Meme kanseri, kadınlarda görülen kanserler arasında ilk sırada gelmektedir. Kadınlarda görülen tüm kanserlerin %25’ ini meme kanseri oluşturur. Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde yeni tanı alan olgu sayısında bir artış olmuştur. Ortalama olarak her 8 kadının birinde kanser ortaya çıkma riski söz konusudur. Yapılan araştırmalara göre dünyada her 10 dk da bir kadın meme kanseri nedeniyle yaşamını yitirmekte ve her 3 dk da bir yeni bir kadına meme kanseri tanısı konmaktadır. Çalışmalara göre Türkiye’ de her yıl 30 bin kadına yeni meme kanseri tanısı konmaktadır. 2000’ li yıllarda, batı illerimizde saptanan meme kanseri sayısı 100 binde 40-50 iken doğu illerimizde bu oran 100 binde 20 civarındadır.
Meme kanseri, meme dokusunu meydana getiren herhangi bir bölgesinden köken alabilir. Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde sürekli çoğalmalarının sonucu olarak, zamanla yakın ve uzak diğer organlara yayılarak hastayı ölüme götürür.
En yaygın görülen tipi; meme dokusundaki kanallardan kaynaklanan “duktal” tipidir. Diğer sık görülen tipi ise, süt bezlerinden köken alan “lobüler” tipidir. Daha nadir olarak medüller, tübülerve müsinöz gibi tipleri de vardır. Meme kanseri oluşumunda genetik faktörler oldukça önemlidir. Genetik yapıdkibazı faktörlerin ve normal yaşlanmanın sonucu ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Buna rağmen, meme kanserlerinin ancak %7-9’u ailesel geçiş özelliği gösterir. Anne tarafında genç yaşta meme kanserihikayesi ve erkek meme kanseri görülmesi ailesel bir yatkınlığı gösterebilir.
Meme kanseri nedenleri
- Yaş ilerledikçe risk artmaktadır. Çoğu kanser 50 yaşın üzerinde saptanmaktadır.(Hastaların % 70 i)
- Genetik yatkınlık (anne, kız kardeş veya teyzede var ise risk artar)
- Erken adet görme (özellikle 12 yaşın altında) bu kadınlarda yaşam boyu östrojen hormonuna maruz kalma süresinin artmasından dolayı risk artmaktadır.
- Geç menopoza girme (özellikle 55 yaşın üzerinde ), bu kadınlar da uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmaktadırlar.
- Çocuk doğurmama veya ilk gebeliğin geç yaşta olması ( özellikle 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapan kadınlarda)
- Uzun süreli ( 10 yıldan daha fazla )doğum kontrol haplarının kullanımı meme kanseri riskini artırabilir.
- Menopoz sonrası uzun süre ( 5 yıl ) hormon tedavisi alan kadınlarda risk artar.
- Uzun boylu kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı bildirilmiştir.
- Menopoz sonrası dönemde aşırı yağ oranı yüksek bir diyetle beslenmenin meme kanseri riskini artırdığı bildirilmiştir. Sebze ağrılıklı beslenme ise koruyucu etki yapabilir.
- Günde 1 bardaktan daha fazla alkol alımı meme kanseri riskini artırabili.
- Sigara ile meme kanseri arasında ilişki vardır.
Meme kanseri belirtileri
- En sık belirti zamanla büyüyen, özellikle sert, kenarları düzensiz ve hareketsiz olarak ele gelen kitle.
- Akıntı (kendiliğinden olan kırmızı ve kirli renkli akıntılar)
Tarama
Oldukça önemli olan erken tanı için;
- Kendi kendine meme muayenesi
- Klinik muayene (Uzman doktor tarafından yapılan muayene)
- Mamografi (kitle elle tespit edilmeden, 2 yıl önce kitleyi teşhis etme özelliği vardır. 40-49 yaş arasında birinci derece akrabalarında meme kanseri öyküsü varsa 2 yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir. 50-69 yaş arası kadınlara yine 2 yılda bir mamografi çekilmelidir)
Meme muayenesinde dikkat edilmesi gereken durumlar
- Ele gelen kitle
- Ağrı
- Hassasiyet
- Koltuk altında ele gelen lenf bezi büyümesi
- Memede kanlı veya kirli akıntı
- Mememedeki çekintiler, deride kalınlaşma, tahriş, şişlikler, meme ucunun içe dönmesi
- Meme başında çökme
Bunlardan herhangi biri varsa doktora başvurmalıdır.
Klinik muayene 20 yaşından sonra 2-3 yılda bir,40 yaşından sonra her yıl yapılmalıdır.
Mamografi
- 35-39 yaş arası doktor uygun görürse
- 40-49 yaş arası iki yılda bir
- 50 yaşından sonra her yıl çekilmelidir.
Meme kanserinden korunma yolları
- Yağlı ve hayvansal gıdaların az tüketilmesi
- Dengeli, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme
- Sigarayı bırakma ve alkol alımının sınırlandırılması
- Düzenli egzersiz ve zayıflama
Erken tanı ile meme kanserinin tedavisinin mümkün bir hastalık olduğu bilinmelidir. Meme koruyucu cerrahi yöntemlerle hastanın memesi tamamen alınmadan da tedavi edilebilir.