı tavada pembeleşinceye kadar çeviriyoruz. Ardından plasentayı ekleyip, çevire çevire kavuruyoruz. Bir taze ekmeği ortasından bölerek… Yok la, siz de herşeye atlıyorsunuz. Plasenta yemenin de bir usulü var…
- Kapsül: Kurutulup, toz haline getirilip, ilaç kapsüllerine konarak. Bu usülle 75-200 arasında kapsül elde ediliyor. Günde 2-4 tane tüketerek 5-6 hafta kullanılabiliyor.
Smoothie: Muz, çilek, böğürtlen gibi meyveler ve su ile smoothie haline getirilerek. Ehhh, Fear Factor’de yılanı, böceği yerken iyi oluyor da, bulmuşuz mis gibi plasentayı bir smoothie yapıp içmeyelim mi?
- Esans: Bir parça plasenta suda bekletilip, süzülüp, içine saf alkol katılarak. Daha sonra bu esans içeceğiniz suyun içine birkaç damla damlatılarak kullanılıyor. Valla onu bunu bilmem de, lohusa haliyle bu iyi kafa yapabilir. (Kendi kendime not: Bir dahaki hamilelikte denenecek.)
- Krem: Plasenta tozu, su, badem yağı, avakado yağı gibi yağlarla karıştırıp krem haline getirerek. Elbette kremi avuçlayıp yemiyoruz. Her normal insan evladı gibi elimize-yüzümüze güzelce bulayıp, plasentanın gıdasından faydalanıyoruz.
Iykkkk! kısmını da mı anlatacaktım? Sizden de birşey kaçmıyor kardeşim. İşte ben nedenini, nasılını anlattım, siz de ara-ara ıykkk! dediniz. Yetmez mi?
Şaka bir yana, bilirsiniz beni, her yazımda okurlarıma bir ölçek ilim-irfan serpiştirmezsem rahat edemem. Plasentanın ilmine gelince… Bilimsel bir yanı yok kardeşim. Hepsi palavra. Fare deneyleri dışında plasenta yemenin insanlar üzerinde kanıtlanmış, bilimsel bir faydası yok. Ancak plasenta işini ticarete dökmüş olan tüccarlar, kadınlara kendi iç organlarını yedirmek için adam başı $200 kesiyorlar. Parasını savurmak isteyene…
“Aman efendim, lohusalıkta depresyona iyi geliyormuş” falan diyenler bana adreslerini bildirsin. Onlara şık bir şişeye konulmuş kapsüller içinde toz şeker göndereyim. Plasenta hapı niyetine içsinler. Postpartum depresyonları 1 haftada düzelmezse namussuzum. (Buna da plasebo etkisi deniyor. Bak bu tamamen bilimsel.)
Eveeet, bugünkü akıl-fikir dağıtımı bitmiştir. Dağılabilirsiniz arkadaşlar. Hamile olanlar salondan çıkarken plasentalarını bir zahmet köşedeki kovaya bıraksın. Siz yemezseniz, yiyen birini buluruz…
Sevgiler,
Tanla
Diğer yazılarım için>> BebekveBen.com
Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> @Bebek_ve_Ben
Pinterest>> bebekveben