07.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:
Genel hatlarıyla Arap mutfağından söz etmiştik geçenlerde. Bugün buna devam edelim. Mutfak alışkanlıklarının ve yemek kültürlerinin yanı sıra Araplar’ın sofra gelenekleri de var. Araplar da tıpkı Türkler gibi misafirperverlikleriyle tanınıyor. Onların da sofraları herkese açık. Yemekler, her zaman bir misafir gelebileceği düşünülerek, ev halkının sayısından daha fazla kişi için hazırlanıyor. Genel olarak yemeklerini ayrı tabaklarda değil, ortak yiyorlar. Bizim Anadolu’da da yaygın olduğu şekilde, yer sofrasında ve ortaya konan kaptan, ekmekle veya elleriyle alarak yemeyi tercih ediyorlar. Yemekten önce elleri yıkamak çok önemli. Bu nedenle her ailenin yer sofrasının kıyısında su dolu bir kap, sabun ve havlu bulunuyor.
Arap Mutfağı deyince akla ilk gelen yemeklerden biri kuskus. Bu yemeğin mutfağa Berberiler aracılığıyla girdiği biliniyor. Kuskus, etli, sebzeli veya baharatlı pişirilen bir yemek. Yemek kendine özgü kuskus tenceresinde pişiriliyor. Bu tencerenin alt katına sebzeler, et veya baharatlı su konuyor. Süzgece benzeyen ikinci kata kuskus konuyor. Alttaki yemeğin buharıyla pişen kuskus, daha sonra yemeğin kendisiyle karıştırılarak servis ediliyor.
Arap mutfağında yaygın olarak kullanılan bir diğer tencere tipi de güveç. Güveçte sebze ve et yemekleri pişiriliyor. Bir başka Arap yemeği de “maklube" ismindeki etli, kızartılmış sebzeli bir pilav çeşidi.
“Zahter" adı verilen baharatın, başka baharatlarla karıştırılıp bol zeytinyağına yatırılmasıyla hazırlanan kahvaltılık da en sevilen yiyeceklerden. Mutfağımızdan aşina olduğumuz pek çok yemek ve tatlıya Arap mutfaklarında da rastlayabiliyoruz. Örneğin kebaplar, bulgur pilavı, bir Irak spesiyalitesi olan borani, baklava, muhallebi, nohut ezmesi, sarmısak, zeytinyağı ve limon suyunun karıştırılmasıyla hazırlanan humus, irmik helvası.
Ortadoğu’da çok tüketilen tahini de ortak lezzetlerden sayabiliriz.