Üç Beyazlar (tuz, un, şeker) zehirli midir?/Bölüm 2

İnsanlar zenginleştikçe daha rahat bir yaşantı sürmektedirler. Bu yaşantının başlıca özellikleri; aşırı sıcak, aşırı soğuk ve çevrenin diğer olumsuz etkilerinden korunma ve bedensel hareketleri en aza indirmedir.

Klimalı evler, asansörler, otomobiller, elektrikli ev araçları, elektrikli merdivenler, sıcak ve soğuktan koruyan giysiler zengin yaşamın özelliklerindendir. Bu yaşantı, beslenme gereksinimlerinin de değişmesine neden olur. Yeme ve içme sisteminde buna paralel değişiklikler yapılamadığında, bazı besin maddeleri zararlı kabul edilir. Yerine göre bu maddeler yaşam için vazgeçilmez nitelikler taşır, yerine göre vücuda zarar verir. Uygun kullanmayı bilmek gerekir.


Yazımızın 1. Bölümünde işlediğimiz Tuz’dan sonra bugün un ve şeker hakkında sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Böylece Üç Beyazlar (tuz, un, şeker) zehirli midir? yazımızın son bölümünü de tamamlamış olduk.

Un

Haberin Devamı


Unun zehir olarak kabul edilmesi, iyice saflaştırılıp beyazlatılmasından sonra olmuştur. Un, buğday ve diğer tahıl tanelerinden elde edilir. Tanede, canlıların, bu arada insanın beslenmesi için gerekli maddelerin çoğu bulunur. Bu maddelerden vitaminler, mineraller ve protein tanenin dış kabuğundaki kepek ve öz kısmında daha yoğunlaşmıştır. İnsanoğlu modern teknoloji kullanarak tahıl tanesinin dış kabuğunu ve çekirdeğini ayırmayı, böylece, göz ve damak tadına daha uygun un elde etmeyi başarmıştır. Görünümü ve tadı güzel olan bu undan yapılan ekmek ve diğer ürünlerin besleyici değerleri ile, bağırsakların çalışmasındaki etkinlikleri azaldığından, vitamin yetersizliklerine ve bazı kalın bağırsak hastalıklarına neden olmaya başlamıştır.


Ayrıca, görünüm ve tadı güzel olan beyaz ekmek ile saf undan yapılan pasta, kek, bisküvi gibi besinler daha çok yendiğinden dolayı, şişmanlığa ve diş çürüklerinin oluşumunda da etkendir.
Bu nedenle undan yapılan yiyecekler kişinin enerji gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmeli, aşırı beyazlatmadan kaçınılmalı ve mayalandırma işlemi uygulanarak ekmek ve çörek yapılmalıdır. Yine un-yoğurt-domates suyu karıştırılarak ekşitildikten sonra yapılan un tarhanası da bir nevi mayalanma işleminden geçmiş sayılır. Tarhana herkes için yararlı bir besindir.

Şeker

İngiliz bilim adamı Judkin, şekerin zehir olduğunu söylemişti. Zehir insanı ürküten bir sözcüktür. Halbuki biz iyiliği hoşluğu tanımlamada şeker ve tatlı sözcüklerini kullanırız. Sevdiklerimize “şekerim”, “tatlım” diye hitap ederiz. İyi insanın niteliklerini “şeker gibi” diye belirtiriz. Dini bayramlarımızdan “Şeker Bayramı”dır. Şeker yiyebildikleri için insanları mutlu sayar, herkesin şeker yiyebilmesini dileriz.

Haberin Devamı


Bütün bu inançlarımızın karşısına nasıl olur da, duyduğumuzda irkildiğimiz zehir sözcüğü ile çıkılır. Bu çelişkiyi kavramanın tek yolu “her şeyin aşırısı zararlıdır” ilkesini benimsemektir.
Şeker, şeker pancarının fabrikada işlenerek şeker kısmının ayrılmasıyla elde edilir. Buna göre, pancar doğal besin olmasına karşın, şeker saf besindir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır ancak, şeker tek başına alındığında protein, vitamin ve mineraller olmadığından vücutta şekerden enerji oluşamaz. Bu nedenle “şeker boş kalori kaynağıdır” Özellikle küçük çocuklara şekerli mamalar çok verildiğinde, büyüme ve gelişme durur ve çocuk hastalanır. Bu hastalığa kuvaşiorkor “şeker bebeği” denmiştir.

Haberin Devamı

Ağzımızdaki mini canlılar da şekeri çok severler. Özellikle, sık aralıklarla şeker aldığımızda, bu mini canlılar şekeri yiyerek asit yaparlar. Bu asit de dişleri çürütür. Bu nedenle, özellikle düşlerin sürme zamanlarında ve gelişme çağında şekerin çok sık tüketilmesi diş çürüklerinin başta gelen nedenidir.

Şeker; un, yağ, ceviz, fıstık, kaymak gibi besinlerle karıştırılıp kalori değeri çok tüksek tatlılar yapılır. Şekerlemelerin esası da şekerdir. Tatlı ve şekerlemeler zevkle sevilerek yenir. Böylece kişi farkında olmadan harcadığından çok kalori alır ve şişmanlar. Şişmanlık birçok hastalığa zemin hazırlar.

Şekerin zehir etkisi yapmaması için dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek de sindirildiğinde şekere çevrilir. Bu nedenle, insanın şeker gereksinmesi yoktur. Tatlı tat arzumuzu doyurmak için enerji alımımızı arttırmamak koşuluyla şekerden yapılan tatlılardan yiyebiliriz. Beden hareketi az olanlar, ağır tatlılardan sakınmalıdırlar. Bebekler, şekere alıştırılmamalıdır. Şeker ve tatlı yendikten sonra ağız iyice yıkanmalı ve dişler hemen fırçalanmalıdır. Şekerleme ve tatlılar sık aralıklarla yenmemelidir.

Özellikle, yaşlı bedensel hareketi az olan kişiler için en uygun tatlılar sütlü tatlılardır. Bu tatlılar, hem tatlı yeme isteğimizi karşılar, hem de kemik sağlığı için gerekli kalsiyum, protein ve B vitaminlerini sağlar. Meyveli tatlılar ile aşure de ağır tatlılara göre daha az kalori verdiklerinden ve besin değerleri daha yüksek olduğundan hareketi az olanlar için uygundur. Tatlı yerine yoğurt ve meyve yenmesi daha sağlıklı bir uygulamadır.

Sağlıklı ve dengeli beslenerek metabolizmanızın doğru çalışmasını sağlayabilirsiniz! Nasıl mı? İşte size güvenilir besin takviyeleri …Tıklayınız…