Geçtiğimiz hafta kaygının kaynakları hakkında iki farklı süreçten bahsetmiştik. Birincisi korteksimizin ayrıntılara odaklı bağlantıları izleyerek amigdalaya iletmesi, ikincisi talamus üzerinden direk amigdalaya ulaşması şeklinde süreci açıklamıştık. Bu bağlantıların nasıl çalıştığını anlayabilirsek kaygılı hissetme halini azaltabilmek mümkün olur.
Bu hafta korteksten bağımsız olarak ilişkilendirme yolu ile duygusal anıların oluştuğu amigdala kaynaklı kaygıları daha detaylı inceleyelim. Henüz okumadıysanız önce ‘Kaygının Kaynaklarını Bulun’ başlıklı yazımı okumanızı öneririm.
Tekil olarak söylense de sağ ve sol beyin bölgelerinde bulunan iki küçük yapı amigdala. Bu yapı atalarımızı, dedelerimizi hayatta tutan, canlıların devamını sağlayan özelliği ile biliniyor. Asıl amacı kişiyi korumak. Yapısı gereği tüm gün, kişi farkında olmadan çevresindeki uyaranları alır, depolar, saklar. Bazı deneyimleri tehlikeli olarak algılar ve daha önce belirtilen ‘savaş, kaç ya da don’ tepkisi ile korur. Farkında olmadan çevreden gelen herhangi bir uyarıcıyı tehlikeli algılaması ise ilişkilendirme yolu ile olur. İşte bu ilişkilendirme kısmı, korumak isterken kişinin kaygılı halini körükleyen bir aşamaya geçebilir. Hani ebeveynlerin aşırı korumacı tutumu çocuğa farklı zararlar verir ya, bu da öyle! Çünkü en önemli özelliği anlık tepki sistemi ile bizi korumak olan sevgili amigdalamız, gerçek ve gerçek olmayanı ayırt edemez. Hafızasında depoladığı duyguları bir anda ortaya çekip çıkartıverir. Ne olduğunu anlayamadan niçin bir anda nefes alışınızın, kalp atışlarınızın hızlandığını anlayamazsınız. Çalışma sistemi ilişkilendirme yolu ile olduğundan herhangi bir uyaran ile olumsuz bir olayı birlikte kayıt edebilir. Olumsuz olay olmadan sadece uyaranla da aynı tepkiyi verebilir. Bu sinirbilimin konusu olduğu ve detaylandırarak okuyucuyu sıkmamak için Hebb (1949)kuramı olarak da bilinen teorinin özeti niteliğindeki cümleyi alıntılamak istiyorum: “Birlikte ateşlenen sinir hücreleri, birlikte bağlanır” (Konuyu merak edenler sinirbilim dünyası ile ilgili kısa bir araştırma yapabilir)
Bu bilgi bize kontrolümüz dışında anlık tepki sistemi ile harekete geçen amigdalayı kontrol altına almanın yolunu açıyor.
Nasıl mı?
Küçük ama çok güçlü bölgeye yeni bilgiler göndererek!
Gün içerisinde sevgili amigdalamız çevrede olan her uyaranı biz farkında olmasak da kaydediyor demiştik. Olumsuz bir olay yaşandığında çevredeki koku, ses, görüntü vs. herhangi bir uyaranı ilişkilendirdiğinde artık olumsuz olay ortada olmasa bile uyaran tetikleyici işlevi görmüş oluyor. Tetikleyici ile ilişkilendirilmiş herhangi bir duygu birden açığa çıkabiliyor. Bu olurken korteksteki düşünme süreçleri devre dışında olduğundan kişinin tepkilerine anlam verememesi, neden böyle hissettiğinin farkına varamaması sonucunu doğuruyor.
Herhangi bir koku, kalabalık ortam, karanlık, gürültü, bir resim, kişi, kelime, keman sesi, sabun kokusu bile tetikleyici işlev görebilir. Korteks belleği sürece dâhil olmadığı için tepkilerin nedenini anlamak bazen imkânsız bile olabilir. Güzel haber şu ki amigdala kaynaklı kaygı olduğunda iyileştirmek için sebebini anlamaya çalışmanın gerekmediğidir. Tetikleyici keşfetmek ilişkilendirmeyi anlamak için yeterli olabilir. Olaylara verilen tepkilerde mantık aramaya çalışmak korteksin görevidir. Haftaya bahsedeceğim korteks kaynaklı kaygıda mantıklı açıklamalar işe yarayabilir. Ancak amigdala deneyimle öğrenir. Bilinçli farkındalık olmadan yaşanan deneyimlerle amigdalada kaygı gibi duygusal anılar birikir. Duygusal anılar güçlü ve kalıcıdırlar.
Amigdaladan kaynaklanan kaygıyı anlamanın bir yolu bedensel tepkilere odaklanmaktır. Stres tepkisi de dediğimiz kalbin hızlı atması, nefes alıp vermenin hızlanması, gerilen kaslar, odaklanmada zorluk, tepkisizlik, titreme, terleme, kaçmak gibi tepkiler olduğunda bir tetikleyicinin varlığından söz edebiliriz. Daha önce bu tür stres tepkileri yaşadıysanız derin nefesler almak, kasları gevşetmek, hareket etmek, başka şeylere odaklanmak işe yarabilir. Tüm bunlar tetikleyici devreye girmeden öncesinde yaşam biçiminiz haline gelirse beynin küçük ama güçlü bölgesi olarak tanımlanan amigdalaya yeni bilgiler göndererek yeni deneyimlere kapı aralayabiliriz.
Bu konuda tepkileri anlayabilmek adına çalışma yapmak isterseniz @psk_dan_dileksoylemez instagram adresimden ya da web sitesi üzerinden iletişime geçerek çalışma alıştırmaları isteyebilirsiniz.
Önümüzdeki hafta korteks ve düşünce süreçlerine odaklanarak kaygıyı anlamaya çalışacagız. Sorularınz olursa iletişim bilgilerimden ulaşabilrsiniz.
Sevgilerimle
Dilek Söylemez
Psikolojik Danışman
İletişim:
www.dileksoylemez.com
@psk_dan_dileksoylemez