Açıkçası bu yazıyı yazmam tahmin ettiğimden uzun bir zaman aldı. Evet, biraz uzun bir yazı… Ancak vermek istediklerimi daha kısa bir şekilde veremeyeceğimi düşündüm. Bir yandan da acaba okunacak mı? Birilerine fayda sağlayacak mı? diye düşünmeden de edemedim. Anne blogu denince “Yaz tatilimiz pek hoş geçti, buyurun kumsaldaki ayak fotom”, “Ben doğurdum diye söylemiyorum ama benim velet feci tatlı”, “Birinci doğumgünümüzden hamur işleri” kıvamındaki yazılar çok daha fazla ilgi görüyor. Ben de bazen o tür yazıları keyifle yazıyorum. Lakin annelik bundan ibaret değil. Annelerin çok daha farklı ve geniş ilgi alanları olduğuna inanmak istiyorum. Bununla beraber, aşağıda okuyacağınız (okuyacaksınız değil mi?) türdeki yazılarımdan sonra oluşan derin sessizlik beni şüpheye düşürüyor. Bu nedenle bu sefer, eğer kabul ederseniz, ufak bir deneme yapacağım. Bu yazıyı okuduysanız, ne düşündüğünüzü 2 satır da olsa, yorum olarak bırakın. Destan yazmanıza gerek yok. “Faydalı oldu” deseniz bile yeterli… May the force be with you!
Sosyal medyada gözlediğim meşhur tavuk tartışmasından hareketle, birkaç gün önce, “ ve” konularında bir yazı yazmıştım. Bununla beraber o yazımda özetle, “Bloggerın herhangi bir konuda yazmak için o konunun uzmanı olmasına ve kaynak göstermesine gerek yoktur.” tezini savunmuştum.
Elbette uzun yazının içinden kısa bir cümleyi cımbızla çekince eleştiri oklarının hedefi olabilirsiniz. Nitekim o yazının tamamı okununca “Uzman olmasına ve kaynak göstermesine gerek yoktur. Ama…” şeklinde devamı da var. Aynı tartışmaları burada tekrarlamayacağım. Bugün o ilk yazımı bütünleyici bazı bilgiler vereceğim. İlk yazımda bilimsel bilgiyi ararken annelerin nereye bakmaması ya da hangi kaynaklardan çok fazla bir medet ummaması gerektiğini yazmıştım. Bu yazımda da nereye bakılması gerektiğini anlatacağım. Kısacası bu yazım sağlık, eğitim, beslenme gibi ailemizin şimdi ve gelecekteki varlığını, bütünlüğünü etkileyen konularda “Bilimsel bilgiye ihtiyacımız olduğunda ne yapmalıyız? Hangi kaynaklara başvurmalıyız? Bulduğumuz kaynakları nasıl değerlendirmeliyiz? Hangilerini ciddiye almalıyız?” konularında olacak.
Özellikle belirtmek istiyorum. Bu yazı ailenizi ve çocuğunuzu ilgilendiren günlük, basit, kritik olmayan ya da pratik konularla ilgili bilgi ararken başvuracağınız kaynakları anlatmıyor. O konularda kendi ilgi alanınıza, zevkinize, beklentilerinize göre internette pek çok kaynak bulacağınızdan şüphem yok. Bilimsel bilginin peşindeki analar! Hazır mıyız?
Annenin Kafasında Deli Sorular
Çocuk yetiştirme sürecinde çocuğumuzun sağlığı, beslenmesi, uykusu, eğitimi gibi önemli konularda hepimiz zaman zaman bilimsel bilgiye – doğru bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Kaynak bolluğunun olduğu, bilgiye erişmenin çok kolaylaştığı günümüzde bilgi kirliliği yaratmak da bir o kadar kolay. Hepimiz değişik çevrelerden ve eğitimlerden geliyoruz. Merak ettiğimiz konularda uzman düzeyinde bilgi sahibi olmayabiliriz. Ancak bu doğru-güvenilir bilgiye ulaşmak yolunda elimizin kolumuzun bağlı olduğu anlamına gelmiyor. Biz anneler çocuğumuzla ilgili bir konu olduğunda adeta bir dedektif gibi iz sürüyor ve bilgiye ulaşıyoruz.
Uzmanlık gerektiren konularda bilgi sahibi olmak istediğimizde danışacağımız ilk kaynak şüphesiz konunun uzmanı olmalı. Beden sağlığı konularında uzman doktor, ruh sağlığı konularında psikolog, pedagog, beslenme konusunda gıda mühendisi, eğitim konusunda öğretmen vs… Kritik bir karar alacaksak ya da ilk danıştığımız uzmanın görüşlerinde aklımıza yatmayan noktalar varsa birden fazla uzmana danışmak her zaman daha uygun.
Fakat kimi zaman uzmana danışmaya gerek görmediğimiz ufak bir soruda, ya da uzman ziyaretimizi yapmadan önce ön bilgi edinmek için, ya da uzmana ulaşmamızın mümkün olmadığı durumlarda süratli bilgi edinmek için internet, kitaplar ve dergiler gibi kaynakları da kullanabiliriz. İşte bu yazımda, bulduğumuz yazılı bir bilginin bilimsel bilgi mi? yoksa safsata mı? olduğunu anlamak için gerekli ipuçlarını vereceğim. Yazıların belli karakteristiklerine bakarak güvenilirliğini çözmeyi anlatacağım.
Bilimsel Bilgi 101
Gazetelerde, Facebook’ta ya da arkadaşlarımızın paylaştığı emaillerde sağlık/eğitim/beslenme gibi önemli konularda sıklıkla çarpıcı başlıklı bilgiler görürüz. “Çilek kanser yapıyor.”, “Uykuda yabancı dil öğrenmenin yöntemi keşfedildi.”, “Her gün bir avuç ceviz yiyerek kolesterolü savuşturmak mümkün.”gibi makaleler hepimizin ilgisini çeker. Bununla beraber bu tarz sansasyonel haberler nadiren gerçeği yansıtır ya da bize fayda sağlayacak güvenilir bir bilgiye işaret eder. Bilimsel bilgiye ulaşmanın, bilimsel bir çıkarım yapmanın yöntemi bellidir. Bir bilginin bilimsel bilgi olarak değerlendirilebilmesi için aşağıdaki aşamalarından geçmiş olması gerekir. İnternette bulduğumuz bir yazının içinde aşağıdaki bilgilerin benzeri bir anlatım varsa, bilimsel bir yazı olma ihtimali artar.
Yukarıdaki grafikle sigortaları yakmak istemeyenler için konuyu bir örnekle açıklayayım… Meşhur tavuk örneğimize geri dönelim. Diyelim ki, bir gıda mühendisi GDO’lu yemlerle beslenen tavukların besin değerinin, GDO’lu olmayan yemlerle beslenenlere göre düşük olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmak istiyor. Yukarıdaki 8 adımı nasıl gerçekleştirirdi? (Bu örneği sadece bilimsel çalışma yönteminin adımları hakkında fikir vermesi açısından hazırladım. Okurlarım arasında gıda mühendisi varsa, tavuk örneği konusunda fikirlerini almak isterim.)
- Soru: GDO’lu yemlerle beslenen tavukları tüketmek, GDO’suz yemlerle beslenen tavukları tüketmeye kıyasla daha mı az sağlıklıdır? Yoksa beslendiği yem türünün tavuğun besin değerine bir etkisi yok mudur?
- Gözlem: Bu konuda daha önce yapılan araştırmalarla ilgili literatürün taranması, kaynakların toplanması
- Hipotez: Gıda mühendisinin ispatlamak istediği hipotez, “GDO’lu yemlerle beslenen tavukların besin değeri düşüktür.”
- Test: Gıda mühendisi örneğin 100 adet civcivi rastgele seçimle test grubu ve kontrol grubu denen 50’şerlik iki gruba böler. Civcivlerin deney süresince bulunacakları iki adet, birbiriyle aynı koşullarda, yaşam alanı (kümes diyelim) hazırlar. İki grup civcivin yaşam koşullarındaki tek fark onlara verilen yemin türü (bağımsız değişken) olmalıdır. Test süresi boyunca, test grubuna GDO’lu yemler verir. Kontrol grubuna da GDO’suz yemler verir.
- Analiz: Test süresi tamamlanınca her iki gruptaki tavukların önceden belirlenmiş kriterlere göre besin değeri kontrolleri yapılır, not edilir. Örneğin tavukların etlerindeki protein ve yağ oranına, tavuk etinin kalorisine bakılabilir.
- Yorum: Tüm veriler toplandıktan sonra istatistik programları çalıştırılır. GDO’lu yemle beslenen tavuklardan gelen verilerle, GDO’suz yemle beslenen tavukların verileri karşılaştırılır ve yem değişkeninin besin değerine etkisinin belirli bir güven düzeyinde anlamlı (önemli) olup olmadığı saptanır. Tüm sonuçlar bir bilimsel makale formatında yazılır. Test, analiz ve yorum çalışmaları genelde aylar ve kimi durumlarda yıllar alır.
- Yayın: Bilimsel çalışmalar ancak konularıyla ilgili bilimsel dergilerde yayınlandıktan sonra kabul görürler. Yani bir bilim adamı/kadını çok önemli bir icat/tespit yapmış olsa dahi, bunu bilimsel bir dergide yayınlatmadığı sürece kabul görmez. Bu dergilerde yazıları değerlendiren ve konunun uzmanlarından oluşan bir yayın kurulu ve hakemler vardır. Bu uzmanlar kendilerine ulaşan yazıları belli bazı kriterlere göre değerlendirerek onay verirler. Çoğunlukla yazılar basıma gönderilmeden önce pek çok kez yazarına geri döndürülerek düzeltmeler/güncellemeler/ilaveler istenir. Kısacası bilimsel dergide yazı yayınlatmak zorlu bir süreçtir. Bu arada her bilimsel dergi aynı itibarda değildir. Kimi dergilerde bilimsel yazıların çıkması daha kolay, kimilerinde daha zordur. Ciddi kurumların güvenilir kaynak olarak kabul ettiği, önemli bilim adamlarının bilimsel makalelerini yayınladığı dergiler o sektördeki önemli ve itibarlı dergilerdir. Belli bir konuyla ilgili referans kaynak ararken, bu tür dergileri tercih etmek daha güvenilir bilgilere ulaşmamızı sağlar. Belli bir konudaki önemli dergilerin hangisi olduğunu bilmiyorsak o konunun uzmanına sorabiliriz. Örneğin bir çocuk doktorunun kendi alanındaki önemli bilimsel dergilerin adını biliyor olması gerekir.
- Yeniden Test: GDO’lu yemin tavuğun besin değerine etkisini incelemek isteyen başka bir bilim adamı/kadını benzer koşullarda yeni bir deney yaparak hipotezin hala geçerliliğini koruyup korumadığını yeniden test eder.
Görüldüğü gibi bilimsel bilgiye ulaşmak oldukça zaman ve emek alan bir süreçtir. Bu nedenle bilimsel bilgiye değer verir ve önemli kararlarımızı verirken bilimsel bilgileri referans alırız. Gazetelerde, dergilerde okuduğumuz sağlık/eğitim/beslenme alanındaki heyecan verici, çarpıcı, akıllara ziyan haberler, buluşlar ya da öneriler bilimsel çalışma yöntemiyle ispatlanmadığı sürece bir magazin haberinden öteye gidemez.
Bilimsel Bilginin Peşindeyken Dikkat Edilecekler
Kimi zaman sağlık/eğitim/beslenme gibi herkesi ilgilendiren alanında okuduğumuz bazı haberler kulağımıza çok hoş gelir. Her sabah bir bardak maydanoz suyu içerek yağları yakmak kimin hoşuna gitmez ki? Her yazının ardındaki bilimsel çalışma yöntemini göremeyebiliriz. Ancak bir yazının güvenilir olduğuna karar verebilmek için aşağıdaki ipuçlarına dikkat edebilirsiniz.
- Yazarı Belli mi? Ciddi-güvenilir bir websitesindeki yazıların yazarı (doktor-uzman-eğitimci vs.) bellidir. Bu yazarın isminden ya da özgeçmişinden yola çıkarak eğitimi, yaptığı çalışmaların niteliği, tecrübesi, güvenilirliği konusunda bir fikir edinebilirsiniz. Eğer yazının sahibi belli değilse ya da anonimse o bilgiye şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
- Amaca Dikkat Et: Devletlere, özel sektörde faaliyet gösteren firmalara ve kar amacı gütmeyen kurumlara ait websitelerinde de aradığınız bilgilere ulaşmanız mümkün olabilir. Bununla beraber, bu kurumların misyonu, amacı, görüşünün sunulan bilgilerin objektifliğini etkileyebileceğini göz ardı etmemelisiniz. Örneğin ayak sağlığı konusunda çarpıcı bilgiler verip, ayak sağlığını korumak için belli bir ayakkabı modelini tavsiye eden sağlık sitesi, aslında bir ayakkabı firmasının sitesi olabilir.
- Kaynak Gösteriyor mu? Genellikle iyi bir yazının sonunda birden fazla referans kaynak olmalıdır. Bu kaynaklar ticari sitelerden ziyade akademik makalelere ait olmalıdır. Bilimsel referans verme formatı üretildiği bilim alanına göre değişebilmekle beraber, yazar adı, yayın tarihi, çalışmanın başlığı, yayınlandığı derginin adı, derginin sayısı ve çalışmanın yer aldığı sayfalar gibi bilgileri içerir.
- Şok! %100 Doğru Değilmiş: Bilimsel bilgide %100 doğruluktan bahsedilemez. Tüm araştırmalarda bir hata payı vardır. Bu nedenle bir yazının içinde bilimsel görünüşlü bilgiler olsa bile %100 kesinlikten bahsediliyorsa şüpheyle yaklaşın.
- Güncel mi? Bulduğunuz sitenin hangi aralıklarla güncellendiğine dikkat edin. Sık sık güncellenen, araştırdığınız konuya zaman harcadığı belli olan sitelere öncelik verin.
- URL’ler Akademik sitelerin internet adresi .edu ile, devlet sitelerinin resmi adresleri .gov ile ve kar amacı gütmeyen kurumların .org ile biter. Bu nedenle örneğin bir site .com uzantılı olup, resmi bir devlet sitesi olduğunu iddia ediyorsa şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
Bize Kaynak Öner
Türkiye’de akademisyen olmayan bir kullanıcının Türkçe yazılmış bilimsel bilgiye ulaşması maalesef biraz zor. Bunun birinci nedeni (sıkı durun) bilimsel bilginin ülkemizde yeterince fazla üretilmemesi… İkinci nedeni elektronik kaynak adedinin az olması ve bu kaynaklardan çoğunun belli bir mesleki birliğe üye olanlara (kullanıcı adı ve şifre ile) açık olması ya da ücretli olması. Üçüncü nedeni basılan az sayıda derginin sadece kağıt ortamında basılması ve sınırlı yerlere dağıtılması, elektronik ortamda yer almaması. Dördüncü nedeni, elektronik ortama taşınan az sayıdaki bilimsel derginin formatının çoğunlukla PDF şeklinde olması ve anahtar kelime kullanarak arama yapılmasına izin vermemesi…
Moralinizin bozulduğunu tahmin edebiliyorum. Ancak bozulmasın. Anneler pes etmez! Yine de elimizde bazı kaynaklar var…
- Google Akademik: Bilimsel bilgi aradığınızda klasik Google araması yapmak yerine, Google’ın akademik veri tabanını araştırmakla işe başlayabilirsiniz. Google Akademik, akademik yayıncılardan, meslek birliklerinden ve üniversitelerden bilimsel makaleler, akademik tez çalışmaları, kitaplar, kitap özetleri gibi bilgileri tek bir adreste aramanıza yardımcı olur. http://scholar.google.com.tr/
- TÜBİTAK ULAKBİM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi) : Tıp, mühendislik ve temel bilimler, sosyal ve beşeri bilimler, yaşam bilimleri ve hukuk olmak üzere 5 ayrı konuda bilimsel makaleleri toplayan bir adrestir. http://uvt.ulakbim.gov.tr/
- Meslek Birliklerinin Profesyonel Dergi ve Makaleleri : Örneğin hukuki konularda arama yapmak için Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nin dergisini kullanabilirsiniz. http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/arama
- Üniversite Kütüphanelerinin ya da Bölümlerinin Websiteleri : Örneğin Boğaziçi Üniversitesi’nin abone olduğu tüm e-kitap, e-dergi, referans veritabanları ile kütüphane kataloğu internetten taranabiliyor. Tüm metıne online olarak ulaşılan kaynaklar da var. http://www.library.boun.edu.tr/federearama.php
- Akademisyenlerin Kişisel Websiteleri : Pek çok akademisyen, kendi kişisel websitesinde, kendi yazdığı bilimsel makalelerin bir kopyasını bulundurur. Araştırma yaptığınız konuda ünlü profesörlerin isimlerini öğrendikten sonra onların kişisel/akademik websitelerini araştırabilirsiniz.
- Milli Kütüphane Türkiye Makaleler Bibliyografyası: 1995 yılından günümüze olan Türkiye Makaleler Bibliyografyası ile 1923 – 1999 yıllarını kapsayan Cumhuriyet Dönemi Makaleler Bibliyografyası bu veri tabanında birleştirilmiştir. 5.073 dergiyi kapsayan önemli bir kaynaktır. Ancak bibliyografya sadece bir listedir. Makalenin yazarının adı, cilt ve baskı kaydı, basıldığı yer, yıl ve yayıncı ile sayfa adedi gibi bilgiler verir. Metnin tamamına ulaşmak için ilgili kaynağa gitmeniz gerekir. Yine de, bir konuda detaylı bilgi bulmak istiyorsanız o konudaki yayınların listesinin elinizin altında olması önemlidir. http://makaleler.mkutup.gov.tr/Default.aspx
Yabancı dil bilmeniz durumunda, bilimsel bilgiye ulaşmak açısından seçenekleriniz elbette çoğalıyor.
- Directory of Open Access Journals: Okurlarından ücret talep etmeyen, 134 ülkeden, 9,982 bilimsel ve akademik derginin yer aldığı bir veri tabanı. http://doaj.org/search
- Önemli Uluslararası Kuruluşların Websiteleri : UNESCO, UNICEF, WHO gibi kuruluşlar, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülke için düzenli bilimsel makaleler ve istatistikler üretirler. Bunların pek çoğuna ücretsiz erişilebilir. UNESCO – http://www.unesco.org/new/en/unesco/resources/publications/unesdoc-database/, UNICEF – http://www.unicef.org/publications/index_pubs_ac.html, WHO – http://www.who.int/publications/en/
Sonuç
Doğru kaynaklara ulaşmak, okuduğunu değerlendirmek, yararlı olup olmadığına karar vermek okuyucunun sorumluluğudur. Pek çok kanaldan yoğun bilgi akışı ve paylaşımının olduğu günümüzde, işimize yarayacak bilgileri değerlendirirken şüpheci (sceptic) bir bakış açısına sahip olmak, her fikri kesin doğru olarak kabul etmeyip üzerinde düşünmek, analiz etmek her bireyin sahip olması gereken meziyetlerdendir. Annelik de bundan farklı değildir. Ha, önümüze gelen her bilgiyi analiz etmek için zamanımız ve bunun da gereği var mıdır? Bu tartışılabilir. Ancak en azından ailemiz, kendimiz ve çocuğumuz için sağlık/eğitim/beslenme gibi önemli konularda kritik kararları verirken bilimsel bilgileri referans olarak almalı, safsata bilgileri ayrıştırmayı bilmeli ve safsataya prim vermemeyiz…
Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın…
Kaynaklar
WikiHow | | Academia.edu
Diğer yazılarım için>> BebekveBen.com
Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> @Bebek_ve_Ben
Pinterest>> bebekveben