Kararsızlığın altında yatan çeşitli duygular olabilir. Öncelikle onları fark etmek gerekir. Aynı zamanda seçeneklerin fazla olması da kararsızlığı doğurabilir. Yine birkaç şeyi aynı anda yapmayı istemek de öyle.
Ancak kararsızlık yaşayan birine ne yapmak istediğini sorduğunuzda ‘Ne istediğimi ben de bilmiyorum ki!’ cevabını almanız muhtemeldir.
‘Ne istediğimi bilmiyorum’ cevabının altında; vereceği kararın geleceğe dair bilinmezliği olması kadar, karar verdikten sonra eyleme geçmesi gereken adımlar konusunda gizli korkularının bulunması da olabilir.
Sizinki hangisi peki?
Kararsızlığın altında yatan çeşitli duygular neler?
Mükemmeliyetçilik: En iyi, en doğru kararı vermeye çalışma.
Korku: Verilen kararın sonuçlarına karşı sorumluluk almaktan korkma.
Korkuyu çeşitlendirebiliriz. Başarısız olma korkusu, reddedilme korkusu, yetersiz hissetme korkusu gibi alt başlıkları çoğaltabiliriz.
Aldığınız karar sonucunda başarısız olacağınıza dair korku duyuyorsanız adım atmaktan çekinebilirsiniz. Bu noktada şu soruya cevap vermelisiniz:
Kararınızı kim için veriyorsunuz?
Yine seçenekler çoksa karar vermekte zorlanabilirisiniz.
Bu kısımda size bir çalışma önereceğim. Bu çalışma ile karar verme konusunda kararsızlığınızı aşacağınızı umuyorum.
Sağlıklı karar verme nasıl olur?
Seçenekler arasında kararsız kaldığınızda her seçenek için ‘Olursa ne olur?’ sorusunu yöneltebilirsiniz.
Avantaj ve dezavantajı neler olur, neler hissederim? Olumlu ya da olumsuz hislerim neler olur? Kazanımlarım neler olur? Uygulamada yaşayacağım zorluklar neler olur? Bu zorlukları çözmek için adımlarım ne olur? Sorular genişletilerek her seçenek için irdelenirken, cevaplarınızı da yazmanızı öneriyorum.
Bunu yaparken bir taraftan da bedeninize odaklanmanızı tavsiye ediyorum. Seçtiğiniz karar ile ilgili düşünürken eminim bedeninizde bazı değişiklikler olacaktır. Derin nefes alma, bedeninizde sıkışma, yüzünüzde gevşeme ya da kasılma, coşku ya da çökkünlüğü andıran bedensel titreşimler duyumsamanız mümkündür.
Kararsız kaldığınızda seçenekleri yazılı hale getirmeniz, zihninizde dönüp duran düşünceleri düzenlemeniz anlamına gelir. Genel olarak bir şey üzerinde ne kadar çok düşünürsek o kadar iyi çözüm bulacağımıza dair inancımız vardır. Ancak bu bizi sarmal halinde ‘zihinsel boğuşmaya’ dönüştürebilir.
Her kararın olası sonuçlarını yazmak ve bizde uyandırdığı ruhsal ve bedensel izlerine odaklanmak büyük fayda sağlar. Ve sizi temin ederim ki bir karar vermiş olmak üzerinizden büyük bir yükü atar.
Tabi kararları kendi başınıza verme sorumluluğu taşıyorsanız. Kendi sorumluluğunu taşıma konusunu ise bir başka yazıda irdeleriz.
Sevgilerimle
Dilek Söylemez
Psikolojik Danışman
İletişim