Ruh Sağlığını Korumanın Yolları
Yaşam giderek hızlanıyor, teknoloji takip edilemez derecede hızla ilerliyor. Bilgiler, bir süre sonra, yeterli gelmemeye başlıyor. Büyük kentlerdeki hızlı yaşam tarzı, teknolojinin aşırı kullanımı ve yoğun tüketim alışkanlığının her sosyo-ekonomik ve kültürel seviyede yaygınlaşması, tüm bunlara yetişmeye çalışan kişilerin ruh sağlığını da etkiliyor. Peki tüm bunlara rağmen ruh sağlımızı nasıl koruyacağız derseniz, aşağıda özetle bahsettiğim ve uygulaması kolay olan bilgiler işinize yarayabilir.
1. Ruh sağlını korumada en önemli pay beklentileri gerçekçi kılmaktan geçiyor. Yaşam yolunda, beklentilerle başa gelenlerin uyum içinde olması insanların kendilerini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Çünkü aşırı beklenti hayal kırıklığı yaşama oranını artırır.
2. Olumlu düşünce kavramını duymayan yoktur.Bilişsel Davranışçı Terapinin (Cognitive Behavioral Therapy) özü, düşünceler duyguları etkiler teorisine dayanmaktadır. Olumlu düşünceler olumlu duyguları canlandırır ve insanların iyi hissetmesini sağlar. Pozitif düşünce yeteneği bu anlamda önemlidir.
3. “Ağaç değilsiniz, beğenmiyorsanız yerinizi değiştirin.” Sürekli şikayet etmek, olumlu düşünmeyi engelleyeceği gibi motivasyonu da aşağı çeker. Eğer hoşa gitmeyen bir durumla ilgili yer değiştirmek mümkün değilse, bakış açısının değiştirilmesi gerekir. Belki duruma verilen anlamın derinlerini irdelemek gerekiyordur.
4. Kişilik özelliklerine uygun hayat tarzı oluşturmak ruh sağlını olumlu yönde etkiler. Hayat tarzının en belirleyici öğesi ise iş hayatıdır. Hareketli bir kişilik yapısı olan bireyler, - sabah 8 akşam 5- kapalı bir alanda çalışıyorsa ruh sağlığına olumlu yönde katkı sağlamayacaktır. Bu anlamda meslek seçiminin önemi de ortaya çıkmış oluyor. Yanlış meslek veya iş seçtiğini düşünen, şu anki halinden memnun olmayan bireylere 3. maddeyi tekrar okumalarını öneririm.
5. Farklı kişilik özelliklerindeki pek çok kişi ile iletişim kurarken özellikle olumlu düşünen, pozitif yapıya sahip bireylerle daha sık iletişimde olmak insanların kendilerini daha iyi hissetmesini sağlar. Olayların negatif yönlerine odaklanan, sürekli şikayet edenlerden de mümkün olduğunca uzak durmak gerekebilir. Eğer bu özellikler; eş, anne, kardeş ya da iş arkadaşında bulunuyorsa, etki alanlarına girmemek için duygusal farkındalık seviyesini artırmak bireye fayda sağlar.
6. ‘İnsanoğlu beşerdir, şaşar’ sözünden yola çıkarak, yapılan bir yanlışı, mazeret üretmeden kabul etme becerisine sahip olmak önemli bir erdemdir. Bu yanlışları düzeltmek için gösterdiğiniz çaba, kendinizle gurur duyma vesilesi olacaktır.
7. Yazının başında yaşamın hızlı akışından bahsettim. Bu hız içinde biraz yavaşlamak yerinde olacaktır. Kendinize şu soruyu sorun: Ne zaman herhangi bir işi yetiştirmeye çalışmadan, aklınızda hiç soru işareti olmadan, sadece kendinizle baş başa kaldınız? Eğer cevabı hatırlamıyorsanız en kısa sürede, bu soruya yanıt verecek bir durum yaratınız. Kendinizle baş başa kalın.
8. Sevdiklerinizle vakit geçirmeyi de ihmal etmeyin. Onlara hak ettikleri ilgiyi gösterin.
9.Kendinize değer verin. Yaptığınız her ne ise değerli bir iş yaptığınıza inanın. Kendinizi başkalarının yaptıkları ile kıyaslamayın. Gördüğünüz insanların farklı bir yaşam örüntüsü olduğunu unutmayın. Tek kıyaslama ölçütünüz, kendi gelişiminiz olsun.
10. Mizahtan yararlanmayı ihmal etmeyin. Bol bol gülümseyin.
11. Klasik bir söylemle konuyu bitirmek gerekirse geçmiş geçmişte kaldı, gelecek ise henüz gelmedi. Siz bugüne bakın. Çünkü hayat bir gündür o da bugündür.
Sevgilerimle
Dilek Söylemez
Psikolojik Danışman
İletişim adresleri:
İnstagram: @dileginimgeleri
Facebook: Dilek Söylemez